*Olivia'nın gözünden
Yemek için ne giyeceğimi bilemedim. Hem onlarla ilk yemeğim olacak hem de Jin'e güzel görünmek istiyorum. Bir sürü şey denedikten sonra bir sweatshirt ve etek geçirdim, evden çıktım. Kalbim deli gibi çarpıyor fakat daha şimdiden bu kadar belli etmemeliyim.
İçeri girdiğimde hepsinin gelmiş olduğunu gördüm. Jin'in dikkatle beni izlediğini hissettim. Hepsi ayağa kalktı ve selamlaştık. Siparişler geldiği zaman saçımda bir el hissetmemle irkildim ve arkamı dönerek bağıracaktım ki Jin'i görmemle donakaldım.
-Korkuttuğum için özür dilerim. Yemek yerken rahat olmalısın, saçını bağlamamız iyi olur değil mi?
-Şey, teşekkür ederim. Çok naziksin.
Gülümsemesiyle birlikte eriyecek gibi oldum.Çocukların da güldüğünü gördüğümde çok utandım. Öyle değişik hissettim ki. Normalde kimsenin temasından hoşlanmam, hele saçlarıma dokunulmasından hiç hiç hoşlanmam. Fakat öyle bir andı ki ellerini saçımdan çekmesini istemedim. Biraz gündemden ve komik olaylardan konuştuktan sonra kalktık. Namjoon, Hoseok ve Yoongi'nin evi sağ tarafta Jin ve benim evim sol tarafta kaldığı için gruplaşarak vedalaştık.Gözlerini üzerimde hissedebiliyordum.
-Benim arabamla gidelim, yarın senin arabanı evin önüne bıraktırırım olur mu?
-Sorun değil gerçekten. Kendim gidebilirim. Zahmet etme.
-Öyle şey olmaz lütfen. Hem bu resmi olarak bizim ilk buluşmamız. Hadi gidelim.
Öyle ikna edici gözleri vardı ki...Fıtı fıtı yürüdüm arkasından ve arabaya bindik. Kafam ona daldı gitti.Birden yüzüme doğru eğildi ve nefes nefese kaldım.
-Emniyet kemerini takmayı unuttun.
-Ah haklısın, teşekkür ederim.
Arabada giderken radyoyu açtık ve iş hakkında konuşmaya başladık. Ne kadar akıllı bir adam olduğunu tekrar fark ettim ve tekrar hayran kaldım. Koca şirketi bu yaşında kurması ve ileri taşıması harika bir şey. Düşüncelerim arabanın durmasıyla dağıldı. Belki de bu bizim için bir fırsattı.
-Jin biliyorum meşgulsün ama bir şeyler içmek ister misin?
Parıldayan gözleriyle bana baktı ve gülümsedi
-Çok isterim
İçeri girdiğimizde etrafı incelemeye başladı.
-Biliyor musun zevklerimiz çok benziyor. Evim ve ofisim de burası gibi. Bu hoşuma gitti.
-Pastel renkleri ve parıltıyı severim. Aslında hepsi dinginlik veriyor. Kahve çay tarzı bir şeyler mi istersin yoksa içki mi içelim. Şarap sever misin?
-Bugün özel bir gün, şarap açmak güzel olur.
En sevdiğim koltuğumda oturmasını saatlerce izleyebilirdim. Keşke oradan hiç kalkmasa ve hep benimle böyle konuşsa. Ne ara böyle düştüm bu adama bilmiyorum.
-Neden tercümanlık Olivia? Üstüne işinde çok başarılısın bu hayranlık duyulacak bir şey.
-Annem sürekli yabancı dizi filmler izlerdi. Korece, Arapça, İspanyolca... İzlediğim zaman keşke altyazıya ihtiyaç duymadan anlayabilseydim diye düşündüm, büyüdükçe dile yatkınlığım olduğunu gördüm ve bugün buradayım.
-Bu gerçekten harika bir şey. Elinde bir sürü güç varmış gibi. Sen yokken biraz hakkındaki yorumları okudum. İnsanların idolüsün.
Ne dedi o az önce?! Hakkımdaki yorumları mı okumuş? Bu adam beni öldürmeye yemin mi etti bilmiyorum ki.
-Ya sen Jin, neden medya şirketi? Babanı buraya taşındığımda duydum, sanırsam o da İletişim şirketinin başındaymış ve başına gelen şey inanılır gibi değil.
Birden yüzü düştü ve daldı gitti. Sorduğum şeyin kötülüğünü o an fark ettim.
-Jin,özür dilerim. Böyle sormam yanlış. Başka bir şey hakkında konuşalım.
-Hayır hayır sorun değil. Sorduğun şeyde haklısın. Kocaman medya şirketi olan ve her şeyi bulan Kim Seokjin babasının katilini bulamadı. Bir kanıt bile yoktu Olivia. Bu beni çaresiz bıraktı. Babamdan sonra herkes bir şeyler söyledi ama her şeyi o kadar gizli tutmuş ki. Nedeni hakkında bile bir fikrim yok.
- Bir gün bulacaksın eminim. Akıllı ve hırslı bir adamsın. Harika işler yapıyorsun. Kendini böyle değersiz görme. Ben sana inanıyorum ve hep yanındayım.
Karşımda küçük bir çocuk gibiydi. Bir anlık cesaretle elimi yanağına koydum ve okşadım. İkimizin gözleri de dolmuştu. Düşen gözyaşını sildim, ardından avucumu öptü. O an zaman durabilirdi, dünya mahvolabilirdi.
Jin'in gözünden
Olivia'nın sorusuyla öylece kaldım. Uzun zamandır kimse bana bunu sormayı cesaret etmemişti. Benim için bu konu hakkında konuşmak zor da olsa kısa bir şekilde kendimi ona açıkladım. Öyle bir bakıyordu ki, bana böyle bakan sadece üç kişi olmuştu: annem, Olivia ve o...İkimizin de gözleri doldu. Birine kendimi açabildiğime ben bile şaşırdım. Elini yanağımda hissettim, gözyaşımı sildi. Öyle naif bir kadın ki...Avucunun içini öptüm. Belki sonsuza kadar böyle kalabilirdim, bir yandan yine bana böyle bakan birinin beni bırakmasından korksam da .
Taehyung'un gözünden
Babam kahvaltıya çağırdığı için erkenden oraya gittim. Yüzü yine düşük, sabah sabah sinirimi bozacağı belli. Oturduktan sonra bir şey demeden ona baktım zaten makine gibi konuşmaya başlayacak, her zamanki gibi.
-Duyduğuma göre Yunji'ye pek de sevecen davranmıyormuşsun. Bir kızın gönlünü almak ya da iyi davranmak sizin için bu kadar mı zor Taehyung Bey? Gerekirse köpeği olacaksın. O ne derse o olacak.
O kadar küfretmek istedim ki hepsine. Onu dinlemek zorunda kalmaktan nefret ediyorum. Beni ona bağlayan tek şey parası. Şirketten desteğini çekerse düşüşe geçerim. Bunu bildiği için kukla gibi oynatıyor beni. Yejin'in babasına da yalakalık yapıyor. Onun yüzünden mutsuzum, aynı lisede Yejin'le çıkmaya başladığım ilk gün gibi.
-Ona haddinden iyi davranıyorum. Yakında yeni sezon tanıtılacak. Onun kıçında dolaşmamı bekleme. İşim daha önemli. Tüm dünyanın gözü üstümde.
- Ben onu bunu bilmem, iyi davranacaksın. Eğer ki arada bir sorun olursa seni mahvederim. Bu sefer dünya yeni sezonuna değil göt gibi kaldıktan sonraki suratına bakar.
-Öyle bir gün gelecek ki sana gram ihtiyacım kalmayacak. Ben seni o zaman göreceğim. Bak bakalım o zaman kim göt gibi kalıyor.
Sinirle masadan kalktım. Sikik herif. Hayatımı mahvetti. Her şey ona bağlı sanıyor ama herkes şahit olacak, onu batıracağım. Her şey bir yere kadar. Elimden aldığı ne varsa hepsini tek tek geri alacağım. Buna nereden başlayacağımı biliyorum, hayatımın aşkından.
Okuyanlara çok teşekkür ederim. Gerçekten çok mutlu oluyorum. Umarım beğenerek okuyorsunuzdur,okursunuz. Acemi de olsam çabalıyorum. Sizi çok seviyorum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
INTO YOU
FanfictionBiri moda sektörünü,diğeri ise medya sektörünü yönetiyor. Yönetemedikleri tek bir şey var,o da aralarındaki ilişki. "Herkesin gözü üstümüzde, bu yüzden bebeğim bu bir sır olarak kalsın Biraz skandal, fakat bebeğim görmelerine izin verme"