'Terk edilmiş bir şehrin ortasındayım. Altım çamur, üstüm yağmur ama bak burdayım.'
10 bin kelimeden oluşan bölüm ile tekrar merhabalar..Uzun zaman oldu satırlarda buluşmayalı. Hesapların açıldığı, planların alevlendiği, silahların patladığı, acının ve gözyaşının eksik olmadığı bir bölüm oldu..
YORUMLARDA BULUŞALIM"Geceler olmasa nasıl parlar yıldızlar?"
(20 Yıl önce, 25 Eylül)
Fırat Akan..O gün 9 aylık eşi ile hiçbir şeyden habersiz, babası Savaş Akan'ın yanına gitmek için arabaya bindiklerinde babasını aramış ve çıktıklarını söylemişti..Savaş Akan büyük bir heyecanla iki torunu için hazırlattığı odaları gezerken telefonu çaldı. Ekranda gördüğü isim ile sinirle gözlerini devirdi.
-"Evet!" Sert sesine karşılık karşı taraf gülmüştü.
-"Bu ne sinir ortak!"
-"Ne istiyorsun Toprak! Saçmalayacaksan kapat vaktimi çalma benim!" Toprak Kara sinirle derin bir nefes aldığında sesini düzeltti.
-"Tamam o zaman hemen sadete geliyorum." Kısa bir sessizlikten sonra sesi duyuldu. -"Masadan çekileceksin. Poyraz Beyin sana verdiği dokunulmazlığı bana vereceksin." Savaş Akan duyduğu cümle karısında ürkütücü kahkahasını atmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHUMUN GÜNAHI
Novela JuvenilHiç, sebepsiz yere, ansızın kalbinizin sıkıştığı oluyor mu? Güneş'in altında karanlık üzerinize çullanıyor mu? Ruhumun sancısı, geçmişin gerçeklerinin karanlığını hissetmeye başladığı ân perde açılmış, sahnedeki ilk gösteri başlamıştı. Sonsuz yeş...