Kahvaltı için kantine gitmiştik. Sabahtan beri benden bir şeyler söylememi bekliyordu. Ben ise anlatmamak için kıvırıyordum. Kalkınca pek oyalanmadan okula geçmiştik. Mila kıyafetlerinden bana vermişti. Sağolsun.
Rahatıma diyecek yoktu. Dar kotun üstüne t-shirt ve kapüşonum.
Kantinde bir şeyler atıştırdıktan sonra sınıfa çıkmıştık. Pek beklemeden hoca sınıfa girdi ve direkt konulara başladı. Söylediği şeyleri kafamda canlandırmaya çalışıyordum.
Kafamı toplayamıyordum. Çıkarıp telefonumu karıştırmaya başladım. Annemle konuşmamıştım olanlardan sonra. Merak etmiyordum. Ona karşı ruhsuzlaşıyordum. Beni buna o zorluyordu.
Sınıf boşalmaya başlamıştı. Bugün başka ders yokmuş. Mila öyle demişti. Daha çok erkendi ve ne yapacağımı bilmiyordum.
"Haydi sahile geçelim."
Mila'nın yanındaki kız söylemişti bunu. Benim için fark etmezdi. Kafa dağıtmaya ihtiyacım vardı.
"Ne yapalım Anka?"
Bana sorma gereği duyduğu için minnet duydum Mila'ya.
"Farketmez."
"İyi madem gidelim."
Okulun çıkışına doğru ilerliyorduk. Kampüs oldukça büyüktü ve çeşit çeşit insanlar vardı. Etrafa bakmaya devam ederken Mehmet Alp ile göz göze geldik. Gözlerini çevirip yürümeye başladı. Anlamıyordum. Neler oluyordu?
Kızlarla konuşmaya girmeyecektim. Ne konuştuklarını bile bilmiyordum.
Kampüsten çıktığımızda karşıda bana bakan bir adam vardı. Tanıdık geliyordu yüzü. ah! Biricik babamın şoförü. Ne duygusal ama!
Hiç görmemiş gibi kızlarla yürümeye devam ediyordum. Adam birden önümde belirdi.
Şimdi şüphelenmiştim! Filmdeyiz galiba!
"Babanız eve gelmenizi istedi."
"Özlemiş mi?"
"Gelmenizi istedi."
Burada kargaşa çıkarmaya niyetim yoktu. Nazikçe reddetmek iyi olacaktı
"Ben gelm.."
Yok artık! Adam resmen kolumdan çekiştiriyordu!
Kolumu hızlıca çekip kendimi kurtardım. Dirseğim çıkmış olabilirdi..
"Lan şerefsiz!"
İkisi de yerdeydi. Mehmet Alp adını bilmediğim adama hızlı bir yumruk geçirmiş.. ağzım açık onlara bakarken içimin pek acımadığını hissettim. Ama ne yapmalıydım? Bu gibi durumlarda dahil olunurdu,evet.
"N'apıyosunuz? Durun!"
Ah! Hemen duracaklardı değil mi?
Koluma gelen darbeyle yere yapıştım. Ağzıma metalik tat gelmişti. Dün olanından..
Mila etrafta çığlık atıyordu. Ne vardı abartacak?
Neyse ki kolumdan tutup kaldırmayı akıl edebilmişti. Beynim zonkluyordu.
Evet evet beynim zonkluyordu. Emir Hocayı Mila sanacak kadar hızlı yere yapışmıştım.
Tamam razıydım,eve gidelim. Bitsin şu tartışma.
"Yeter!"
Boğazım acımıştı. Öğrenciler dönüp bana bakıyordu. Ben ise adını bilmediğim adama.
"Ne istiyorsun? Gelmeyeceğim o eve. Git o adama öyle söyle. Onunla alakalı olan hiçbir yerde adımımı basmayacağım. Git o adama öyle söyle!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUK BANK
Teen FictionYine üşüyordum bankta.. Düşünce selinde bulmuştum kendimi.. Özlüyordum,gün geçtikçe ağırlaşan bu hissin altında... "En güçlü kuş bu,senin adın Anka.Vazgeçmeyeceksin.Göğüs gereceksin. Seni seviyorum benim küçük kızım..." "Hep en yüksek...