Number 8

23.Bölüm

Cherly: Five,iyi misin-

Kapıyı kapatıp yanıma geldi,deliye dönmüştü resmen.

Five: Benimle oynuyorsun!

Cherly: Ne?

Five: Özel gücünü üstümde kullandın değil mi!?

Cherly: Five saçmalamayı kes,neden böyle birşey yapayım?

Five: Cherly doğruyu söyle,gücünü üstümde kullandın mı!?

Cherly: Hayır!

Five derin bir nefes aldı ve odada dolaşmaya başladı.

Cherly: Nerden çıkardın bunu?

Hiçbirşey demedi,ne olduğunu anlamıştım. Bu sefer çılgına dönen bendim.

Cherly: Onlar söyledi değil mi? Yoksa sen böyle birşey düşünmezsin. Tahmin etmeliydim. Tanrı aşkına ne zamandan beri onlara inanıyorsun!?

Five: Sadece sordum-

Cherly: Böyle birşey yapamayacağımı biliyorsun Five.

Five: Yapsaydın farketmezdim!

Cherly: İsteseydim çoktan yapardım Five.

Five'a omuz attım ve sinirli bir şekilde oradan uzaklaştım. Peşimden geliyordu,umursamadan bahçeye çıktım.

Five: Cherly dur!

Cherly: Five,defol buradan.

Five: Özür dilerim bir an mantıklı geldi.

O kadar sinirlenmiştim ki Five'a yumruk attım,şok olmuştu. Böyle birşey yapmamı beklemiyordu,bende beklemiyordum aslında. Sanırım dudağı patlamıştı.

Cherly: Çok özür dilerim.

Hiçbirşey demedi,yavaşça yanına gittim ve dudağına baktım,pek birşey yoktu.

Five: İkimizde aptallık ediyoruz.

Cherly: Sanırım haklısın. Odaya gidelim mi?

Five: İyi fikir.

Five bileğimden tuttu ve bizi odasına ışınladı. Yavaşça yatağa oturdum,o da bir peçete alıp yanıma geldi. İkimizde konuşmuyorduk,elindeki peçeteyi aldım ve dudağını silmeye başladım.

Cherly: Özür dilerim isteyerek olmadı.

Five: Bende özür dilerim,fazla üstüne gittim.

Birşey diyemedim,aramız iyice bozuluyordu ve bu durum canımı sıkıyordu. Five elimdeki peçeteyi aldı ve masaya bıraktı,öylece onu seyrediyordum. Yavaşça yaklaştı ve beni öpmeye başladı,ilk başta tereddüt ettim,daha sonra bende karşılık vermeye başladım.

Kapı çalmaya başladı,Five umursamıyordu bile.

Cherly: Five kapı çalıyor.

Five: Boşver.

Kapı ısrarla çalmaya devam ediyordu,Five sinirli bir şekilde benden ayrıldı ve kapıyı açmaya gitti.

Five: Ne var Diego?

Diego: İki saattir kapıyı çalıyorum,ne yapıyorsun?