Okul bu gündü. zamanın ne kadar çabuk geçtiğini ve günlerimin birinin bile boş geçmediğini anladığımda çok geçti. Sözde bir buçuk ay boyunca tatil yapacaktım ha! Bütün zamanımı bu insanların bilgilenmesi ve sorunlarının çözülmesine harcamıştım.
Aynadaki görüntüm hoşlandığım bir görüntü değildi. Okulun sıradan, ekoseli eteğinin üstüne yine okulun siyah, üstünde arması olan swetshirtü, uçlarında hafif dalgalar olan açık sarı, griye dönük saçlarım, bulunduğum kasaba dolayısıyla havanın sağı solu belli olmadığı için giydiğim, dizime kadar uzanan postallar. üstelik dizimin bir karış üstünde biten eteğim, yanlışlıkla büyük aldığım üstüm yüzünden sadece birkaç santim gözüküyordu. ortaçağda her şey daha güzeldi. en azından şu halimdeki gibi her an birini öldürecek gibi görünmezdim. aynalı kocaman dolabımın arkasında duran ve ona geri dönüp uyumam için yalvaran lila rengi çarşafların olduğu yatağıma son bir kez bakıp kolumdaki siyah çantayı düzelttim.
"hadi ama Lorena, liselilerin olduğu bir okula yeni öğrenci olarak gitmek, hele ki bu kılıkta fazla kötü olamaz. hem, seri katil olduğunu düşünüp yanına bile gelmezler. yani öyle umuyorum" aynada kendimle konuşma faslını bitirip kulaklarımın kapandığına emin olduktan sonra odamın beyaz, orta çağdan kalma kapısını açıp mermer beyaz merdivenlerden indim ve mutfağımdan geçip kapıdan dışarı çıktım. park, benim yaşlarımda insanlarla doluydu. çoğuna aynı duygu hakimdi. okulun açılmasının getirdiği keder ve merak. umursamayıp evimin anahtarını açtım ve eteğimin cebine atıp kapıyı kapattım. bir anda tüm gözlerin üstüme çevrildiğini hissetsem de aralarına karışma umudum daha ağır bastığı için umursamamaya çalıştım. çoğu kişiin aynı şeyi düşündüğünü biliyordum. kimdim ben? nereden gelmiştim ve yaz boyu neden kimse beni fark etmemişti? cevabını öğrenmek istememeleri gerekiyordu fakat böyleydi işte. insan merakı tüm duygulardan daha ağırdı.
okula varana kadar üstümde gezinen meraklı bakışlarla başa çıkmak çok zor olmuştu. okulun duvarları krem rengiydi ve arka bahçesinde kocaman bir saha vardı. ön bahçesi nispeten küçüktü ve caddeye bakıyordu. kayıdımı yaptırmak için geldiğim gün biraz bakınmıştım, alt katı komple kafeterya ve masalarla doluydu, üst katlar bölüm sınıflarına ayrılmıştı. aldığım derslerin programının olduğu bir kağıdı bana vermişlerdi ve benim seçmeme izin yoktu. onların bana tanımladığı dersi almak zorundaydım. elimdeki programdan hiçbir şey anlamıyordum. sosyoloji, felsefe, tarih, edebiyat, coğrafya, geometri, drama, müzik. bazılarını biliyordum ama diğerleri hakkında en ufak bir fikrim dahi yoktu.
"yuh" dediğini duydum Abby nin ve bakışlarımı elimdeki kağıttan ayırıp sesin geldiği yere baktım. dördü merak ve şaşkınlıkla bana bakıyordu ve diğerleriyle aynıydı bakışları. Abby de benim giydiklerimden vardı ama üstünde bir kazak vardı. Blaise nin üstünde benimle aynı bir üst ve siyah, bacaklarını saran bir kot pantolonun altında aynı renk ayakkabı ve sırtında bir çanta, dirseğine kadar sıvadığı kolundan görünen, ince bir deri bileklik. Cason ve Blake de ise Abby ninkine benzeyen bir kazak vardı. ama hiçbiri tam olarak okula uygun giyinmemişti. benim dışımda. yanlarına ilerlerken konuştum.
"biliyorum, biliyorum seri katil gibi görünüyorum ama birkaç sorunum daha var, felsefe ne demek?" Abby dudağını ısırıp başını iki yana salladı.
"Seri katil bunun yanında bir hiç kalır" boş bulunup dostane bir tavırla elimi tutmak istediyse de elimi hızla çekip farkına varmasını sağladım. Ne yaptığını anlayıp mahcup bir tavırla baktı bana.
"Sadece benim katilim olsan? Sen katilim olacaksan ölmeyi gerçekten çok isterim" sinirle gözlerimi devirdiğimde cason iltifatının yeterli olmadığını düşünmüş olacak ki söylemeye devam etti "eğer merak ettiğin felsefeyse konuşalım güzellik. Mesela eteğinin nefes kesen boyunu konuşabiliriz" bu iş git gide sinirimi bozmaya başlıyordu. Derin bir nefes alıp dudaklarımı birbirine bastırdım ve elimi dostane bir tavırla birkaç kez omuzuna vurdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOPRAĞIN ARDINDA (Tamamlandı)
FantasyTek gecede hayatları değişen dört insan, bir elf benzeri yaratık. Kim derdi kampa gittiklerinde yerin altından çıplak bir kız çıkacağını? ******************* "Eğer bağırıp çığlık çığlığa kaçmayacaksanız bir şey soracağım" Zombiler gerçek mi olmuştu...