4 kız... Aileleri ellerinden alınmış 4 kız.. Hayalleri ellerinden alınmış 4 kız. Hiç kimseye, hiç bir şeye acımıyorlar. Aşka ve sevgiye inanmıyorlar. Ta ki 7 polisin hedefleri olana kadar.
11 salıncak, 22 ceset, 4 katil, bir vur kaç oyunu. Kim bile...
Lisa kıyafetleri getirmişti ve yanımıza gelmişti. Manyak kız gidip rahat ve modaya uygun şeyler almıştı.
Lisa'nın Jimin'e aldım dediklerini alıp Jimin'in kaldığı odanın kapısını çaldım. İçeriden gel komutuyla birlikte kapıyı açtım.
"Lisa bunları almış. Çok yaran olduğunu biliyorum ama belki rahatsız olursun diye ben bir şey yapmıyorum. Doktora götürmek isterdim ama sayenizde polisler arasında ve doktorlar arasında 'ARANIYOR!' damgası yedik. O yüzden oraya da götüremem. Tek çare senin bir şeyler yapman. Polissin o kadarını da biliyorsundur heralde."
Kendisinin yapabileceğini söyledikten sonra tam odadan çıkıyordum ki Jimin'in seslenmesiyle ona döndüm.
"Jennie, bizimkiler hala uyanmadılar ama benim sana anlatmam gereken bir şey var."
Kafamı sallayıp Jimin'i dinlerken birden Rose içeri daldı.
"Jennie dışarıda şüpheli bir şekilde gezen iki kişi var buraya bakıyorlar! N'apalım?!"
Ağzımın içinden küfür mırıldanırken diğer kızlarda gelmişti.
"Bakın şimdi Lisa sen en dipteki balkona git okunla silahını al. Rose sen taramalıyı alıp çatıya çık. Jisoo bıçakları ve silahını al. Sen kapıyı açıp çiçeklerle ilgileniyormuş gibi yapıp sonra da konuşacaksın. Bende senin arkanda durup seni koruyacağım. Önemli olan tek şey kendinizi ve BTS'i korumak. Hiç kimseye bir şey olmasına izin vermeyin."
Kızlar beni onaylayıp giderken ben de silahıma mermi yerleştirip tam odadan çıkıyordum ki Jimin'in bileğimi tutmasıyla ona döndüm.
"Bende geleyim."
"Olmaz Jimin."
"Jennie size yardım ederim."
"Jimin yaralısın olmaz."
"Jennie-"
"Eğer bize bir şey olursa sen üyeleri ve kendini koru tamam mı?"
"Jennie sana bir şey olmasına izin verme."
Dedikleriyle şok olmuştum. Ama kendimi toparlayıp cevap verdim.
"Korkma Jimin ben kurşun geçirmezim."
Onun önceden yaptığı espriyi yaptığımı fark edince güldü.
Odadan çıkıp Jisoo'nun peşinden aşağıya indim. Kapı pervazında durup dışarıyı gözetliyordum. Jisoo yanlarına gidip konuşurken telefonumu çıkarıp fotoğraflarını çektim.
Jisoo geri içeri girdiğinde Rose ve Lisa'da yanımıza gelmişti.
"Ne dedi, ne dedi?"
Hepimiz merakla Jisoo'ya bakarken oturma odasına geçip koltuğa oturdu.
"Sakin olun. Neden geldiklerini sordum. Onlarda evi beğendiklerini, önceden satılık yazdığını söylediler. Şimdi birileri mi aldı diye merak etmişler. Ben de bizim satın aldığımızı söyledim. İsimlerimizi vermedim."
Hepimiz onu onayladığımızda yukarıdan seslerin gelmesiyle hepimiz oraya gittik. Namjoon'un kaldığı odadan sesler geliyordu. İçeri girdiğimizde Namjoon etrafa bakıyor ve bir yandan da öksürüyordu.
Yanına gittiğimizde bize döndü.
"Siz? Blackpink? Ne işim var benim burada?! Diğerleri nerede?!"
Bu tavırlarına hepimiz sinirlenmiştik. Lisa eline Namjoon'a aldığı kıyafetleri alıp konuşmaya başladı.
"Sakin ol koca bebek. Jimin Jennie'yi aradı, yardım istedi Jennie de kabul edip geliyordu ki bizde yardım edelim dedik. Fena benzetmişlerdi sizi. Biz sizin gibi değiliz yaralarınızı falan sardık pek bir şeyiniz kalmadı. Al şunları da giy."
Lisa'nın haklı sinirinden sonra ben konuşmaya başladım.
"Giyinip dışarı gel. Jimin seni bekliyor."
Kafasını salladığında odadan çıktık. Kızlar diğer odalara bakarken onların da uyandığını fark ettik. Hepsi oturma odasına indiğinde Jimin'in odasına girdim.
"İyi misin?"
"Jimin, Tanrı aşkına sen benden nefret eden, beni öldürmeyi planlayan bir polistin ne ara bu hale geldin ya?! İyiyim, merak etme. Neyse diğerleri uyandı, oturma odasındalar. Hadi gidelim."
Birlikte oturma odasına indiğimizde diğerleri Jimin'i görmeleriyle koşup sarıldılar. Kızların yanına geçip oturduğumda birbirlerine sarılırken bir yandan da ağladıklarını fark ettim. Ne yaşamışlardı da bu kadar kendilerini kötü hissediyorlardı?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
