4 kız... Aileleri ellerinden alınmış 4 kız.. Hayalleri ellerinden alınmış 4 kız. Hiç kimseye, hiç bir şeye acımıyorlar. Aşka ve sevgiye inanmıyorlar. Ta ki 7 polisin hedefleri olana kadar.
11 salıncak, 22 ceset, 4 katil, bir vur kaç oyunu. Kim bile...
Son olan olayların üstünden 3 hafta geçmiş her şey düzelmeye başlamıştı. Jisoo'nun öğrendiği acı gerçeklerden sonra kızlar, Bts ve Jin kesinlikle en büyük yardımcılarıydı.
Her bir katil hücreye kapatılırken dünyada adları duyurulan BANGTANPINK herkes tarafından büyük ilgi görüyordu. Tıpkı Jimin'in Jennie'ye karşı günden güne büyüyen sevgisi gibi.
"Jimin?"
"Gel hyung."
Jimin oturduğu salıncakta yana kayarak Namjoon'a yer açarken sıkıntıyla nefesini bıraktı.
"Neyin var senin?"
"Yok bir şeyim hyung."
Namjoon Jimin'in ensesine vururken sahte bir sinirle konuşmaya başladı.
"Lan göt velet. Ben bilmiyor muyum sence Jennie'ye aşık olduğunu?"
Jimin elini saçlarında geçirirken Namjoon konuşmaya devam etti.
"Git söyle oğlum ne bu uzaktan bakışlar. Korkak mısın sen?"
"Söyleyeyim değil mi?"
"Söyle söyle."
Jimin başını sallayıp hızlıca oradan ayrılırken Namjoon gülümsedi.
Ne çok şey yaşamışlardı. Özellikle de son üç hafta onların en çok mutlu olduğu zamanlardı.
Namjoon hayatının aşkını -kamera görevlisi Soyeon'u- çok normal bir şekilde bulmuştu. Soyeon'un yeni sipariş ettiği 2 koli son model kameraları kırarak. Soyeon önce kızsada sonra Namjoon'la göz göze gelince siniri unutmuştu.
Hoseok ise bir süredir etkilendiği Chungha'ya sonunda açılmış ve güzel bir ilişkiye başlamışlardı.
Taehyung'un ise bir süredir kesip durduğu Yang başkanın sekreteri Sana, Taehyung'un çıkma teklifini kabul etmiş ve mutlu bir ilişkiye adım atmışlardı.
Her şey güzel ilerliyordu. Ve bu böyle kalacaktı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
