ANKA KIZ 2 (ASKIDA)

✴FESTİVAL PART 2✴

Düzeltime tarihi; 31.05.2021
İnstagram hesabımız; in.my.book_

Medya: Bill ve Anthony

⚔⚔⚔

Saçlarımdan ve vücudumdan akıp giden su damlacıkları, kirlerimi alıp götürürken aynı zamanda kafamı kurcalayan düşünceleri de yok ediyordu. Sıcak suyun rahatlatıcı hissi gerilmiş olan kaslarıma iyi geliyordu, Kurtlar okulunda kaldığım süre boyunca yıkandığım her seferde soğuk su benim için büyük bir ıstırap olmuştu. O günler aslında çokta uzak olmamasına rağmen üzerinden yıllar geçmiş gibi bir etkisi vardı, ayrıca Kurtlar okulu bana Karl'ı da hatırlatıyordu. Onu en son Nadia'nın kaldığı kabilede bırakıp yoluma devam etmiştim çünkü o sıralar kehanette söz edilen kutsanmış kişinin mührü açacağını zannediyordum...

Yüzüme çarpan su damlacıklarına inat açık olan gözlerim buğulandı ve hatırladığım lanet anıları görmemek adına gözlerime kapatarak kirli suyun gittiği gidere bakışlarımı çevirdim. Kutsanmış kurt adam annemin yattığı yerden kaldırmamış, ilk arkadaşım olduğunu düşündüğüm Kasta'nın zihninde saklı gerçeği açmıştı. Hala tam olarak Kasta'nın bana geçmişte yaptığım kötülükleri göstermesinin amacını çözemesem de olan olmuştu. Artık Kasta tanıdığım o auradan çok farklıydı.

"Ciara umarım buharlaşıp yok olmamışsındır!" Stephanie'nin alaylı sesi banyo kapısının ardından kulaklarıma dolduğunda kendime gelip son kez saçlarımı güzelce köpükleyerek yıkadım. İyice vücudumu ve saçlarımı duruladıktan sonra suyu kapatıp tüm banyoyu esir almış buhardan ötürü kıkırdadım. Uzun zamandır rahat rahat duş alamadığımdan biraz abartmıştım...

"Kız kesin buharlaştı! Seste vermiyor, kesin yok oldu."

"Kaynar suda mı yıkanıyor anlamıyorum hayır yani sadece banyo değil buraya kadar buhar geldi ya!"

Jesica ve Stephanie kapının önünde dedikodumu yapadursun ben bedenime sıkı sıkıya sardığım uzun beyaz havlunun bir köşesinden açılmasın diye tutarak aynanın karşısına geçtim. Sudan dolayı buruş buruş olmuş ellerimi aynaya sürttüm ve yüzümü daha net görebilmek için öne doğru eğildim. Kıpkırmızı yanaklarım ve onlarla eş değer gözlerimin beyaz kısımları olduğumdan daha ürkütücü durmamı sağlamıştı, saçlarım su sayesinde kirlerinden arınmış parlarken vücudumun çeşitli yerlerinde ki yara izleri fazla göze batıyordu. Kasta sağ olsun beni aura evrenine çektiğinde sadece ruhuma değil bedenime de fiziksel şiddet uyguladığı için normalde olmaması gereken hatta izi dahi kalmaması gereken morartılara sahip olmuştum. Diğer yaralarımdan daha geç iyileşiyorlardı ama iyileşiyorlardı...

Banyonun kapısı hiddetle bir kez daha kızlar tarafından vurulunca ayna ile bakışmayı kesip iç çektim. Kendi ayağıma sıktığım festival konusu tabiki de Jesica'nın fazla hoşuna gitmiş ve bizi yeni odasına davet etmişti. Banyonun kapısını açarken yüzüme vuran soğuk hava, dudaklarımı sarkmasını sağladı. Jesica yüzüme bakıp benim aksime gülerek, daha çok kurbanını bulmuş bir katil gibi gülmüştü, boştaki kolumu tuttu ve beni Erica'nın da suçlular gibi oturduğu yatağa fırlattı. Yan yana koyun olarak dizildiğimiz yatakta karşımıza elinde bir sürü model elbise ve değişik kombinler ile Jesica geçti, yanında da onun çırağı Stephanie vardı.

William bu detayı söylememişti ama Jesica o tuhaf oda arkadaşından kurtulup Stephanie'nin yanına taşınmıştı. Bu her ikisi içinde gerçekten güzel bir olaydı ancak aynı şeyi Erica ve kendim için diyemiyorum. Malum Stephanie ve Jesica anlamlandıramadığım şekilde birbirlerini o kadar iyi tamamlıyor ki... Düşüncesi bile çok korkutucu!

"Evet herkes buradaysa o zaman size işken-" Stephanie aniden dediğini fark edip "Ay yani sizi festivale hazırlayacağız işte." diye toparlamaya çalıştı. Emmy, Erica ve ben korku dolu bakışlarımızı şeytan hallerine girmiş melez ve cadıya kilitlerken onlar hallerinden memnun bir şekilde her yere saçılmış kıyafetler arasından seçim yapmaya çalışıyorlardı. "Sizce hayatta kalacak mıyız?" dedi yatakta sürünerek arkama geçen Emmy, kahverengi gözlerini sonuna kadar açmış anlamadığımız bir dilde konuşan Jesica ve Stephanie'den gözlerini ayırmıyordu.