Number 8

32.Bölüm

Five kapıyı çalmadan içeri girdi,babam her zaman ki gibi masasında oturuyordu. Bizi görünce öfkeyle yanımıza geldi.

Reginald: Bana karşı geldiniz,bu ne demek biliyorsunuz değil mi?

Five: Senin saçma kuralların umrumuzda değil.

Reginald: Burada yaşadığınız sürece kurallara uymak zorundasınız.

Five: Onu sonsuza dek bir kapsülde tutamazsın.

Reginald: İşime burnunu sokma.

Five: O kimseye zarar vermiyor!

Reginald: Kendine zarar veriyor,durumu kötüleştikçe etrafındakilere de zarar verecek.

Cherly: Öyle birşey yapmam!

Reginald: Güçlerini kontrol edemiyorsun 8 numara. Şimdi daha fazla üstelemeyin.

Babam bize doğru geldiğinde Five önüme geçti.

Five: Onu hiçbir yere götüremezsin.

Reginald: Kardeşlerinin yanına git 5 numara,işleri zorlaştırmanın mânâsı yok.

Five: O benim sorumluluğumda,kimseye zarar vermeyecek.

Reginald: 13 yaşındaki bir çocuğa güvenecek değilim.

Five: Söz veriyorum kimseye zarar vermeyecek.

Babam birsüre Five'ı süzdü,ardından bana döndü.

Reginald: Tek bir hatasında kendi bildiğimi okurum.

Five: Merak etme,öyle birşey olmayacak.

Şaşırmıştım,kabul etmesini beklemiyordum. Babamın odasından çıktık ve Five'ın odasına gittik. Şaşkın gözlerle ona bakıyordum.

Cherly: Bu kadar çabuk pes etmesi garip değil mi?

Five: Peşini bırakmayacağımı biliyor.

Cherly: Şimdi ne olacak?

Five: Güçlerini kontrol etmeyi öğreneceksin,o zamana kadar etrafta dolaşmasan daha iyi.

Cherly: Pekâlâ.

Five: Ben aşağı ineyim,burada bekle sakın geleyim deme.

Cherly: Tamam.

Five gitti bende odada göz gezdirdim. Pek birşey yoktu,sıkıntıyla iç çektim ve yatağa oturdum. Aşağıdan bağırış sesleri geliyordu,büyük ihtimalle Five ile kavga ediyorlardı. Kendimi yük gibi hissediyordum.

Birkaç dakika sonra Five geldi,elinde iki fincan kahve vardı. Birini bana uzattı ve yanıma oturdu.

Cherly: Teşekkürler.

Five: Birazdan seni çalıştıracağım.

Cherly: Ne yapacağız?

Five: Biliyorsun...

Cherly: Five ben gerçekten iyiyim.

Five: Bak Cherly,o yaratıktan kurtulman gerek.

Hiçbirşey demedim,fincanı masaya bıraktım ve Five'a döndüm.

Five: Bunu yapmak istemiyorum ama mecburum,özür dilerim birtanem.