Kendi Evim

367 21 25
                                    

İyi okumalar 🤍.

Okulun binası  o kadar da büyük sayılmazdı.Okulda sekiz sınıf ve  her bir  sınıftan birer şube vardı. Koridordaki çocuklardan birine müdürün odasının nerede olduğunu sordum. İkinci katta olduğunu öğrendiğim odaya doğru ilerledim. Kapının üzerinde  "Ahmet Korkmaz" yazıyordu . Kapıyı tıklattım.

Müdür Bey'in 'gel' komutundan sonra kapıyı açıp iceri girdim. Odaya girdikten sonra minik çaplı bir şok geçirdim. Ya benim tanıdığım müdürler çok yaşlıydı. Ya da bu müdür fazlasıyla gençti. ( Dkdkks).

Elimi uzatıp:
"Merhaba hocam. Ben Aleyna Kılıçaslan. Yeni atandım."

"Merhaba  hoşgeldiniz Aleyna Hanım. Buyurun oturun. Bende sizi bekliyordum.  Siz yeni atandığınız için size birinci sınıfları verdik. Hem sizin için hem de çocuklar için daha iyi olur."

"İnşallah  hocam teşekkür ederim. Ben sizinle başka bir şey daha konuşmak için gelmiştim. Ben buraya yeni geldiğim için ev bulamadım. Bulduğum tüm evlerde buraya en az bir saatlik uzaklıkta. Okulun öğretmen lojmanı falan var mı acaba?"

" Maalesef  hocam, okulumuzun lojmanları var lakin çok eski kimse orada kalmıyor. Ben ilgilenirim bu konuyla. Bir şey bulursam sizi haberdar ederim."

İşte bu beni üzmüştü fazlasıyla. Ama müdüre belli etmeden

"Peki hocam." diyip  ayaklanmıştım ki zil de sanki benim ayaklanmamı bekliyormuşcasına eş zamanlı çalmaya başladı.

" İyi dersler hocam. Kolay gelsin şimdiden size."
Başımla selam verip odadan çıktım. Kendimi toparlayıp hemen müdürun odasının karşısındaki öğretmenler odasına geçtim. Birkac öğretmen oturmuş sohbet ediyorlardı.

"Günaydın."deyip kendimi belli ettim. Hepsinin gözü bana dönmüştü.

İçlerindeki bayan bir öğretmen bana sıcacık bir gülümseme gönderip :
"Günaydın. Hoşgeldin yeni öğretmen sensin demek."

"Evet benim."

Hepsi tek tek hoşgeldin dedikten sonra ayaklandılar.

Onayladıktan sonra çıktılar sırayla. İçeride sadece bir kişi kalmıştı.  O da ayağa kalkıp yanıma geldi. Elini uzattı.

"Ben Alperen . Rehberlik öğretmeniyim. Kendime ait bir odam olmasina rağmen günümün büyük bir kısmını burada geçiriyorum."

Konuşma stili bana Barış'ı hatırlatmıştı. Şimdiden çok özlemiştim keretayı. Elini hafifçe sıkıp:

" Aleyna bende memnun oldum hocam. "

Bana askiliktan bir önlük verdi.

"Bu senin önlüğün istediğin vakit giyebilirsin. Bir de en üstteki ve en soldaki dolapta senin, eşyalarını oraya koyabilirsin."
Öğretmeler zilini çalmaya başlamisti şimdide.

"Çok teşekkür ederim hocam. Benim şimdi derse gitmem gerek. Sonra görüşürüz." Yavaş adımlarla ilerleyip 1/A sınıfının önünde durdum. Derin bir nefesten sonra  kapıyı açıp içeri girdim. Hepsi birkaç kişi ayağa kalkarken bazıları affallamıştı. 

"Günaydın çocuklar. Oturabilirsiniz." 
Heyecanlıydım. Hemde fazlasıyla yıllardır hayalini kurduğum anı yaşıyordum.

İlk günden öğrencileri sıkmak istemediğim için gün boyu etkinlik yapmayı düşünüyordum.

Sınıfta 18 kişi vardı. Ve büyük çoğunluğu erkekti.

Dersler birbirini kovalarken paydos zili çalmaya başlamıştı. Bugün sandığımdan daha yorucu geçmişti.  Çantamı alıp ağır adımlarla sınıftan çıktım. Tam öğretmenler odasına girecektim ki müdür beyin sesiyle duraksadim.

MUCİZEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin