on dört

30.9K 1.8K 1K
                                        

Cumartesi 12

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Cumartesi 12.25

Üzerimde hissettiğim baskıyla kıpırdanırken bir yandan da gözlerimi aralamaya çalışıyordum. Şu an bulunduğum yer o kadar rahattı ki gözlerimi hiç açmasam da olurdu. Açılmaya da niyetleri yoktu zaten. Sanki göz kapaklarımın üzerinde tonlarca ağırlık varmış gibiydi. İstemsizce gülümserken yatakta yan dönmeye çalıştım ama bana engel olan bir şey vardı. Ağzımın içinde bir şeyler mırıldanırken vücudumu hareket ettirmeye çalıştım ama işe yaramıyordu. Hemen dilimden huysuzca birkaç mırıltı geldiğinde gerçekliğe dönmüştüm.

Gözlerimi yavaşça aralarken görüş açıma önce sarıya çalan kumral saçlar girdi. Bir süre tek bir yere odaklanarak gözlerimin net görmesi ve algılarımın açılması için bekledim. Bulunduğum konumu fark ettiğimde ise yutkunma ihtiyacı duymuştum fakat boğazım çok kuruydu. Sabah sabah kalbime iyi gelmeyecek bir manzarayla karşı karşıyaydım.

Aytun kafasını göğsümün üstüne koymuş kollarını belime dolamıştı. Bacakları benim bacaklarımın üstündeyken resmen üstümde yatıyor gibiydi. Ona sarılı olan kolumu yavaşça geri geçtim ve kafasını yastığa yatırdım. Bir süre sadece onu izledim. Gözlerim yüzünde gezinirken ne kadar güzel olduğunu düşünüyordum. Saçları alnına düşmüştü. Parmaklarımı çekinerek saçlarına uzattım ve yüzüne düşen saçlarını geriye doğru taradım. Yumuşacıktı saçları. Dün gecenin anıları aklıma dolarken gülümsüyordum. Hissettiğim duyguların yoğunluğu hala içimdeydi.

Kalbime dokunan dokunuşlar. Aytun'un dudakları ve Balkır'ın tenime işleyen o güzel bakışları. Hepsi tazeydi. Hiçbirisi hafızamdan silinmemiş, unutulmamıştı. Unutulamazdı da zaten. Bu beni mutlu etmişti. Dün geceyi asla unutmak istemezdim. Dünyanın sonuna kadar hatırlamak istiyordum. Hep zihnimin bir köşesinde dursun ve o anılar beni izlesin. Ölümün eşiğindeyken bile gözlerimin önünden geçsin isterdim.

Parmaklarım Aytun'un dolgun dudaklarına kayarken yutkundum. Pürüzsüz teni parmaklarımın altındaydı. Bu odada uyanmak hep böyle mi hissettiriyordu? Huzur verici. Parmaklarım yavaş yavaş yanaklarına kayarken gözlerimi kırpmadan onu izliyordum. Beyaz tenine camdan vuran güneş ışıkları yansıyordu.

Balkır neredeydi bilmiyordum ama yattığı taraf boştu. Belki de kalkıp gitmeliydim. Bundan sonrasında ne yapacağımı hiç bilmiyordum.
Dün Balkır'ın bana söylediği her söz kafamın içinde dönüp duruyordu. O söylediği zaman başka hiçbir ihtimal yoktu zaten benim için. Beni her şeye inandırabilirdi ama şimdi öyle değildi. Zihnimin için çalkalanmaya devam ediyordu.

Uzanıp Aytun'un yanağına tüy hafifliğinde bir öpücük kondurdum ve yavaşça geri çekildim. Her sabaha böyle uyansam olmaz mıydı? Ya da benim için fazla mıydı bu? Çok mu şımarıktım da uzanmamam gereken şeylere uzanıyordum? Düşünceler,aptal düşünceler. Asla peşimi bırakmıyorlardı. Bunları kafamdan silmek için Balkır'ın verdiği tarifsiz güven hissine ihtiyacım vardı. Derin bir nefes alırken Aytun'un gözlerini kırpıştırmaya başladığını gördüm.

lumière | bxbxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin