bölüm-20🏳️‍🌈

405 36 203
                                    


Merhabaaa güzellerim...

Medya muhteşem komik Sjfddgyyddyıkjb

Sizi semekook'lu bir party party yeah bölümüyle baş başa bırakıyorum

UYARI: CİNSEL İÇERİK VARDIR! RAHATSIZ OLANLAR OKUMASINN

---

2 hafta sonra...

Taehyung'un anlatımıyla...

"Jungkook, hadi bebeğim!"
2 hafta önce planladığımız tatil planı için Bang pd ile konuşmuş ve onay almıştık. Jungkook, artık tamamen ayaklarını kullanabiliyor ve tüm ihtiyaçlarını kendisi karşılayabiliyordu ama hâlâ bir kaç ilaç kullanıyor ve kendisini yormamaya çalışıyordu.

"Geldim dangshin... arabayı ben kullanacağım." Jungkook, odasından çıkar çıkmaz elindeki küçük bavulu elime tutuştırarak önüme geçip yürümeye başlamıştı.

"Hayır jeon... ben sürerim." Bang pd sayesinde, fanlarımızın bizi tanımaması için farklı plakalı bir araba kiralamıştık ve şuan jungkook daha tam iyileşmediği hâlde arabayı sürmek istediğini söylüyordu. Ha, bu arada Busan'a gideceğiz.

"Dangshin, ben sürerim!" Bir an sesini yükseltmesine anlam veremeyerek çatık kaşlarla bana dönen jungkook'un yüzüne baktım öylece.
"Neden bağırıyorsun?"

"Arabayı ben süreceğim. Bu konuda tartışmak istemiyorum." Gerçekten, neden bana karşı çıkıyordu bu şimdi?
"Jungkook, Beni dinle!"

"Umrumda değilsin."
Demek umurunda değilim!
"Tamam... umurunda olmayayım." Sanki hiç bir şey olmamış gibi önüne geçip arabaya doğru ilerledim ama çok şey olmuştu.

Meselâ... kalbim paramparça olmuştu.

Dakikalar sonra jungkook arabayı sürmek için şoför koltuğuna oturduğunda, hemen yanındaki koltukta oturmuş başımı arabanın camına yaslamış karanlık geceyi izliyordum. Saat gece üçtü. Yakalanma ihtimalimiz daha az olur diye böyle bir karar almıştık.

Jungkook, arabayı sürmeye başladıktan dakikalar sonra zar zor dudaklarımı aralamış ve sanki bana ait olmayan cümleler dökülmüştü dudaklarımın arasından
"Belkide... belkide hiç başlamamalıydık jungkook."

Tam o an jungkook'un gözleri bana çevrildi. Yolu umursamadan, kafasını cama yaslamış bana baktı. O an içinde kopan gök gürültüsü benimde beynimin içinde yankılandı.
"Ne?" Tam o an karanlığın içinde birden bize doğru gelen bir ışık göründü gözüme. Ormanlık yolda bu neydi böyle!
"Jungkook önüne bak!"

Üzerimize doğru gelen aracı fark eder etmez jungkook, direksiyonu sola kırıp ormanlık yoldaki ağaçların arasına sürükledi arabayı.
Derin bir nefes aldığımda, jungkook anlını direksiyona yaslamış ve o da derin derin nefesler alıyordu. Sanırım korkmuştu.
"Korktunmu?" Sesimle sıçramış ve korkuyla yüzüme bakmıştı, dolan gözleri eşliğinde.
"Sen iyimisin?" Sesi titriyordu.
"İyimisin?" Diye tekrar etmişti korkuyla. Anladığım kadarıyla ve jungkook'u tanıdığım kadarıyla, kendisi yüzünden bana zarar gelmesinden korkmuş olmalıydı.

"İyiyim. Sen..." diyebilmiştim sadece. Sol Gözünden akan bir damla yaş havanın soğumasına neden olumuştu benim için.
"Çok korktum hyung... seni kaybedemem."

Gözlerim, gözlerinde kaldı o an. İçimdeki pişmanlıkla yanıp tutuşmaya başladım. sanki Alevler tüm bedenimi sardı ve yaktı.

Ben tek bir kelime edemeden  uzanıp dudaklarımdan öptü.
"Beni sakın bırakma... olurmu?"

Oh My Daddy | Taekook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin