15. BÖLÜM: "Güller ve Dikenler" *PART II*

28 1 2
                                    

(15. Bölümün devamı...)

Bazen rüya ve gerçeği karıştırırız. Rüyada gördüğümüz şeyin gerçek olduğunu düşünür, gerçekte olanı sorgularız.

Sorguluyordum. Gerçekte kimdim? Şu an uyuyor olma ihtimalim, yani tüm bunların bir rüya ya da kabus olma ihtimali, tüm bu olanların gerçek olma ihtimalinden daha yüksekti. Onca seneden beri yaşıyor olmamı saymıyordum bile. Tamam, belki bir terranissamla evli olabilirdim ve de çevrem onlarcasıyla sarılı olabilirdi fakat burada kafamda oturmayan bir şeyler vardı.

Beni ölümsüz yapan Damian'ın varlığıyken onun dışında üzerimde hiçbir büyünün bu kadar etkisi de olamazdı. Gerçekte kimdim? Burada neler dönüyordu?

"Burada neler dönüyor? Nasıl bir şeyin içindeyim ben?" diye sorduğumda aklımda birikmeye başlayan sorular orada bir göl oluşturmuştu. O gölün içinde duracak, altı balçık kaplı bu gölün zemine basıp yürüyerek kıyıya ulaşmak istediğimdeyse balçığa batıp gölün içinde boğulacaktım.

"Bunu sen yarattın. Sen ve senin uğruna kendini tehlikeye atan şu aptal vampir, Damian." diyerek sorumu yanıtlayan kişi, büyükannemin sol tarafında duran oldukça kısa boylu saçları kabarık, tuhaf bir topuz şeklini almış gözünün altında minik bir bene sahip olan cadıydı.

Sesimi istemsizce yükseltip "Ona aptal demeyin!" dediğim sırada etrafımda oluşmaya başlayan kara bulutlar hiç iyi şeylerin habercisi değildi. Ne zamandan beri bu kadar kontrolsüzdüm? Gerçekte kimdim?

Büyükannem, "Satin, onu öfkelendiriyorsun." diyerek bu vasıtayla adını öğrendiğim Satin'i uyardı ve onu uyarırken bile benden çekmediği bakışlarını bende tutmaya devam etti. "Jocelyn, sakinleş. Sana istediğin soruların cevabını vereceğiz." Öyle deyince olmuyordu işte.

Onun bu sözleri üzerine etrafımdaki kara bulutlar artmaya başladı. Hadi ama büyükanne, böyle söyleyerek daha çok öfkelenildiğini bilmiyor muydun?

"Jocelyn sakinleş ve gücünü kontrol et yoksa bunu kendi yollarımla yapmak zorunda kalacağım." diye yineleyen büyükannem ile gülümsedim.

"İçimde iki farklı Jocelyn taşıdığımı ne çabuk unuttun büyükanne?"

O da bu sözlerime karşın gülümsedi hatta yanındaki diğer iki cadı da ondan sonra onu taklit ederek gülümsemişlerdi. Tanrım ben neyin içine düştüm böyle?

"Şu an iki farklı kimlik arasında sıkışıp kaldığını biliyorum Jocelyn. Biri bilge ve acımasız Ruhlar Kraliçesi, diğeri daha toy, meraklı ve aklı karışmış, benim torunum olan genç kadın. Peki şu an burada olmana sebep olan hangisi? Hep var olan Ruhlar Kraliçesi mi yoksa yeniden doğuşta ortaya çıkan genç kadın mı? Söyle bana ve cevap ver aklına, gerçekte kimsin sen?"

Kulaklarıma çalınan soru düşüncelerimden kopup gelen soruyla aynıydı fakat bu soruyu duymak yalnızca zihnimde sorgulamaktan daha tuhaf hissettirmişti. Beni çevreleyen kara bulutların yavaş yavaş ortamı terk ettiklerini fark ettiğimde beni kendi yöntemlerini kullanarak sakinleştirdiğini anlamıştım. Bir an yeniden o kara bulutları etrafıma toplamayı ve öfkelenmeyi denedim ama hiçbir şey yapamadım. Sanki uyuşmuş gibi öylece orada kalakaldım. Aklımda yalnızca sorular vardı:

Burada, hangisi bendim? Yeniden Ruhlar Kraliçesi mi olmuştum yoksa o meraklı ve toy genç kadın miydim?

Doğru soru: Fısıltı, öncesinde Ruhlar Kraliçesi'ne aitken şimdi parmaklıklar ardına saklanan o toy genç kadın mıydı?

GÜLLER VADİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin