Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
--
"Taehyung uyan! Taehyung uyan! Tae uyan! Uyan tae! Taetae uyan! Uyan taetae! Saat üçü geçti!" Taehyung gözler araladığında başında dikilmiş bir jimin görmeyi hiç beklemiyordu. "Git başımdan jimin, uyuyacağım!" Tae yorganı kafasına kadar çekip gözlerini kapattığında jimin'in oflaması kulaklarına ulaştı. "Taehyung uyan! Uyanmazsan seni zorla uyandırırım tamammı!" Taehyung, jimin'i duymamış gibi yaparak gözlerini kapalı tutmayı sürdürdü. "Tae uyan!" Jimin öfkeyle bağırdığında tae hâlâ hareketsizdi. "Tamam taehyung! Bunu sen istedin!"
Taehyung, üzerinde hissettiği ağırlık ve tepinmeyle jimin'in öküz gibi üzerine atlayıp onu yumrukladığını anlamıştı. Jimin, taehyung'un karnının üzerine atladığı için taehyung, kısa süreliğine nefessiz kalarak öksürmeye başladı. Öksürerek yorganı yüzünden çekip üzerinde tepinen jimin'e baktı.
Onu kesinlikle dövmeliydi.
"CAMIŞ! KALK ÜZERİMDEN!" Taehyung, öksürerek jimin'i üzerinden atıp, jimin'in bedenini zeminle buluşturdu. "Ya beni niye sülük gibi yere atıyorsun sen!" "Karşımda sülük gibi durursan başka ne yapmamı bekliyorsun?" Jimin gözleri devirerek ayağa kalktığında taehyung, kendisini yatakta oturur hale getirip uykulu gözlerlerini ovuşturuyordu.
"Ne diye beni uyandırıyorsunki!?" Jimin, kendisini yatağın üzerine atarak konuşmaya başladı. "Dün gece neler neler oldu? Hadi anlat bakim. Maşallah sesinizden uyuyamadık... bir ara kendimi çekiyordum yemin ederim!" Jimin kendi espirisine kahkaha attınca taehyung, umursamazca gözlerini devirdi.
"Anlatmamımı istiyorsun?" Taehyung, ilgiyle sorunca jimin heycanla başına salladı. Taehyung, parmağıyla jimin'e yaklaşmasını işaret ettiğinde jimin, sinsi bakışlarala taehyung'a yaklaştı ve dibinde durarak kafasını taehyung'un dibine soktu. "Hadi anlat..."
Jimin, yanağında hissettiği sert acıyla başı yana çevrildi. Donakaldı. Göz bebekleri bile durdu bir anlığına. Taehyung'un kahkahası kulaklarına ulaştığında hâlâ hareketsiz bir şekilde gözlerinin belirlediği bir noktayı izliyordu. "Jimin... iyimisin?" Jiminden ses çıkmadı. "Öldün mü?" Hareket etmedi. "Felç mi geçirdin bir tokadımla lan?" Jimin dudaklarını araladı en sonunda.
"T-taehyung... kafam... kafam yere düştümü?... boynum kırıldımı?... kafamı tuttun değil mi?... yüzüm yere gelmesin... " taehyung hâlâ donmuş bir şekilde bir noktaya bakan jimin'in sözleri üzerine kahkaha atarak ayağa kalktı. İntikam almanın rahatlığıyla odasından çıktığında jimin, bildiği tüm küfürleri saydıra saydıra o da taehyung'un arkasından arkasından çıktı.
Taehyung, salona geçmeden önce jimin'i bir kenara çekip kulağına fısıldadı. "Sakın... sakın kimseye jungkook'la ilişkimiz olduğunu söyleme!" "Tamam ya! Zaten benden sır çıkmaz, biliyorsun. Korkma sen, kimseye söylemem!" "İyi..." taehyung rahatlamış bir vaziyette salona geçtiğinde gözleri, jungkook'u arıyordu ama jungkook dışında herkes salondaydı. Jungkook yoktu.
