yirmi iki

18.3K 1.3K 1.1K
                                    

Merhaba,, umarım bölümleri koyduğum şarkıları dinleyerek okuyorsunuzdur çünkü ben yazarken hep başa sarıp dinliyorum 🤧 iyi okumalar kemerlerinizi bağlayın 💘

Merhaba,, umarım bölümleri koyduğum şarkıları dinleyerek okuyorsunuzdur çünkü ben yazarken hep başa sarıp dinliyorum 🤧 iyi okumalar kemerlerinizi bağlayın 💘

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Pazartesi 13.40

Oturduğum yerde dizlerimi sallarken Balkır'ın bir ileri bir geri gitmesini izliyordum. Panik her zerremi ele geçirip tırnaklarımı yememe sebep oluyordu. Delircekmiş gibi hissediyordum. Kelimenin tam anlamıyla doğru tabir buydu. Hissetmek fazlaydı,delirmiştim. Tırnaklarımı avuç içlerime bastırırken yerde parçalanmış çerçeveyi izliyordum.

Balkır yüzünü ellerinin arasına almış tekli koltuğa oturmuştu. Dizlerini sinirden titretip duruyordu. Dikkatim tek bir yöne sabit kalamazken sürekli dağılıyordu. Dayanamayarak koltuktan kalktım ve yavaşça Balkır'ın oturduğu koltuğun önünde çömeldim. Kendine zarar verecek bir şey yapmasından korkuyordum. Hareketlerini kontrol etmek isterken kendisini çok fazla sıkıyordu.

Parmaklarım parmaklarına kenetlenirken transtan çıkmış gibi anında bana çevirdi bakışlarını. "Sakin ol." diye mırıldandım sessizce. Elimi daha sıkı tutarken buruk bir şekilde gülümsedi. Bana yukarıdan bakıyordu. Elleri saçlarıma çıkarken yavaşça parmaklarını saçlarımdan geçirdi. "Hava almaya çıkmıştır. Birazdan gelecek,biliyorum."

İçimde fırtınalar koparken kurmuştum bu cümleyi. Birazdan gelecek,biliyorum. Kalpten inanıyorum. Aytun yoktu, sabah kalktığımda ilk hissettiğim şey yatağın onun tarafındaki boşluğuydu. Sanki sıcaklığı hala bizimleydi ama o yoktu işte. Sıcaklığı yoktu, gülümseyen o güzel yüzü yoktu. Aytun yoktu.

Neden böyle oluyordu? Üçümüzü bu evin içinde bir mutluluk havuzuna hapsedemez miydim? Balkır'ın ayaklarının ucuna yere oturduğumda sıkıntılı bir nefes verdim. Hiçbir şey söylemeden gidemezdi, gitmezdi. Elimiz kolumuz bağlı gibi hissediyordum.
Saatlerdir yoktu, Balkır gitme ihtimali olan her yere bakmıştı ama yoktu işte. Telefonları açmıyordu. Ruhum birinin avuçlarının arasında sıkışıp kalmış gibi hissediyordum.

"Yanıma gel." diye mırıldandı Balkır. "Yerde oturma." Gözlerine baktığımda bile ne kadar yorulduğunu görebiliyordum. Gece yarı uykulu gözlerle kalktığımda Balkır gözlerini bile kırpmadan bizi izliyordu. Üzerimden düşen pikenin sıcaklığının onun elleriyle tekrar üzerimde yer edindiğini görebiliyordum. Gözlerini yumduğu o küçücük anlarda mı gitmişti yani Aytun?

Güneş bizimle birlikte doğuyor demiştim,belki de güneş doğmadan terk etmişti bu evi.

Yavaşça yukarıya çıkarak bana ayırdığı o küçük yere sıkıştım ve kollarının arasına girdim. Bakışlarım dağılmış eve kaydığında yutkunmuştum. Sinir anında gerçekten hiçbir şeyi görmüyordu. Eline ne geçerse fırlatıyor ve sinirini bu şekilde çıkartıyordu. Buna günlerdir içinde birikenlerin sebep olduğunu görebiliyordum. Bir kez olsun Aytun'a karşı sesini yükseltmemişti. Beni ürkütmemek için kendisini kastığını da görebiliyordum.

lumière | bxbxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin