3.BÖLÜM: Değişim..

701 430 49
                                    

(Mehir'in Anlatımından)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Mehir'in Anlatımından)

Gözlerimi yağmurlu bir sabaha açmaya çalıştığımda gece, kendisini karıncalı bir görüntü olarak hatırlatıyordu. Ve bir şeyleri tma bir şey tam anlamıyla hatırlamama engel oluyordu. Başımı ovuşturmaya başladığımda tabiki bu sayede hatırlayacağını düşünmüyordu. sadece başımda oluşan ağrıyı alnındaki parmaklarımın hareketi ile dağıtmaya çalışıyordum. Yatağın başucunda duran su şişesine uzandığımda şişeyi eline aldığım ân itibariyle ona uzun uzun baktım. Bakmak zorunda hissettim. İçimden bir ses  -saçma bir ses! hatırlamam gereken şeyin elimdeki şişe ile ilgili olduğunu söylüyordu. Halbuki o şişeyi su içmek için almıştım. Basit bir şişeye bile nasıl yaklaşır olmuştum. Bu paranoyağın kaçıncı seviyesiydi..

Üst üste iki kez tıklanan kapıya karşılık verirken şişeyi yere bırakmıştım.

-"Gel."

-"Kızım günaydın, nasılsın?"

Anneme anlamayarak baktığım sırada elindeki tepsiyi farkettim.

-"Dün gece çok öksürdün o kadar uyandırmayı denedik ama bir türlü uyanmadın sanırım kabus görüyordun. Hasta olacaksın annecim ya. Bak sana ılık limonlu su ve papatya çayı getirdim. Bunlar işe yaramazsa ıhlamur yaparım."

Bir yandan başımı ovuşturmaya devam ediyor bir yandan anneme bakmaya çalışıyordum.

-"Hayır anne hiçbir şey hatırlamıyorum. Başım, başım çok ağrıyor. Tamam ben içeceğim bunları. Teşekkür ederim."

Annem saçlarıma bir öpücük kondurup odadan çıktığında kemiklerimdeki sızıyı, baş ağrısını hastalığa hazırlık evresine vermek istiyordum..

Gerçekten hasta olacağım için miydi bunca tuhaf şey? Dün geceye dair neden bir şeyler hatırlamıyordum o da mı hastalık öncesiydi?

"Küçük kız kendi düşüncelerinde boğulurken, ne yapması gerektiğini değil de neden böyle olduğunu düşünmeye çalışıyordu son günlerde gece neler yaşadığını unutuyordu, bunu kime anlatsa komik gelirdi. O yüzden her zamanki gibi yaptı, sustu, kimseye bir şey anlatmadı.."

Annemin getirdiği ılık limonlu su ve papatya çayı birazda olsa iyi gelmişti sanki en azından baş ağrım hafifliyordu. Zar zor ayağa kalkıp yatağımı topladım. Çalışma masamın sandalyesinin üzerinde duran siyah elbise dikkatimi çekti. Sanırım bugün ne giyeceğime annem karar vermişti. Buna itiraz edecek gücü kendimde bulamıyordum. Aslında bu elbiseyi yeni görmem dışında hiçbir sorun yoktu. Benim böyle bir elbisem yoktu, benim doğru dürüst elbisem yoktu. Dolabım pantolon ve t-shirtten ibaretti. Biraz daha düşünürsem geç kalacaktım o yüzden hemen elbiseyi giydim. Elbise üzerime tam oturmuştu annem ilk defa bedenimi şaşırmadan bir kıyafet almış bu beni baya şaşırttı çünkü ailede kimse bedenimden emin olamadığı için bana aldıkları kıyafetler ya büyük ya da küçük gelirdi. Aynanın önüne geçtim ve kendime baktım. Yorgunluktan göz altım siyaha dönük bir renk almıştı. Siyah uzun saçlarım kırıklar ile doluydu. Ama dış görünüşümü asla umursamıyordum. Yüzüme bakmayı bırakıp elbiseye baktım. Bu siyah dar elbise hemen dizlerimin üzerinde bitmişti kısa olmaması hoşuma gitmişti. Elbisenin boyuna orantılı olarak yarım kolu çok hoş duruyordu. Komidinin üzerinde duran siyah saatimi ve siyah taşlı bilekliğimi taktıktan sonra odadan çıktım. Banyoya gidip yüzümü yıkadım, dişlerimi fırçaladım. Saçımı taradım ve kendi halinde dalgalı bıraktım. Klasik rutinlerimi tamamlayıp odadan çıktığımda aşağıya indim ve mutfağa yöneldim. Beni görüp öksürmeye başlayan annem halsizliğimi unutturmuş, güldürmüştü.

RUHUMUN GÜNAHIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin