Suçlu Bulundu

99 16 0
                                    

Tess geri çekildiğinde burnunu kaşıdı. Çocuğun onu tutan elleri hafiflemişti. Bu yüzden acaba kaçabilir mi diye düşünüyordu. "Barıştık mı?" Hafifçe eğildi ve çocuğun yüzüne bakmaya çalıştı. "Tess... Tamam bir saniye." Eliyle alnını ovdu. "Bak... Sen şimdi burada otur." Kız gülüyordu. "Heheh. Bembeyazsın." Gözlerine baktı. Her zamankinden daha açık bir renkti.

Kızı yere oturtan çocuk asasını çekti. "Üzgünüm ama bunu ya-", "Ne yapıyorsun sen?!" Mason arkadan koşarak gelmişti. Yanındaki kız bir anda bırakılmanın şokunu yaşıyordu. Riddle'a mı atlasa yoksa Tess'i mi ordan alsa bilemiyordu. "Sonunda gözüktün." Hala asasını arkadaşına doğrultmuş dikelen çocuğa baktı. "Ne?" Tess yerde oturmuş uslu uslu ikisini izliyordu.

***

"Yani bir anda mı oldu? Bir anda kafayı yedi?" Tess Riddle'ın yanında, eteğinin ucuyla oynuyordu. Mason ise partnerini salona yollamıştı. Karanlık, çıkmaz koridorda, yerde durup durumu tartışıyorlardı. "Evet. Anladığım anda uzaklaştırdım onu." Kız uykusu var gibi başını bir öne eğiyor bir kaldırıyordu. "Tess içki içmez. Muggle türü olsun olmasın. Alkol türü bir şey asla almaz." Riddle düşündü. "Andrew'den şüpheleniyorum."

"Bak onu bende sevmiyorum ama baloya sadece beşinci yıllar gelebilir.",
"Baloya bir beşinci yıl ile gelmiş. Tess'in sarışın arkadaşı ile.",
"Alice mi? Ama sınıfta olanlardan sonra... Andrew kim bilmiyor mu?",
"O gün sınıfta olmayabilir. Bilmiyorum." Kolunu çekiştiren kıza döndü. Kız gömleğini hafifçe tutmuştu. "Kurabiye vermeyecek misin?" Riddle diğer aklı başında kişiyle konuşmayı tercih etti. "Sen gelmeseydin onu bayıltacaktım."

"Andrew neden şüpheli?",
"Dans sırasında eş değişikliği oldu. Tess geri geldiğinde bozulmuş plak gibiydi.", Kız güldü ve dediklerini tekrar etti. "Nasıl düzelteceğiz?", "Gidip Andrew ile konuşmalıyız." Mason ellerini kaldırdı. "Ben gidersem kesin kavga ederim.", "Ben gidersem ölür." Çocuk gözlerini kırpıştırdı. "Tamam... Ben giderim Riddle."

Ayağa kalktı. "Geçirdiğim en garip akşam." Riddle sessizce güldü. "Senin mi? Yoksa benim mi?"

***

"Burası çok gürültülü.",
"Şşşş. Eğer sessizce durursan kurabiye alıp gelirim.",
"Çikolatalı al ama.",
"Tamam." Eski masaya döndüklerinde çıkışları unutulmamış gibiydi. Riddle'a sarmaş dolaş sarılan kız bir yandan da masanın örtüsünü inceliyordu. En azından insanlar Riddle'a hayran olduğu kadar korkuyorlardı da. Kimse direkt olarak masaya bakamıyordu.

Mason'ın tarafında ise durumlar aynı değildi. Bir yandan kendisini sakinleştirirken bir yandan da hala o çocuk ile Tess'i yalnız bırakmanın iyi olup olmayacağını kafasında tartışıyordu. İleride Alice'i gördüğünde ok gibi fırlamıştı. Kız aniden adı seslenilince korkmuştu. "Efendim?", "Andrew nerede?" Şaşırdı. "Onu tanıyor musun?", "Aynı takımdayız." Çocuğun sinirden kasılan çenesine baktı. "Bir şey mi oldu?"

"Takım içi bir durum. Nerede olduğunu söyler misin?",
"Tuvalete kadar gitti. Birazd-",
"Tamam. Teşekkür." Tekrar öfkesi toplanıyordu. Sanki çocuğa yaklaştıkça artıyordu. Karşısındaki, keyfi gayet yerinde gözüken çocuğun anında yakasına yapıştı ve köşeye çekti. Ne yaşadığını şaşıran Andrew düşmekten zar zor kurtuldu. "N-Ne yapıyorsun? Delirdin mi?" Mason güldü. "Daha deli tarafım ile tanışmadın.""

"Ne istiyorsun?",
"Tess'e ne yaptın?",
"Ne-",
"Bir daha sormayacağım. Tess'e ne yaptın?",
"Ona ne yapmamı bekliyorsun? Neyden bahsediyorsun?",
"Ben onunla yıllardır arkadaşım. Ve bu bana ne kattı biliyor musun?",
"N-Ne..?",
"Biri yalan söylerse... Anlarım." Çocuğun yakasını daha da sıkı tuttu. "Söyle."

Yutkunan Andrew onu iktirdi. "Ona hiçbir şey yapmadım. Zaten Riddle peşinde dolaşıp durdu." Mason daha da kızıyordu. Yalan söylediğine emindi. Kendi asasını çekti. "Eğer doğruyu söylersen, sana elimi sürmem." Asa boynuna değen çocuk hafifçe titredi. "Ben..." Alice geldiğinde korkmuş gibiydi. "Ne yapıyorsunuz?!" Hemen ikisini ayırdı. "Mason kafayı mı yedin?" Mason kıza baktı. "Git Alice.", "Hah! Başka bir is-" çocuk kızın ince bileğini tutuyordu. "Alice gidecek misin?"

"Tabii ki de hayır." Andrew şimdi sanki bir şey yaşanmamış gibi sırıtıyordu. "Bu manyak herif bana aniden saldırdı." Kız hem korkuyor hem cesur kalmaya çalışıyordu. "Mason ne yapmaya çalışıyorsun?" Mason Alice'i severdi. Onu üzmek istemiyordu. Tess gerçeğini açıklayamazdı. Ağzını açıyor, sonra vazgeçiyordu. "Lütfen git." Artık gerçekten yalvarıyor gibiydi. Kız bir anlık duraksadı ama hala Andrew'in önündeydi. Kafasını hayır anlamında salladı ve yerinden kıpırdamadı. Çocuk daha da fazla dayanamadı. Kızı kenara çekti ve Andrew'i duvara yapıştırdı.

"Eğer söylemezsen bu aramızda büyük bir sorun oluşturur. Bana karşı sorun yaşamak istiyor musun Andrew? Korkma, Alice'in karşısında söyle." Andrew direkt olarak Mason'ın gözlerine bakıyordu. "Tess nerede?", "Tess mi?" Alice'in kafası karıştıkça karışıyordu. "Gel." İki erkek uzaklaşırken Alice arkalarından baktı.

***

Riddle kızın elini çekti. "Ne yapıyorsun?!" Tess kaşlarını çattı. "Saçın yumuşacık gözüküyor ama." Tekrar elini uzattı. Çocuk daha da savaşmadı. Kız koltukta neredeyse Riddle'ın üstünde yatıyor gibi oturuyordu ve sıkışan çocuğun kafasını seviyordu. "Bunu herkese anlatacağım." Güldü. "Saçların çok yumuşacık." Mason'ın sesini duyunca geri çekildi. Yanında biri daha vardı. Bunlar artıyor mu? Yoksa çift mi görüyorum?

Yabancı olanı tam ona dokunacakken Riddle ve Mason kolunu yakaladı. Tess etkilenmişti. "Yoksa korumam mısınız?" İkisi umursamadı ama yabancı çocuk güldü. "Bence böyle kalsın. Baksanıza çok tatlı.", "Sen kime tatlı diyorsun? Ben tuzluyum." Çocuk hala gülüyordu. Eğleniyor gibiydi. "Tess ben kimim biliyor musun?", "Nereden bileyim?" Huysuz bir çocuk gibi kollarını birleştirdi. "Ben Andrew." Elini uzattı ama Mason tekrar geri çekti. "Bu kadar eğlence yeter. Kaldır şu büyüyü."

Riddle Tess'i kendisine çekti. Sanki ani bir başka büyüye karşı korumaya almaya çalışıyordu. "Burada yapamam. Baksanıza herkes zaten bakıyor. Asa sokmak yasak ayrıca." Gerçekten herkes üç popüler çocuğun bir masada delirmiş Brown ile konuşmasına şahit olmaya çalışıyordu. Kız kalktı. "Siz işinizi halledersiniz. Ben kurabiye arayacağım." Kalktı ve sanki olayın asla onunla alakası yokmuş gibi uzaklaşmaya çalıştı. Adının Andrew olduğunu öğrendiği çocuk önüne geçti.

"Kurabiye mi istiyorsun?",
"Evet.",
"Sana almamı ister misin?",
"Sana düşmez. Gerekirse ben alırım.",
"Sen karışma bir kere. Yalan söylüyor. Riddle bana kurabiye almıyor. Gerçekten sen alacak mısın?",
"İstersen sana kocaman kurabiyeler verebilirim.",
"Ben bu çocuğu sevdim." Andrew'i işaret etti ve güldü.

Beline konan el yüzünden biraz sendeledi. Mason engellemeye çalıştı ama bir anda gene dans salonun ortasındaydılar. "N'oluyor?" Kız neden korkarak baktıklarını bilmediği iki erkeğe baktı. "Onlar gelmeyecek mi?", "Hayır. Partnerleri olmadan bu alana giremezler." Güldü. "Büyü sayesinde... Büyü sayesinde başka neler yapılabilir biliyor musun?" Kız kafa salladı. "Büyü ne ki?" Andrew kahkaha attı. "Seni cebime atabilirim şu an. O kadar safsın ki."

Kızın yüzünü elleri arasına aldı. "Bu benim tek şansım. Tam kollarımda dans edecekken yine gittiğinde öfkeden nefes alamıyordum. Seni o çocuk yüzünden durmadan elimden kaçırmama artık katlanamıyorum." Baş parmağı ile kızın yanağını sevdi. "Sana o kadar yaklaştım ki..." Yüzünü kızın yüzüne yakınlaştırdı. "O kadar yakınım ki." Alice'in sesi duyuldu. Ayakta dikelmiş ikisini izliyordu. Tess'in gözü kızı bir yerden kestiriyordu ama daha bunu düşünemeden beyninde dondurucu bir soğuk hissetti.

Andrew onu öpüyordu. Ne oluyor? Riddle neredeydi? Mason ve Alice'i yan yana, şoka uğramış şekilde gördü. En son hatırladığı şey gene bu alanda Riddle ile dans edişiydi. Sonrası sanki bir anlıktı. Buraya nasıl gelmişti ki? Çocuğu geri itti. N-Ne oluyor? Hala biraz başı dönüyordu. Etrafına baktı.

Herkes ikisine bakıyordu. Profesörler bile şaşırmış gibiydi. Kız o kadar şoka uğraştı ki geri adım atarken sendelemişti. Hafifçe sola döndü. Ne Riddle ne de Alice artık orada yoktu ve Mason ne yaşayacağını bilemiyor gibiydi. Eli asasında, tıpkı diğerleri gibi kızı izliyordu. Elleri titreyen kızın başı döndü. Koşarak balo salonundan ayrıldı.

Albo Taşı // Tom x OC // Harry PotterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin