Asmodeus küçük şirket binasının merdivenlerini tırmanırken oldukça rahat görünüyordu.
Dün sekreteri şirketi arayıp randevu almıştı, büyük ihtimalle şu an onu bekliyorlardır.
"Çok küçükmüş burası. Neden bu kadar zamandır borçları kapatamadıkları belli oluyor."
Maryse'in çalıştığı kata geldiğinde etrafa küçük bir bakış atmıştı. Neredeyse birkaç kişi dışında kimse çalışmıyordu şirkette.
Onların da paralarını zar zor aldıklarına emindi Asmodeus.
"Ben Asmodeus Bane, Bayan Lightwood ile bir görüşmem vardı."
"Ah evet, o da sizi bekliyordu efendim. Ben sizi odasına kadar götüreyim."
Kız nazik bir tonla konuşup yürümeye başladığında Asmodeus etrafı incelemeye devam etmişti. Her ne kadar borç içinde yüzen bir şirket de olsa düzen ve intizamdan ödün verilmemişe benziyordu.
Bu kadın iyi bir yönetici olmalıydı. Zaten Asmodeus onun hakkında olumlu şeyler duymuştu ve onu araştırmıştı.
Kimse o kadar borcun ve sorumluluğun altından kalkmayı beceremezdi.
"Burası efendim. Size iyi görüşmeler diliyorum."
Kız uzaklaştığında Asmodeus da kapıyı birkaç kez çalıp odaya girmişti.
"Asmodeus Bane?"
"Taa kendisi." Deyip kapıyı kapattı Asmodeus. Aklında canlanan görüntüden farklı bir görüntü vardı karşısında.
Beklediğinden genç ve güzel bir kadındı Maryse.
"Lütfen oturun, ne içersiniz?"
"Sütlü kahve, şekersiz olsun."
Maryse sabit hattan sekreterine iki kahve getirmesini söylerken Asmodeus da odayı incelemişti.
"Küçük ama düzenli bir şirketin var Maryse."
"Teşekkür ederim. Eminim hakkımda bir şeyler duymuşsundur. Borç içinde yüzen bir kadın olabilirim ama elimden geldiğince bu şirketi ayakta tutuyorum."
"Bunu fark ettim. Aslında ben de tam olarak buraya bu sebepten geldim." Deyip bir bacağını diğer bacağı üstüne atarak rahat bir şekilde oturmaya başlamıştı Asmodeus. "Benim adımı duymuşsundur."
"Duymamak mümkün mü?"
"Bu işin en iyilerindenim ve kendimi daha farklı alanlara açmak istediğim için yeni iş kolları bulmaya karar verdim. Küçük ve gelecek vaat eden şirketlere finansal destek sağlayıp yatırımlar düzenlemek istiyorum."
Aslında tabii ki böyle bir amacı yoktu, küçük şirketlerden oldum olası nefret ederdi. Finansal destek için yalvaran o patronlar gözünde küçük birer fare gibilerdi.
Ama oğlu ondan bir iyilik istemişti ve Asmodeus doğruca kadına "oğlum bunu istedi" diyemezdi.
"Biraz daha açık olabilir misin?"
"Bu şirkete finansal destek sağlayarak şirkete ortak olmak istiyorum."
"Bu şirkete? Farkında mısın bilmiyorum ama bu şirket borç içinde yüzüyor."
"Evet, tam da bu yüzden istiyorum. Borç içinde yüzen bir şirketi bu kadar zaman ayakta tutmayı becermiş bir kadın var karşımda. Gelecek vaat ediyorsun Maryse."
Maryse şaşkınca ona bakarken Asmodeus gülümsemişti. O sırada ikisinin kahveleri geldi ve konuşma küçük bir araya girdi.
"Tam olarak ne kadar borcun var?"
"Bu işe girdiğimde 1 milyon dolar borcu vardı şirketin. Zamanla bunu azalttım. Şu an görünürde 250 bin dolar borcu var, kaldığımız evin üstünde de borç var ve onunla birlikte 350 bin dolar borcu var şirketin. Cidden bu şirkete ortak olmak istemezsin."
"350 bin hah?" Deyip eliyle çenesini sıvazladı Asmodeus. "Peki sana şöyle bir teklif ile gelsem? Bu şirkete 500 bin dolarlık yatırım yapacağım. Tüm borçlarını silersin ve 150 bin dolarlık karın olur. Ben de şirket ortağı olurum."
"Sen kafayı yemiş bir adam olabilir misin?"
"Deli olduğumu söyleyen çok insan var. Kabul et, yarın 500 bin hesabında olsun."
"Be... ben..."
"Ayrıca kara geçeceğin işler için yarı yarıya alacağım parayı bir yıl boyunca senden talep etmeyeceğim. Bu sayede daha çabuk toparlarsın. Ki Asmodeus Bane'in ortak olduğu şirket olarak anıldığında sırf bu unvan bile işlerini 2 ya da 3 kat arttıracak. Hala neyi düşünüyorsun?"
"Düşünmüyorum, bunun bir şaka olup olmadığını anlamaya çalışıyorum."
"Ben şaka yapmam Maryse, özellikle de iş konusunda."
"Bu... benim için harika bir şans. Ama durduk yere bunu yapmış olman... ben anlam veremiyorum."
"Bu şirket daha da büyüyünce durduk yere yapmadığımı anlarsın Maryse."
....
Maryse çok mutluydu, asla böyle bir şey beklemiyordu.
Akşam eve geldiğinde çocukları onun için akşam yemeğini hazırlamışlardı ve Maryse kocaman bir gülümseme ile onlara sarılmıştı.
"Size harika haberlerim var çocuklar." Deyip masaya oturdu Maryse. Çocukları annelerini uzun bir aradan sonra ilk kez mutlu görüyorlardı.
"Neler oluyor anne?" Dedi Alec merakla.
"Bugün çok güzel bir olay yaşandı. Yarından itibaren şirketin hiçbir borcu kalmayacak ve hatta kara bile geçeceğiz."
"Sen ciddi misin anne? Nasıl oldu bu?" Dedi Izzy annesine şaşkınca bakarak.
"Finansal destek, hem de kendim aramadan ayağıma geldi. Hala aklım almıyor, şirkete 500 bin dolarlık yatırım yapıp şirkete ortak olacak. Resmen rüya gibi."
"Ne yani şimdi istediğim zaman her istediğim yemeği alabilecek miyim?" Dedi Max sevinçle.
"Evet, alabileceksin. Anneniz size ne isterseniz alabilecek bundan sonra."
Maryse eliyle Max'in saçlarını okşamıştı.
"Hem de bu yatırımcı kim, asla tahmin edemezsiniz."
"Kim? Onu yemeğe falan da çağıralım anne, olur mu?" Dedi Izzy gülerek.
"Ben de öyle düşündüm, bir de oğlu var diye biliyorum. İkisini çağırırız. Ha unutmadan, yatırımı yapan kişi Asmodeus Bane."
Alec duyduğu isimle bir anda şok yaşarken Isabelle sevinçle gülmeye başlamıştı.
"Ne? Şu... ünlü Bane şirketinin patronu değil mi bu? Anne o adam para havuzunda yüzüyor resmen. Neden bizim şirkete yatırım yapsın ki?"
"Ben de bilmiyorum kızım ama bu aralar böyle şeyler yapmaya başladığını söyledi."
"Abi duydun mu? Sen de onun oğlu ile çalışıyordun. Ne büyük tesadüf ama."
"Aa, senin çalıştığın tasarımcı onun oğlu muydu?" Dedi Maryse şaşırarak. Alec de kafasını olumlu anlamda sallamıştı.
Ailesine son seçmeyi geçemediğini ve işe alınmadığı yalanını söylemişti.
"Oğlu nasıl birisi? Alec oğluna hayrandı."
"Normal, çok bilmiyorum. Fazla denk gelmedik." Dedi Alec yalanına devam ederek. "Tebrik ederim anne."
Annesini ilk kez bu kadar mutlu görüyordu Alec. Ama bunun bir tesadüf olmadığını anlayacak kadar da zeki bir insandı.
Raphael buraya geldikten sonra böyle bir işin patlak vermesi bir tesadüf olamazdı çünkü.
....
Hadi hayırlısı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Glitter And Gold
Short StoryMagnus dünyaca ünlü bir moda tasarımcısı. Yaklaşan yeni defilesi için model seçmeleri yaparken hayatının nasıl değişeceğini nereden bilebilirdi ki?