Canlarım aslında bölümü 14 şubat atmayı planlıyordum ama aksilikler peşimi bırakmadı. Telefonum arızalandı format atıncada her şey gitti. Tekrar yazmak o kadar iğrenç Bir duygu ki anlatamam. Neyse kii iki günde bir şeyler yazabildim.
Keyifli okumalar💞
oylamayı ve bol bol yorum yapmayı unutmayın 💕
Pencerenin tahta zeminine parmaklarımı yerleştirmiş vaziyette öylece gökyüzünü izliyordum. Gözlerim, yavaşça şafağın muazzam görüntüsüne kaydı. Ateş'in yanımdan ayrılışından sonra zihnimdeki düşüncelerden arınmak istercesine göğe bakıyordum. Son sözlerini söylerken cevap vermeden kafamı çevirip yine ondan kaçmıştım. Bu defa beni sıkıştırmak yerine birkaç saniye duraksayıp yumuşak adımlarla çıkıp gitmişti.
Bu adamın öyle bir etkisi vardı ki ait olduğum yeri sorgulamama hatta beynimde dönen kelimeleri fütursuzca unutmama neden oluyordu.
Saatlerdir pencerenin önünde aramızda geçen konuşmaları düşünürken dudaklarımın gülümsemeyle kıvrılışını saklayamıyordum.
"Aidiyet tek taraflı olmaz. Birini kendine ait hissedersen eğer o hisler bir kördüğüm gibi birbirine kenetlenir ve ben bunu hissediyorum küçük kaçak. Bana ait olduğunu tüm hücrelerimde hissediyorum."
Kelimelerinin doğruluğu zihnimi esir alırken içimde biriken hisler, dışarı çıkmak için çırpınıyordu. Söyleyemediğim kelimelerin izi kalbimdeydi ve bu izler onun varlığını unutmamı engelleyecek kadar tesirliydi.
Derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım. İçimdeki vaveylâ-yı dindirmek adına soluk verdim. Ruhumda biriken karmaşık duygular silsilesinden nasıl kurtulacağımı bilmiyordum.
"Kalbinin derinliklerine inen biri için aklını devreye sokmamalısın serina.."
Korkuyorum iç ses, ilk defa hissettiğim bu garip duygunun gerçekliğinden korkuyorum ve hatta bitmesinden...
Kapının açılmasıyla irkilerek arkama döndüm. Bay Alastor, huzur veren mavi gözleriyle bana bakarken beyaz sakalları, gülümsemeyle hareketlendi.
Dün geçirdiğim atakla hazırladığı iksirden ilk dozu enjekte etmişti. Uzun bir süre uyuyacağımı söylerken gece Ateş'in kokusunu hissederek uyanmak, yanaklarımın yanmasına neden oluyordu.
"Günaydın kızım."
"Günaydın efendim."
Güven veren ifadesiyle başını sallayıp içeri girdi. Yavaş adımlarla komodine doğru ilerlerken elinde bulunan mavi renkteki sıvıya gözlerim kaydı. Ne olduğunu tam olarak kestiremesemde laneti tetiklemek adına üretilen iksirlerden biri olduğunu tahmin etmek pek de zor değildi.
"Geldiğimde uyuyor olmanı bekliyordum. İksirin etkisi çabuk geçmiş olmalı."
Arkası dönük vaziyette konuşurken içimden,
"Geceden beri hiç uyumadım ki zaten," diye mırıldandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZİFİRİ
Ciencia FicciónBeni büyük bir hayranlıkla süzüyordu. Sanki ona dünyaları bahşetmişim gibi itinayla izliyordu. Ona seni seviyorum desem, en fazla bu kadar güzel bakabilirdi. Gözleri yüzümün her bir noktasını süzerken son durağı dudaklarım olduğunda yutkundu. "Bana...