Multimedya: Kaan
Geri çekildiğimde yutkunma isteğimi geri bastırarak Arel'in gözlerinin içine baktım. Ne diyeceğimi bilemedim. Ne diyebilirdim ki?
Çalan kapı bana yardımcı olurken hızla yerimden kalkıp kapıya ilerledim."Ben kapıya bakayım." Arel'in cevap vermesini beklemeden odadan çıkıp hızla merdivenleri inerek kapıya ulaştım. Kapıyı açtığımda karşımda Eda, Kaan ve Kaan'ın kucağında ki Bartu'yla gülümsedim.
Bartu anında benim kucağıma geçtiğinde miniğimi öperek kapıyı kapattım." Burnumuzdan getirdi küçük bey. Neymiş seni ve babasını görecekmiş bizde dayanamadık." kafamı sallayıp Bartu'yu yere indirdim.
"Siz birlikte miydiniz?" Eda bakışlarını benden kaçırıp Kaan'a baktı. Kaan'da duraksadıktan sonra boğazını temizledi.
"Ben Eda'yı çağırdım bu saatte oda sağ olsun geldi. Artık Arel'e bakalım mı?"
Elimle merdivenleri işaret ederek hepimiz üst kata çıktık.
Kaan ve Bartu Arel'in odasına girdiğinde Eda'nın kolundan tutarak durdurdum."Birlikte gelmeler falan?"
"Valla Kaan'ın dediği gibi ne eksik ne fazla. Aradı beni anlattı durumu bende gittim. Sonra zaten Bartu daha fazla durmayınca yanınıza geldik."
"İyi bakalım."
Bizde odaya girdiğimizde Bartu babasının sağlam koluna uzanmış bir şeyler anlatıyordu.
"Geçmiş olsun Arel Bey."
"Teşekkür ederim Eda." Arel'in bakışları bana değdiğinde hızla gözlerimi kaçırdım. Adamın bir bakışı bile kalbimi alt üst etmeye yetiyordu.
Arel ve Kaan anında işler hakkında konuşmaya başladığında bende Bartu'nun yanına -aynı zamanda Arel'in de yanına- oturdum." Neler yaptın bakalım paşam?" Bartu yerinde doğrulup dirseğini babasının göğsüne bastırdığında Arel'in dudaklarından kısık bir inlemeli döküldü. Anında geri çekilen Bartu'yu kucağıma alıp Arel'e baktım.
"İyi misin? Bir şey oldu mu?" kafasını olumsuz anlamda sallayıp kendisine korku dolu gözlerle bakan oğlunun başını okşadı.
"Sorun yok." gülümsediğinde bende gülümsedim. Arel Kaan'a döndüğünde Kaan'ın bakışları Eda'nın üzerindeydi. Eda ise her şeyden habersiz bize bakıyordu.
"Bulmuşlar mı?" Arel'in sesiyle kendine gelen Kaan, ne demek istediğini anlamış olacak ki önce bize kısa bir bakış atıp başını olumlu anlamda salladı.
"Güzel." Arel yüzünde oluşan tehlikeli gülümseme ile kaşlarımı çatıp bakışlarımı yüzünde gezdirdim. Az çok tahmin ediyordum ama yine de ağzımı açıp bir şey söylemedim.
"Hadi bakalım Bartu Bey yeter bu kadar. Baba dinlensin birkaç gün sonra tekrar geliriz."
Kaan'ı onaylayan Bartu önce babasını sonra beni öperek odadan çıktı. Bende peşlerinden gideceğim zaman Eda beni durdurarak tekrar odaya dönmemi sağladı. Onu da öptüğümde gülümseyerek evden ayrıldılar. Çoktan kararan hava ile bakışlarımı camdan tekrar Arel'in yüzüne çevirdim.
Bartu onu yormuş olacak ki anında uyuya kalmıştı.Bakışlarımı Arel'den çekip tam dışarı çıkacağım zaman Arel'in kısık sesini duydum.
"Hayır, yalan olduğunu söyle." derin derin nefesler alarak sadece bu cümleyi mırıldanıyordu. Bu adam neler yaşamıştıda bu kadar acı çekiyordu?
Yavaşça yanına yaklaşıp omuzuna dokundum."Arel." hırıltılı nefesleri odanın duvarlarına çarpıp dağılıyordu. İçimdeki endişe ise onu böyle gördükçe daha da büyüyordu.
"Arel uyan hadi."
"Hayır, yalan söy.."
"Arel!" sesimi daha da yükselttiğimde irkilerek gözlerini açan Arel önce bana sonra tuttuğum koluna baktı. Elimi çekeceğim zaman izin vermedi ve yavaşça beni kendine çekip yanına oturmamı sağladı.
Bir anda başını dizlerime koyduğunda kocaman açtığım gözlerle onu izledim.Derin bir nefes alıp içimden gelen bir dürtüyle saçlarını okşamaya başladım. Açık olan gözleri bu hareketimle kapandığında yumuşacık olan saçlarıyla oynamaya devam ettim. Dokundukça dokunası geliyordu insanın.
İçimde oluşan heyecanın dışarı vurmaması için adeta kendimle savaş veriyordum. Anlayamıyordum Arel'i bir uzakken bir anda çok yakın oluyordu. Dengelerimle oynuyordu. Nasıl davranmam gerektiğini unutturuyordu. Ve bu bilinmezlik hiç hoşuma gitmiyordu.Yatakta daha rahat bir pozisyon alarak sırtımı yatak başlığına koyarak Arel'in saçlarını okşamaya devam ettim. Gözlerim isyan bayraklarını çekercesine kapandığında daha da dayanamayarak uyuya kaldım.
Yazar'ın Anlatımından
Genç kızın evinin önüne gelen Kaan, arabayı kenara çekerek Eda'nın inmesini bekledi.
Gözleri Eda'nın nereye giderse gitsin dikkat çekebilecek olan güzel saçlarında ve yüzünde gezdirdi. Hissediyordu, bu kızın yanına geldiğinde kendi içinde yaşadığı değişik adını koymaya çalıştığı ama bir türlü beceremediği o boktan hisleri fark ediyordu.Daha tanışalı ne kadar olmuştu ki kendini bu kadar kaptırmıştı? Ofiste gördüğü her an, göz göze geldikleri her an ve niceleri. Bunca zamandır dibinde olan bu kızı nasıl fark edememişti? Bir kez daha kızdı kendine.
Hoşlanmaya başlamak mıydı bu? Hiç bir şey bilmiyordu.
Kafasını sallayarak Bartu'yla konuşan Eda'ya dikkat kesildi." Eda abla bari sende bizimle kal."
"Bir tanem ama yarın işe gitmem lazım işten sonra gelsem yanına?"
Bartu astığı suratıyla başını önüne eğdi. Eda sıkıntıyla bakışlarını Kaan'a çevirdi. Küçük çocuk kırk yılın başı bir şey istemişti onuda işini bahane ederek geçiştirmişti.
"İstersen bu akşamlık bizimle kal. Yarın birlikte iş yerine geçeriz? " Kaan, Eda'ya cevap bekleyen gözlerle bakarken Eda karnında uçuşan kelebekleri bir kenara bırakıp Kaan'a ve Bartu'ya bakıp gülümsedi.
"Eh öyle yapalım o zaman."
Saçlarında duraksayan elle gözlerini açan Arel, derin bir nefes aldı. Bu sefer duyumsadığı güzel kokuyla kapattı gözlerini.
Yavaşça başını kaldırıp, Asra'nın bebek gibi olan yüzüne baktı.
Bu hissettikleri, ilginç bir şekilde yakınlaşmaları yanlıştı belkide ama sevgi doğru veya yanlış tanır mıydı? İlk eşinde de böyle olmamış mıydı zaten? Kendisini sevdiğini sandığı eşi, kuyusunu kazmaya çalıştığı, şirketini ele geçirmek için kendisiyle evlenip birde üstüne çocuk yapan yalancıdan başka biri değildi.Asra'ya güveniyordu ama ilk eşinede güvenmişti. Sonuç ise rüyalarına kadar girip kabuslar gördürtüp, hayatını mahvedip gitmişti bu dünyadan. Arel'e yaptığı tek iyilik ise güzeller güzeli bir evlat bırakması olmuştu.
Yattığı yerden tamamen kalkıp Asra'nın baş ucuna geldi. Tek eliyle başını yumuşak yastığa koyup kızın üstünü örtüp geri çekildi.
Odasındaki büyük camın önüne gelerek ellerini siyah eşofmanının ceplerine soktu.
Kabusla uyandığı her gece uykusuz kalıyor, bir türlü uyuyamıyordu.Ayakta durmanın bir anlamı olmayacağını anladığında yatağın boş kısmına koluna dikkat ederek uzandı. Anında burnuna dolan Asra'nın kokusuyla tekrar ona baktı. Kokusu o kadar huzur veriyordu ki ilk defa kabustan sonra uyuyacağını düşünüp gözlerini kapatıp üstüne çöken yoğun uyuma isteğiyle mırıldandı. Tabi fark etmediği bir diğer şeyde Asra'nın acımayan omuzuna kedi gibi kıvrılması oldu.
"Aklımı karıştırıyorsun yeşil göz."
Bölüm Sonu ⚠️
Duygular yavaştan ortaya çıkmaya başladı. Bakalım neler olacak?
Peki Arel'in eski eşinin ona yaptıkları? :(
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYANIN BAKICISI( Tamamlandı )
ChickLitŞaşkınlık içerisinde karşımda tüm ihtişamıyla duran adama baktım. "Anlamadım?" "Anlamayacak bir şey yok. Kısa süreliğine oğlumun bakıcısı olmanızı istiyorum." "Beyfendi ben ana sınıfı öğretmeniyim, bakıcı değil." "Bundan sonra bakıcıda olursun o zam...