46.BÖLÜM: En Güzel Dilek..

64 26 105
                                    

Oy verip yorum yaparsanız çok sevinirim♡

Yasir Miy- İyi Ki Doğmuşsun

Yasir Miy- İyi Ki Doğmuşsun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Uzay'ın Anlatımından)

Koparıp kenara bıraktığım takvim sayfasının ardında beliren yeni tarih geride bıraktığım günler gibi hiçbir anlam ifade etmiyordu. Güneş bugünde doğmamış, evren karanlıktı.

Mehir'in kokusunu son kez içime çekip yataktan kalktığımda başımdaki şiddetli ağrı geçmemişti, oysa geçsin diye uyumuştum. Balkon kapısını açtığımda denizin kokusu yüzüme çarpmıştı.

Ne yapacağımı, nereye gideceğimi, nereye, kime bakacağımı bilmiyordum. Soruların ve çaresizliğin içine hapsolmuştum. Gün geçtikçe güçsüzleşmiş gibi hissediyordum. Gücüm kum saati misali ters çevrilmişti. Karakollar artık yardımcı olmuyordu. Hastanelerde, sağlık kuruluşlarında, bankalarda hiçbir hareketlilik yoktu. Mehir'e ait kamera görüntülerini yirmi sekiz kez izlemiştim. Meşgul veya kapalıyken düşen her bir aramayı tekrar tekrar dinliyordum. Belki Mehir'in sesini duyarım diye..

Ama duymuyordum. Gökyüzüne bakarak yalvarıyordum.. Mehir'i bulmak için yalvarıyordum.

Israrla çalan telefonumu kulağıma götürdüğümde Ozan karşı hattaydı.

"Hazırlan. Seni almaya geliyorum." Karşı çıkmama fırsat vermeden telefonu kapattığımda oturduğum koltukta dizlerimi kendime doğru çekip başımı dizlerime dayadım.

"Nerdesin güzelim? Nerdesin?" Başıma dizimde oval çizerek masaj yaparken gözlerimi kapattım. İyi olmadığını biliyordum, onun da beni özlediğini biliyordum. Çünkü Mehir beni terk etmemişti, Mehir beni bırakmamıştı. Mehir, benim için bizden vazgeçmişti, hissediyorum, kalbindeki yerimi hâlâ hissediyorum.

Ard arda çalan zili umursamıyordum. Çalar çalar gider diye düşünürken tersi olmuştu. Ozan, yedek anahtarı ile içeriye girmişti.

"Hazırlanmamışsın!" Kollarını açmış hayretler içinde bağırırken kaşlarımı çatarak başımı kaldırdım.

"Ne hazırlanması?"

"Seni dünyaya götürüyorum. Günlerdir evden dışarı adım atmıyorsun." Söylenirken camlara yöneldi, perdeleri bir bir açarken sinirlenmeye başlamıştım. "Sence ben istiyor muyum?!"

"Sormadım. Hazırlan gidiyoruz dedim."

"Ozan!" Bağırarak ayağa kalktığımda bana doğru iki adım atmıştı.

"Hiçbir şey olmamış gibi davranmayı kes!" Bağırdığımda burnundan verdiği öfke nefesinin sesi duyulmuştu.

"Sende Mehir ölmüş gibi davranmayı kes!" Bana doğru bir adım daha atıp tam karşımda durdu. "Mehir'i bulacağız. Kaç ay, kaç yıl sürerse sürsün onu bulacağız." Yanımdan geçerken gideceğini düşünürken durup arkasına döndü. "Eğer Mehir'den vazgeçtim diyorsan kendini buraya kapatmaya devam et. Can, Sema ve ben Mehir'den vazgeçmiyoruz, tıpkı kendimizden vazgeçmediğimiz gibi." Derin bir nefes alıp yaklaştı, önümde durduğunda sağ elini omuzuma koydu. "Kendinden vazgeçemezsin Uzay. Kendinden vazgeçersen Mehir'den de vazgeçmiş olursun."

RUHUMUN GÜNAHIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin