Düzeltilme tarihi; 15.04.2021
İnstagram hesabımız; in.my.book_
Medya: Ciara Lion⚔⚔⚔
Yaşadığım, nefes aldığım her günüm bir önceki günden daha beter olmayı acaba nasıl beceriyordu? Hayatımın normal bir anı diyebileceğin en ufak an bile bir elin parmaklarını geçemezdi. Onca yaşamımda en güzel anılarım ailem dediğim insanlarla geçirdiğim anlardı. Çocukken bana kol kanat geren üvey ailem, beni benden daha çok sevmiş tüm olumsuzluklarıma rağmen korumaya çalışmışlardı. İlk gerçek aile ortamını ben işte onlarda gördüm, kendimden büyük kardeşlerinin olmasının nasıl bir duygu olduğunu da ilk onlardan öğrendim.
Sonra ne oldu peki? Sonra 3. Kral Fatum döneminde çıkan salgın hastalıkta bir çok melez gibi benim aile dediğim insanlarda gözlerimin önünce acı çekerek can vermişlerdi. Ne uğruna? Sadece melez oldukları içindi, salgın hastalık tamamen cadıların kurduğu büyük bir komploydu ve yaydıkları salgında yalnız melezler ölmemiş kendi kanlarında bebek cadılarda hastalanmıştı. Salgın hastalığın önünü bir türlü alamayan Cadılar kendi ırkları için çıkardıkları hastalığın tedavisini de kendileri bulmuştu ama çok geçti. Melez ırkı zaten çok çoğalamadan büyük bir çoğunluğu vefat etmişti.
Üvey ailemde benden küçük kız kardeşim ve bir tane büyük abim vardı ikisi de melez ve salgından ilk etkilenenler olmuşlardı, onların ölümü ile de üvey annem ve babam bu acıya dayanamamış ve hayata gözlerini yummuşlardı. Her dönem Cadıların yaptığı lanet savaşlardan, salgınlarda dolayı ölen bir çok masum insan vardı lakin hiçbir zaman tahta geçen Krallardan biri bile Cadıların bu soykırımına dur diyememişti.
4. Kral Arai ve oğlu 5. Kral Arion dönemlerinde ortaya çıkan büyük savaş ise Kral'ın askerlerine ve Cadılara yönelik başlattığımız ilk savaştı. Melezler, Kurt adamlar, vampirler ve Kral'ın ordusunda yer almak istemeyen Savaşçılar savaşa dahil olmuşlardı. Tabi bu savaşa ben, Abros ve Marta da girmiştik. Belki de kendi canımdan daha çok onların canı için savaştığım ilk savaşımdı ancak yine de onları kurtaramamıştım. Ne onları, ne kendimi, ne de bana güvenerek arkalarından bıraktıkları Nick'i...
Ve ölümümden 520 yıl sonra tekrar dirildim. Dirildiğimde bulunduğum köy bana üvey ailemin sıcaklığını bizzat yaşatmışlardı fakat o Ciara artık aile sıcaklığını hakkedecek biri değildi. Öldürdüğüm genç, yaşlı, masum tüm insanların kanları ellerimdeydi, kardeşim dediğim Abros ve Marta'yı bile kurtaramamıştım ben! İlk başta çocuklarını aramak istesem de bunu yapamamıştım çok yaşlanmış olmalıydı ve koca ülkede de elimde ki tek bir isimle onu bulamazdım. Melez mi yoksa annesi gibi Cadı mı ya da başka bir şey mi onu bile bilmiyordum!?
Nick'i aramaktan vazgeçmiştim. İşte en büyük 2. hatam da buydu.
Daha sonra büyüdüm. Marry anne ve Alice beni bulduklarında 11 yaşındaydım köydeki dostlarımla büyümüş, ailenin kardeşin ne demek olduğunu tekrar hatırlamıştım. 20 yaşıma geldiğimde ise o zamana kadar hiç çıkmadığım -sadece Alice'e kasabaya kadar tavşanları götürmesine yardım ederdim onun dışında da pek inmezdim- kasabamdan Kral'ın bildirgesi yüzünden ayrılmak zorunda kalmıştım.
O zamanlar zorla istemediğim bir okula gönderildiğim için çok sinirli ve açıkçası fazla saf davranıyordum. Kafede ki Brian, Kral Dike ve diğer başıma gelen olaylar hepsi beni gerçeklikle yüz yüze getirmişti. O okula sırf dostlarımı yalnız bırakmamak için gitmiştim, ama böyle şeyler yaşayacağımı daha önceden biri dese yüzüne bakmaz deli var burada diye bağırarak koşardım... Ah hayır bunu yapmazdım, bunu yapacak kişi Jesica olurdu.
En son gördüğümde Jesica da çok güçlenmişti, Erica, Mack, Bill, Anthony ve diğerleri... grubumuz git gide büyümüştü ve güvensizlikten kurumuş kalbim bile yalnızca onların yanındayken sevinçle atıyordu. Onlarla mutluydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA KIZ 2 (ASKIDA)
FantasyAnka, Anka Kuş, Anka Ölüm ve Anka Kız bu isimlerin artık bir anlamı kalmamıştı. Artık herkesin korktuğu o kişi en başından beri olması gerektiği gibi yapayalnızdı. Herkesi kurtarmak için kendine verdiği sözü tutup ölümsüz olmasına rağmen ölümüne sav...