Merhaba arkadaşlar🫶🏼 hikayede görmek istediğiniz şeyleri yorum olarak yazarsanız sevinirim❤️ oy vermeyi ve bolca yorum yapmayı unutmayın iyi okumalar🤗❤️Bana göz kırpıp odadan çıkınca ben de mutfağa indim. Baharatların olduğu dolabı açıp içinden nescafe çıkardım, yemek yaparken fark etmişti. Tür kahvesi yapmayı bilmiyordum, yoksa yapardım. Su da ısıtmaya başlayınca Ahmet mutfağa girdi, bana kısa bir an bakıp dolabı açtı ve birkaç cam kavanoz çıkardı. Tabak da alıp kavanozdaki kuru yemişleri koyarken ben de fincan alıp kahveleri hazırladım.
Salona geçince Ahmet elindekileri sehpanın üstüne koydu. Ben de onun kahvesini koyup oturdum Ahmet de hemen oturup bana baktı.
"Her şeyi en başında anlat, nasıl buraya geldiniz? Nasıl kaçamadın? Sana nasıl davranıyordular. En önemlisi baban bu yaşadıklarına nasıl göz yumdu"
Meraklı gözlerle bana bakınca kahvemden bir yudum alıp bıraktım ve ellerimi kaldırıp anlatmaya başladım.
"Ben henüz 12 yaşındayken annem öldü. O zaman babam bana karşı çok iyiydi ya da ben onu çok sevdiğim için kötülüklerini göremiyordum. Annem öleli 2 gün olmuştu babam apar topar beni buraya getirdi, geldiğimde o kadın ve oğlu zaten buradaydı. Ben biraz sakar olduğum için bazen bardak kırardım, o kadın da her kırdığım bardak için beni karanlık kilere kapatırdı. Babam evde olmadığı için görmüyordu tabi, babam eve gelince söylüyordum ama o kadın bir şekilde babamı ikna ediyor beni suçlu gösteriyordu. Gün geçtikçe babam bana karşı kin beslemeye başladı. Ben de gün geçtikçe konuşmayı unuttum. İlk kaçmak istediğimde 15 yaşındaydım, kaçamamıştım. Evdeki çalışanlara eve gelen misafirlere ağlaya ağlaya yardım istedim, hiçbiri bana yardım etmedi, kalpleri kötülükle mi kaplanmıştı, babamdan mı korkuyordular bilmiyordum ama merhamet hiçbirinde yoktu. 20 yaşında bir daha kaçmak istedim yine olmadı. Şimdi şans eseri kaçtım kurtuldum"
Elimi indirince sehpaya bıraktığım kahvemi bana uzattı.
"ben bu hayatta yaşadığımız, yaşayacağımız her şeyin bir zamanı olduğunu düşünüyorum. Mesela 20 yaşında kaçmış olsaydın belki başına çok kötü şeyler gelecekti. Şu an kaçmış olman özgür olmanın zamanıymış ki bana denk geldin, yani şöyle söyleyeyim Allah'a hep bir dua ederiz ama bir türlü olmaz ya, aslında iki seçenek vardır ya Allah o şeyin hayırlı olmadığını bildiği için kabul etmiyordur ya da henüz zamanı değildir. O yüzden duam kabul olmuyor değil hayırlı değil ki olmuyor demek en doğrusu"
Ahmet'in söyledikleri beynimde tekrarlanırken başımı salladım. Gerçekten doğru söylüyordu her şeyin bir zamanı vardı.
Gece yarısı 3'e kadar Ahmet'in bana sorduğu soruları cevaplamıştım. Sanırım bana pek inanmamıştı ama gece ona her şeyi anlatınca tam olarak emin olmuştu. Şimdi saat 8'di ve ben kahvaltı hazırlıyordum. Uykuya bile güçlükle dalmıştım, hem çok korkuyor hem çok mutluydum. Bu hayat nasıldı beni neler bekliyordu bilmiyordu..
, iyi düşün iyi olsun Tuğba.Hazırladığım her şeyi masaya dizip Ahmet'i uyandırmak için yavaş yavaş merdivenlerden yukarıya çıkmaya başladım, odasının önüne gelince kapıyı çaldım.
"geliyorum" diye seslenince aşağıya tekrar indim. Demlenen çayı masaya koyunca Ahmet içeriye girdi masaya bakıp ıslık çaldı ve konuştu.
"vay vay bu kadarını beklemiyordum, inşallah kışlada da böyle şeyler yaparsın."
"yaparım tabiki" elime bakıp kahkaha atmaya başlayınca ona anlamayan gözlerle bakmaya başladım neden gülüyordu ki? Ellerimi tekrar kaldırıp hareket ettirdim. "neden gülüyorsun?"