Düzeltilme tarihi; 31.03.2021
İnstagram hesabı; in.my.book_
Medya: Nadia'nın Savaşçı Görünüşü✴✴✴
Yazar Anlatımıyla;
Gökyüzü her zamanki gibiydi, bulutsuz ve masmavi. Her türlü insanın bile rahatlıkla içini ısıtabilecek bu mükemmel gökyüzü, siyahi kadının beyaz gözlerini kısarak çatlamış ve pas tutmuş bir aynada kendine her sabah bakıp iç çekmesini engel olamıyordu.
Her sabah aynı saatte kalkıyor ve değişmeyeceğini bilse de aynanın karşısına geçiyordu Nadia. Umudunu birkaç yüzyıl önce kaybetmişti gerçi ama bu bir tür alışkanlık haline gelmişti artık. İlk önce, eski bedeninden daha uzun olan tüysüz ve bir kadına göre epey kaslı duran bacaklarına baktı. Daha sonra kırık aynada gözleri yara izleriyle dolu karnını ve göğsünü tarayarak yavaşça yukarı çıktı.
Yarı çıplak siyahi bedeni eski beyaz bedenine göre demir kadar sertti; eskide en ufak soğuk rüzgarda bile karşı koyamaz, teni hızla kuruyup kızarır, ardından da çatlardı.
Nadia yüzüne ruhsuz gülümsemesini her sabah olduğu gibi yine yerleştirip sol elinde duran yeni bilenmiş bıçağı sağ kolundan aşağı tüm gücüyle batırdı ve boylu boyunca kolunda yarık açmayı denedi. Sert derisi sıradan bir bıçakla kesilemeyecek kadar güçlü olduğu için bıçak Nadia'nın kolunda sadece ince ve kızarık bir iz bırakabilmişti.
Nadia ruhsuz gülümsemesini hiç bozmadan elindeki bir halta yaramayan bıçağı saman yığınlarının içine atıp çatlamış aynadaki yansımasına geri döndü. Eskiden lüle lüle omuzlarından inen sarı saçlarının yerlerini kesinlikle şekil almayan açık kahverengi kıvırcık saçlar almıştı. Elleri usulca saçlarına gittiğinde Nadia iç çekmeden edememişti.
Sert kıvırcık saçlarına yavaşça dokunurken tekrar iç çekti ve elini, hiç istemese de sivri yüz hatlarına sahip yüzüne götürdü. Gerçek olup olmadığına emin olmak istercesine tırnaklarını yanağına bastırdı, daha sonra küfür ederek ellerini yüzünden hızla uzaklaştırdı. Gerçekti.
En az bembeyaz olan gözleri kadar gerçekti. En az lanetli olan gözleri kadar gerçekti...
Kabilede ki birçok kişi Anka Kuşun, Nadia'yı sırf Cadıların cadısı Eleanor'un elinden kurtarabilmek için görünüşünü değiştirdiğini bilirdi.
Bildiklerini sandıkları şey ise külliyen yalandı!
Onu bu hale getiren yegane kişi Eleanor'du. Cadıların Kraliçesi ve herkesin önünde eğildiği lanet kaltak Eleanor. Nadia, Ciara'yı kaçırıp onu Anka Kuş ile kabilenin bulunduğu bu ormana bıraktığı gün hiç kimseye güvenmemesi gerektiğini öğrenmişti. O gün, o ormandan, hatta o ülkeden kaçmak için harekete geçtiğinde fark etti ki asıl kaçtığı şey kendisiydi.
Tüm bu olan şeyleri Ciara doğmadan önce de durdurabilirdi ama yapmamıştı. O gün Eleanor'a güvenmişti, Kraliçesine. Şimdiyse onu düşündüğünde gözlerinde hiç bir ifade oluşmuyordu. Belki eski mavi gözleri olsaydı aynaya baktığında, nefretin sarmaşıklarını görebilirdi. Kırık aynadaki beyaz lanetli gözlerine son kez baktı Nadia ve aynaya tamamen sırtını dönerek çadır bile sayılamayacak şeyden dışarı sert adımlar atarak çıktı.
Eleanor, Nadia'yı ruhuyla beraber bu bedene hapsetmişti, hem güçlerini hem de o çok sevdiği görünüşünden onu ayırarak lanetlemesi yetmezmiş gibi gözlerine özel bir büyüde yapmıştı. Nadia bu bedende ve bu bu gözlerle yaşadığı süre boyunca bir kez bile uyuyamamıştı. Uyumak için ne zaman gözlerini kapatsa, zihnine eski hayatından görüntüler beliriyordu. Bu bir rüya şeklinde de değildi, gözlerini kapattığı an zihninde hep eski görünüşü ve yaptığı onca şeyleri tekrar tekrar görüyor ve yaşıyordu. Nadia uyanık olduğu zamanlarda zihnine düşen eski görüntüsüne başlarda alışmıştı ama uyumaya çalıştığında?..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA KIZ 2 (ASKIDA)
FantasyAnka, Anka Kuş, Anka Ölüm ve Anka Kız bu isimlerin artık bir anlamı kalmamıştı. Artık herkesin korktuğu o kişi en başından beri olması gerektiği gibi yapayalnızdı. Herkesi kurtarmak için kendine verdiği sözü tutup ölümsüz olmasına rağmen ölümüne sav...