"Etrafımızda filizlenen zehirli sarmaşıklar ya bizi gökyüzüne taşıyacaktı ya da yanına alacaktı."
(Uzay & Mehir)
(Uzay'ın Anlatımından)
Poyraz Çakır'ın yanından ayrıldıktan sonra alışveriş merkezine girmeden önce verdiği dosyayı incelemeye başlamıştım. Dedem dahil 4 kişinin tüm bilgileri elimdeydi. Hainin kim olduğunu biliyordum ama o kendini ortaya çıkarmalıydı.
-"Alo baba! Belgeler elimde. Sen dediğim grubu sana atacağım adrese gönder, değiş tokuş işini halletsinler."
-"Sorumlu kişiler başlarındaysa?"
-"Değiller. Ayrıca arkadaşlara ben gerekli talimatları verdim, gerekli sahte kimlikler üzerlerinde olacak."
-"Orada olmadıklarını nereden biliyorsun?" Babamın sorusuna istemsizce sinirle gülmüştüm.
-"Poyraz Çakır dediğiniz adamın kusurlarından biri de adamlarının aptal olması. Dün beni alan adamlarından birinin telefonu gözümün önünde yanıma düştü, bende aldım ve belime koydum. Onunla konuştuktan sonra adamın telefonundan Poyraz Çakır'ın dördünü de şehir dışındaki bir restorana çağırdığına dair mesaj attım. Duyduğuma göre yedikleri bir şey dokunmuş ve hepsi zehirlenmiş, bir de nasıl bir aksilik olduysa hiçbirinin telefonu, arabası yanında değilmiş." Saniyeler süren bir sessizlikten sonra babamın sesi hayretler içerisinde çıkıyordu.
-"Sen nişan hazırlıkları arasında bunca şeyi nasıl yaptın?"
-"Orası da bana kalsın. Bu arada ona bir şey anlatmadın değil mi?
-"Yok oğlum anlatmadım. Her şey planladığın gibi."
-"Tamam. Bu böyle bir süre daha sürecek sonra tüm ipliklerini pazara dökeceğim. Şimdi kapatmam gerekiyor Mehir bana felaket kızgın gönlünü almam gerek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHUMUN GÜNAHI
Teen FictionHiç, sebepsiz yere, ansızın kalbinizin sıkıştığı oluyor mu? Güneş'in altında karanlık üzerinize çullanıyor mu? Ruhumun sancısı, geçmişin gerçeklerinin karanlığını hissetmeye başladığı ân perde açılmış, sahnedeki ilk gösteri başlamıştı. Sonsuz yeş...