5. BÖLÜM: EREBOS KAPANI

36.4K 4.7K 7.2K
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Haggard, Per Aspera Ad Astra

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Haggard, Per Aspera Ad Astra

5. BÖLÜM: "EREBOS KAPANI"

Havva, Âdem'i sevmenin bedelinin, Lilith'in gölgesinin altında yaşamak olduğunu biliyordu.

Havva, Âdem'in Lilith'i geri istediği için tanrıya yalvarması sonucu, Lilith'e görsel olarak birebir benzediğini biliyordu. O, bir yaraya bastırılacak olan yara bandı olduğunu bile bile, 'Âdem'i sevmişti.

Hemera ve benim ruhlarımızın her zaman Lilith'in soyundan geldiğine inanırdım. Sevsek de geride bırakabilecek olan özgürlüğün savaşçısı, intikamın kendine yaşamak için seçtiği beden...

Lisenin ilk yıllarında Hemera'nın bana, sınıftaki bir kız için, "Onun Havva soyundan geldiğine inanıyorum," dediğini hatırlıyorum. "O adamın ona verdiği acıya bile razı. Ne yazık." İşte o gün, sabaha kadar Havva ve Lilith hakkında konuşup, birbirlerine görsel olarak bir ikiz kadar benzeyen o iki kadınla ilgili ihtimallerden bahsetmiştik.

Kim bilir, belki de Havva, Lilith'in intikamını almak için oradaydı.

Hemera, geçmişten kopmuş yaralarla kaplı bir uzuv gibi önüme düştüğünde, yıllar sonra bile rüzgarın esişiyle sızlayan bir dikiş izim varmış gibi sızladım. Hafızam iki yana parçalanmak için açılmış yakayı tutan eller gibiydi; bir adamın kendi yakalarını tutup yırttığı gibi, hafızam zihnimi bir yaka misali kavradı ve yırtmaya çalıştı. O tuhaf isyan tüm düşüncelerimi bıçağından geçirdi.

Bir adım geri atmak istediğimde bedenim buna mani olan bir hisle büküldü. Sırtımdan yukarı tırmanan o acı dolu hissin sebebini merak etmedim ama tırnak diplerimin sızısı yok sayamayacağım kadar şiddetliydi. Bir an, tırnaklarımın kopup ayaklarımın önüne düşeceğini sandım. İçimi toprak misali kazan o yırtıcının pençeleri, parmak uçlarımda doğum yapmayı bekliyordu.

Ayağındaki yüksek topuklu ayakkabıları fark etmeme neden olan gürültülü bir adım daha attığında, gözlerim şaşkınlığı içine tıkmaya çalışmadan dehşetle onun bedeninde gezindi. Sanki onu yeni görmemişim gibi zayıf değil, sağlıklı görünüyor, siyah saçları bir aslanın yeleleri gibi iki yana doğru kuvvetle dalgalanıyordu. Bacaklarını açıkta bırakan siyah, askılı mini elbisesi bedenini saran sıkı bir saten kumaştandı. Güçlü çenesini dikerek bana dikkatli baktığında, şaşkınlığımın yok olmasını beklemekten sıkılmışa benziyordu.

HAFIZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin