Garip gece ve garip grup

158 17 1
                                    

"Riddle!" İmkansızdı. Götürüleceği yere kadar sessizce beklemek zorunda kaldı.

"Nereye götürüyorsun beni?" Profesör Snape'in malzemeleri sakladığı o dar yere daldılar. Nasıl kilitli olmaz? Bir süre nefesini tutarak bekledi. Soru sormadı. Riddle asasını bile yakmamıştı. Bu yüzden karanlıktı. Ama kimsenin olmadığına emin olunca konuştu. "Ne yaptığını sanıyorsun? Aç şu kapıyı." Hangi anda kilitlediğini bile fark etmemişti. "Kes sesini."

"Seni bildirmemi mi istiyorsun? Koridorda ne halt ediyordun?" Aşırı gergindi. Öfkeyle kapıyı açmak için ceketinin cebindeki asaya uzandı ama yoktu. "Boşuna arama." Riddle lumos ışığının altında asayı hafifçe gösterdi. Tess alanlarının dar olduğunu fırsat bilerek almak için uzandı.

Çocuk refleks olarak geriye doğru adım atmak istedi ama arkasındaki raflara sırtını çarparak düştü. Merdivene kafa atmak istemeyen Tess'te onun üstüne düştü. "Ah!" Kafasını yine de ilk basamağa vurmuştu. Elleri kafasındayken acı içinde gözlerini açınca Riddle'ın üstünde boydan boya yatıyordu. Bir metrekare alanda garip bir şekilde duruyorlardı. İki asada hemen arkasına, yani Riddle'ın ayak ucuna düşmüştü.

Anında kafasını uzaklaştırınca bu seferde kafasını rafa vurdu. Tekrar acı içinde kafasını tutarken sırtına ufacık bir şişenin düştüğünü ve kırıldığını hissetti. Sıvı cübbesini ıslatmıştı. "Artık kalkacak mısın?"

Sakince bedenini kaldırdı ve yerdeki asasını aldı. Onun açtığı boşluk ile kendisi de kalkan çocuk cübbesini düzeltti ve kendi asasını aldı. Lumos ışığını tutarak kırılan şişeye baktı. Tess onu görmezden gelerek ve incelenecek ne varsa kapıyı açtıktan sonra incelenmesi gerektiğine karar vererek asasını kapıya uzattı. Tam açacakken çocuk kolunu tuttu. "Açma." Hala kafasına üst üste yediği darbelerin acısını çeken kız yeterince öfkeliydi.

"Kim olduğunu sanıyorsun da beni zorla sürükleyerek buraya sokuyorsun? Ne cüretle kapıyı kitleyerek elimden asamı alıyorsun?!" Kolunu çekti. Tekrar kilite yöneldi ama çocuk kolunu o kadar hızlı çekmişti ki kız o tarafa döndü. Saçları bozulduğu için önüne düşen çocuk bileğini sıktı. "O-lanet-kapıyı-açmıyorsun." Tess işte şimdi hayatındaki en korktuğu anı yaşıyordu. Ne yapacak?

Asayı ister gibi hatta emreder gibi elini uzatan Riddle'ın sabrı taşmış gibiydi. "Düşürdüğün öz ejderha pulu yağı. Snape'in bu özü gençliğinde sekiz yıl aradığını biliyorsun değil mi?" Snape'in gençlik yılı mı? Tess değişmiş bir dünyada bunu nasıl bilebilirdi? "Ö-öyle mi?" Göz ucuyla şu an genç çocuğun ayakkabısı altında ezilen öze baktı. "Eğer o kapıya bir kez daha uzanırsan yarın Snape'in seni okuldan attırmak için Dumbledore'a neler diyeceğini düşünmeye başla bile."

"Beni buraya sen soktun Riddle." Onun tehditlerinden korkamazdı. Kapıya geri döndü. Onu arkasına alması ne kadar mantıklıydı bilmiyordu. Kiliti kaldıracak büyüyü fısıldadı. Gıcırdayan kapı hafifçe açılırken gözlerinin karardığını ve ayaklarını artık hissetmediğini fark etti.

***

Gözlerini açtığında yatağındaydı. Başı o kadar çok dönüyordu ki yataktan kalkamayacağını hissediyordu. Oda arkadaşı Alice başında dikelmiş dik dik bakıyordu. "Sen geç kalkmaya iyice alıştın." Sarışın kız hızlı hızlı saçlarını topladı ve kendi cübbesini giydi. Hala yatakta olan Tess'e tekrar kızdı. "Tess kalksana!"

Odaya nasıl geldiği hakkında bir fikri yoktu. Hatta dün tam olarak ne yaşadığını da hatırlamıyordu. En son hatırladığı görüntü açılan kapıdan küçük odaya vuran ışıktı. "Alice belki biraz garip gelebilir ama..." Zar zor yataktan kalktı. "Gece buraya nasıl geldim?" Hazırlıklarını bitiren kız düşündü. "Bir fikrim yok." Tess ağzını aramaya çalıştı. "Hiç ses duymadın mı? Yürüyerek girmemi filan mesela. Ya da biri getirmiştir."

İkinci olasılık o an saçma geldi. Riddle buraya giremezdi ayrıca onu taşıma zahmetine bile gireceğini düşünmüyordu. "Yani işte o tür bir ses." Alice tekrar düşündü ama sonuç yine aynıydı. "Aslında yatmadan önce kitap okudum ama hala gelmemiştin. Daha sonra yattığım için bilemiyorum. Ayrıca neden soruyorsun? Nasıl geldiğini bilmiyor musun?"

"Odaya girdiğimde kapının yanındaki çantama takıldım. Karanlık diye görmedim sanırım. Uykunuzu böldü mü merak etmiştim." Doğal davranmak için kalktı ve üstünü değiştirdi. Aynada saçlarını düzeltti. "Sen git ben hemen gelirim. Eğer Mason kapıdaysa ona da gitmesini söyle. Boşuna beklemesin." Görevini anlayan Alice yavaşça çıktı. O çıktığı anda Tess kendisini tekrar yatağa attı.

Açıkçası nasıl geldiğini düşünmeden edemiyordu. Peki o döktüğü öz ne olacaktı? Riddle'ın söylediği gibi Profesör Snape şu an onu attırmaya çalışıyor muydu? En önemlisi Riddle neden onu da saklamıştı? Aklına karanlık sanatlar dersi gelince resmen fırlayarak kalktı ve odadan çıktı. Şimdi okuldaki geleceğim belli olur!

Normal şekilde insanlara selam veriyor ve sınıfına ilerliyordu. Harry arkasından uçarcasına çıkınca korktu. "Bu gece bahçeye çıkacağız. Ben, Ron, Hermione, Fred ve George. Hermione hemen kabul etmedi gerçi ama gelecek." Tess bu gece de kuralları çiğnemek istemiyordu. "Harry lütfen ısrar etme. Ben gelemem." Ama edeceğine emindi. "Tess yapma ama. Hermione bile geliyor."

Çocuğun yara izi olmayan alnına baktı. Şimdi üzgün olduğu için kırışıktı. "Annen ve baban nasıl Harry?", "Ne?" Şaşkın şaşkın bakan çocuk cevapladı. "İyiler. Neden sordun?" Bir an gözleri doldu. Omuzlarını silkti. "Hiç. Sormak istedim. Ayrıca sana söylüyorum. Gelemem." Arkadan Mason'ın da geldiğini görünce derin bir nefes aldı. Kesinlikle ısrar edecekler.

Çocuk elini Harry'nin omzuna attı. "Selam." O sırada geçen kızlara da selam veriyordu. Tess sertçe omzuna vurunca kedi yavrusu gibi önüne döndü. "Ron'un seni aradığını sanıyordum." Mason etrafına baktı. "Hiç görmedim." Tess'e döndü. "Neden Alice'e beklemememi söyledin? Eğer kolye olayıysa, trip atması gereken kişi bendim." Kolye lafını duymak bile istemiyorum. "Ron seni akşam bahçeye çıkacağımız için arıyordu Mason. Ben, Ron, Hermione, Fred ve George." Çocuk anında kabul etti.

Harry şimdi arkasına bir kişi daha almıştı. "Mason geliyorsa kesin gelirsin Tess.", "Onur duydum." Dedi Mason gururla. Daha fazla dayanamayan kız kabul etti. "Güzel. O zaman akşam onda ortak salonun önünde. Kimseye görüneyim demeyin." En azından kafam dağılır. Üçü sınıfa birlikte girdiler. Ortak dersleri olduğu için önde Tess ve Mason, arkada Harry ve Ron, onun arkasında Neville ve Hermione oturuyordu.

Sağ tarafındaki o soğuk havayı hissedince döndü. Riddle direkt olarak ona bakıyordu. Görmezden geldi ve önüne döndü. Ron diğerlerine heyecanla bir şeyler anlattığı için kimse Tess'in garip gerginliğini fark etmemişti. Snape o hızlı girişi ile herkesi korkuttu ve aniden sınıfa döndü. "Üçlü grup oluşturacaksınız." Henüz okuldan atılma tehlikesi yaşamıyor olması iyiydi. Derin bir nefes aldı.

Ron, Hermione ve Neville'nin grubu yüzünden boşta kalan Harry tam onlara katılacakken Snape Tess ve Mason'ın masasına kitap bıraktı. "Siz üçünüz grup olmuyorsunuz." Direkt Harry'e bakıyordu. Evren ne kadar değişirse değişsin bu ikisi iyi anlaşamazdı. "Fakat Profesör üç kişilik gru-", "Gryffindor'dan on puan."

Sinirle kendisine yeni grup arıyan Harry arkasını döndü. "Sizin açık yerinizi de böylelikle Bay Riddle kapatabilir." Tess ve Mason aynı anda bağırdı. "Ne?!" Ama onları dinlemeyen adam eski yerine geçti ve sınıfa seslendi. "Şimdi herkes on saniye içerisinde yeni grupları ile oturacak."

Herkes ayaklanırken ikisi bekledi. Riddle Tess'in hemen sağına oturduğunda sıkışan kız Mason'a daha da yaslandı. Şu an çöl güneşi ve kutupların soğuğu arasında kalmış gibiydi.

Albo Taşı // Tom x OC // Harry PotterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin