"Burada bulunma amacınız benim markamı en güzel şekilde temsil etmek."
Magnus, seçtiği modeller ile provalara geçmeden önce konuşma yapmak istemişti.
"Benim işim disiplin ister, dikkat ve yetenek ister. Size markamı temsil etmeniz için bir fırsat veriyorum ve bunu en iyi şekilde değerlendirmek zorundasınız, bilin istedim. Tek bir hatanızda gözünüzün yaşına bakılmaz burada."
Etraftaki herkes Magnus'u büyük bir dikkatle dinliyordu.
"Bana ismimle hitap edemezsiniz. Sizinle samimi olmak gibi bir derdim yok, mümkünse siz de benimle samimi olmayın. Kadınlar, topuklu ile düzgün yürümek zorundasınız. Erkekler dik durmak zorunda. Bunların hepsini size tek tek öğreteceğim. Önce erkekler ile başlamak istiyorum, kızlar arkaya gidebilirler."
Salondaki kızlar arkaya yöneldikleri zaman Magnus kalan kişileri süzmüştü.
"Siz de oturup beni izleyeceksiniz. Bir erkek nasıl yürümeli ve nasıl yürümemeli size bunu öğreteceğim. En iyisinden ders alıyorsunuz, bu yüzden bu anların kıymetini bilin."
Erkeklerin hepsi yerlerine geçerken Magnus da podyumun başına ilerlemişti.
"İzleyen kişiler size bakmalı, gizemli bir havaya sahip olmalısınız. Kendinize güvenli..." Bunu derken sırtını dikleştirdi. "Keskin ve soğuk bakışlı..." etrafa küçük birer bakış atmıştı. "Ve de dik duruşlu olacaksınız."
Magnus yürümeye başladığında tüm gözler onun üstüne çevrilmişti. Magnus'un yüzünde keskin bir bakış vardı, asla taviz vermeyen bir bakış.
Podyumun sonuna geldiğinde çevresine bir bakış attı ve yerinde keskin bir dönüş yaptı.
"Böyle bir dönüş istemiyorum. Sizden daha nazik dönüşler bekliyorum. Bir ayak geriye, o ayak üstünde küçük bir balans ile dönüş."
Dönüşü gösterip sonrasında diğer tarafa doğru yürümeye devam etmişti Magnus.
"Kendinizi göstermeniz gereken yer tam olarak burası, kendinize güvenin ve yapacağınızı düşünün. Gerisi ne kadar yetenekli olduğunuza bağlı olarak gelişecektir."
...
Kızların da dersleri bittikten sonra Magnus odaları gezmeye başlamıştı. 3 kişiye bir oda düşüyordu ve defile gününe kadar modeller burada kalacaktı
"Odalarınızı temiz tutun." Deyip yatağın üstünde duran tişörtü eline aldı Magnus. O sırada arka taraftan üstsüz birisi çıkmıştı.
"Alexander, bu senin miydi?" Deyip Alec'i süzdü Magnus. Ona kesinlikle önü açık bir kıyafet verecekti defilede.
"Şey... evet benimdi. Üzgünüm, duşa girecektim de."
"Sen tek mi kalıyorsun?"
"Aslında iki kişiyiz. Jace adında bir partnerim var. Bu oda iki kişilikmiş çünkü."
"Ah doğru... partnerin nerede?"
"Acıktığı için bir şeyler almaya gitti, ben de o sırada duşa gireyim demiştim işte."
"Senin boyun kaçtı?" Deyip onu tekrar süzdü Magnus.
"1.90."
"Ohh... makul. Yani şey... modellik için makul bir boy uzunluğu demek istedim."
Magnus arkadaki yatağa kendini yavaşça bırakıp bacak bacak üstüne atmıştı.
"Burada kalmak sorun olmaz umarım senin için."
"Hayır Bay Bane, sorun olacağını düşünmüyorum." Deyip Alec de karşısına oturmuştu. Bu adam ona yürüyor muydu yoksa yanlış mı anlamıştı?
"Güzel... burada kaldığın süre zarfında bir konuda yardıma ihtiyacın olursa odama gelebilirsin. Yardımcım sana odamı gösterecektir."
Evet evet, kesinlikle yürüyordu.
"Teşekkür ederim, çok naziksiniz."
"Bazı konular dışında naziğimdir." Deyip tırnaklarına baktı Magnus. "Ama bazen küçük, huysuz bir kediye dönüşüyorum."
Alec ne tepki vereceğini bilememişti. Patronu ile yatması etik miydi acaba?
Gerçi Magnus'tan söz ediyorsa eğer, ahlak kurallarını askıya alabilirdi.
"Odanıza mutlaka uğrayacağım Bay Bane, şüpheniz olmasın."
"Güzel, buna sevindim işte. O zaman ben seni yalnız bırakayım, senin ıslak olman gereken konular var."
Magnus onu son kez süzüp odadan çıktığında Alec bir süre arkasından bakakalmıştı.
Bu adam cidden manyaktı ama etkileyici olduğu da bir gerçekti.
...
Magnus yavaş kardeşim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Glitter And Gold
Historia CortaMagnus dünyaca ünlü bir moda tasarımcısı. Yaklaşan yeni defilesi için model seçmeleri yaparken hayatının nasıl değişeceğini nereden bilebilirdi ki?