⚔3.3⚔

518 23 75
                                    

(Yazarın anlatımıyla)

Hepimizin küçüklüğünden beri kurduğu bir hayali vardır. Onun gerçek olmasını ister ve sabırla bekleriz. Masum hayaller kurmak bizi mutlu eder.

BTS.. Çocukken kurdukları en büyük hayal kahraman olmaktı. Mutlu bir çocukluk geçirdikleri için oldukça şanslılardı. Yıllar geçti, beraber büyüdüler. Ve polis oldular. Güney Kore'nin en büyük polis teşkilatı olarak adlarını duyuran BTS, ülkenin ve dünyanın kahramanı olmuşlardı. Hayallerini gerçekleştirmişlerdi.

Bir de hayalleri apayrı olan çocuklar vardı. Blackpink.. Onların hayalleri her çocuk gibi masum değildi. Onların çocuklukları masum değildi ki. Aileleri 3-5 yaşlarında öldürülmüş, akrabaları tarafından kabul edilmemiş hayatta kalmaya çalışan 4 küçük kız çocuğu. Sanırım onların hayattaki en büyük şansı birbirlerini bulmalarıydı. Dördüde aynı hayale sahiplerdi. Ailelerini ellerinden alan katilleri bulacaklardı. Zaman geçti ve ajan oldular. Bir sürü tehlikeli işe bulaşıp polislerin çözemediği dosyaları çözdüler.

Sonra BTS onları yakaladı. En büyük suç örgütünü. Ne trajikomik ama. Tam her şey bitti derken anılar daha baskın geldi. Kaçtılar. Sonra tekrar karşılaştılar. Ve bu sefer 11'i de aynı acıyı paylaşıyordu. Ve artık aynı hayale sahiplerdi.

Şu anda ise son noktadalardı. Kendilerine ait olan şehrin dışındaki depoda karşılarında 6 kişilik katillerden oluşan bir çeteyle karşılıklı bakışıyorlardı.

Her birinde de maske vardı ve yüzlerini merak ediyorlardı. Yavaş yavaş ayılmaya başladıklarında Jennie yaslandığı masadan doğruldu. Bugün bu iş bitecekti.

"Günaydın, günaydın. Nasılsınız?"

Jennie'ye ters ters bakan 6 çift göze karşı Lisa konuşmaya başladı.

"Aaa ama yakışıyor mu size böyle bakmak? Tch tch tch ayıp."

"Öğrensek mi artık kim olduklarını?"

Her biri Taehyung'u onaylarken Jungkook öne çıktı.

"Ladies and gentlemans. Yıllarca aranan katillerin soyunu devam ettiren itleri öğrenmek için hazır mıyız?"

Depoda yankılanan gülüşmeler ve evet seslerine karşı sırıtan Jungkook sesini daha da yükseltip devam etti.

"Duyamıyorum?"

Evet nidaları yükselirken Namjoon konuşmaya başladı.

"Yeter bu kadar hadi."

"Peki. O zaman şimdi sahneye bana yardımcı olması için biricik güzeller güzeli sevgilim Lalisa Manoban'ı alkışlarla çağırıyorum."

Alkışlar ve ıslıkla havada uçuşurken Lisa bir manken edasıyla yürüyerek Jungkook'a elini uzattı. Jungkook genç kızın elini nazikçe öperken Lisa gülerek konuştu.

"Bu benim için bir onurdur."

Her ikisi de yana geçtiklerinde Jungkook ilk maskeyi çıkardı. Çıkarmasıyla Yoongi'nin sinirli sesinin duyulması bir oldu.

"Kim Matthew."

Sıra Lisa'ya geldiğinde sertçe çıkardı maskeyi.

"Jeon Jiwoo. Tahmin ettiğim gibi."

"Beyninin çalışmasına sevindim Kim Jisoo."

"Kim Taehyung. Iyy adımdan soğudum."

Herkes Taehyung'un dediklerine gülerken Lisa hiç zaman kaybetmeden bir diğer maskeyi de açtı.

"Jeon Somin. Jeon Jiwoo'nun akıl hocası."

Rose'ye sert bakışlarını gönderen Somin'e karşı yan bir gülüş sergileyen Rose acımasızlığını Somin'in eline bastırdığı bıçakla belli etmişti.

Son iki maske kalmıştı. Tam Jungkook elini maskeyi götürmüşken Lisa heyecanla konuştu.

"Kook aynı anda açalım."

Aynı anda kalkan maskeler ve hayal kırıklıkları.

"Abi... Sen-"

"Biz öz kardeş değiliz Kim Jisoo. Sen evlatlık olarak alındın. Ben seni hiç bir zaman kabul etmedim. Ama o biricik annenle baban sana çok meraklılardı."

"Sen ölmüştün. Araba çarpmıştı öldün sen."

"İnan bana ölü süsü vermek benim için hiç zor olmadı kardeşim."

"Sen iğrenç birisin. Senin öldüğünü düşündük hepimiz. 5 yaşımda ilk önce abimi kaybettim 6 ay sonra da annem ve babamı. Hiç mi sevmedin beni?"

"Seni hiç sevmedim Jisoo. Biricik annenle babanın yanına seni de gönderecektim. Ama sen akıllı çıktın."

"Sen, sen iğrenç birisin. Nasıl planladın bunları psikopat?!"

"Unutma Kim Jisoo, 17 yaşındaki bir erkek çocuğunun beyni kendisine ölü süsü verecek kadar psikopatça çalışır."

"Senden nefret ediyorum. Hwang Hyunjin..."

Jisoo sinirden ve üzüntüden akan gözyaşlarıyla dışarı çıkarken Jin de peşinden gidiyordu.

Bir diğer ve sona kalan katile döndüklerinde pekte şaşırmamışlardı. Hoseok konuşmaya başladığında diğerleri de onu onayladı.

"Seo Soojin. Pek şaşırdığım bir isim olmadı."

"Kim Woobin'in biricik sekreteri Seo Soojin. Ne isim ama?!"

Şimdi ne olacaktı peki? Yıllardır aradıkları katiller bulunmuştu. Ve altından acı gerçekler çıkmıştı.

Ne diyebiliriz ki? Dünya yine adaletini ortaya koymuştu.

Ne diyebiliriz ki? Dünya yine adaletini ortaya koymuştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sonunda katilleri öğrendik. Son dakika bombayı attım eheh.

Bölümü kontrol edemedim. Yazım hatası varsa sorry.

Bölüm nasıldı?

Mutlu kalın.🖤

SALINCAK ¤ BangtanpinkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin