Merhaba,,bölüm 4000 kelime benim için baya uzun o yüzden şarkınızı bilmem neyinizi ayarlayın dinlene dinlene okuyun lütfen tabi bu sadece bir öneri..iyi okumalar 💘
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
•
Cuma 01.30
Mekanı kapatmak üzereydik ve yeri paspaslama görevi bu gece bendeydi. İyice bastırarak masaların altını silerken gözlerim Aytun ve Balkır arasında oluşan yüksek gerilim hattındaydı. Balkır bir masada yanında yüksek kahkahalarla konuşan kadını dinliyor Aytun ise delici gözleriyle onlara bakıyordu. Balkır'ın suratındaki ifadeden bu durumdan memnun olmadığını anlayabiliyordum. Memnuniyetsiz bir ifade vardı yüzünde fakat kadından kurtulmak için hiçbir şey yapmıyordu. İstese onu başından atabileceğini biliyordum. Keza Aytun'un da öyle. Kadının üzerine atlamamak için kendini zor tutarken tek yaptığı onları izlemekti.
Yerleri paspaslamayı bitirdikten sonra paspası yerine bıraktım ve ceketimi üzerime geçirip personel odasından çıktım. Balkır kasayı kilitlemeye gitmiş Aytun ve adını bilmediğim kadın çoktan kapının önüne çıkmıştı. Kadın biraz ileride sigarasını içerken Aytun hala ona bakıyordu. Böyle ters ters bakarken komik ama aynı zamanda tatlı olduğunun farkında mıydı acaba?
Elimi omuzuna yerleştirerek hafifçe sıktığımda bakışları bana döndü. Sert bakışları yumuşamışken aralık dudaklarıyla bana bakmaya başladı. Eve gidecektim ama onu bu şekilde sinirli bırakmak istemiyordum. Kadın neden bekliyordu hala? Onlarla birlikte mi gidecekti?
"Sakin ol biraz." Diyerek omuzundaki elimi hareket ettirdim.
Anında gözlerindeki patlamaya hazır kıvılcım ateşlenirken vücudunu tamamen bana döndürdü. "Nasıl olayım Akay ya!" Derin bir soluk aldıktan sonra devam etti konuşmasına. "Görmüyor musun yüzsüz gibi hala bekliyor kafayı yiyeceğim." Yanaklarını sıkıştırarak öpmek istiyordum. Kadın umurumda değildi. Balkır'ın da umurunda olmadığını biliyordum. Bu yüzdendi bu rahatlığım. Gerçi bu beni neden ilgilendiriyordu ki?
"Kim ki bu kadın?" diye sordum merakla. Dudaklarını büzüştürerek bir nefes verdi. "Balkır'ın babasının şirketinde çalışıyor. İş konuşmaya gelmiş hanımefendi." dedi öfkeyle. "Balkır işletme mezunu olduğu için şirkette finans departmanıyla da ilgileniyor." Ailesi epey zengindi sanırım. "Ailesine olan saygısından yapıyor. Bu kadar genç ve işinde iyi başka birisini bulamazlar."
Ellerini hareket ettirerek sinirli sinirli devam ediyordu konuşmasına. Kaldırımın karşısındaki kadın arabasına yaslanmış sigarasını içiyor bir yandan da telefonuna bakıyordu. Balkır hala gelmemişti. O sırada önümde dikilen Aytun kazağımın ucundan tutmuş daha çok yaklaşmıştı bana. "Yemin ederim kıskançlığımdan yapmıyorum Akay. Bakışlarında ters bir şey var,fark etmiyor musun?"
Bakışlarım tekrar kadına dönerken onun da bize baktığını görmüştüm. Aytun'a küçümsercesine bakıyordu sanki. Elindeki sigarayı yere atıp topuklu ayakkabısıyla ezdikten sonra ona baktığımı anlamış gibi gözlerimin içine bakmaya başladı. Gözlerimi çekmeden ters bakışlarımla ona karşılık verirken gözlerini kaçıran o olmuştu. Aytun'a hak vermeye başlamıştım. Garipti.