*Tehlikeli Sular*

139K 6K 2.3K
                                    


Asra'dan

Yanımızdan ayrılan ikiliye baktıktan sonra çattığım kaşlarımla Arel'e döndüm.

"Eşim ne demek ya?" sesim o kadar yüksek çıkmıştı ki diğer masadaki insanlar dönüp bize bakmıştı.

"O sesini alçalt önce." Arel sinirle tısladığında Asra Bartu'ya kısa bir bakış attı.

"Bebeğim doyduysan eğer parkta oynamak ister misin?" Bartu hevesle başını sallayarak sandalyeden inip, koşarak parka gitti.

"Şimdi seni dinliyorum." Arel yine eski haline dönmüş buz gibi bakışlarla kendisine bakıyordu. Duygu değişimini anlamak cidden çok zordu.

" Sadece ikisininde masamızdan bir an önce gitmesi için uydurduğum saçma bir cümleydi. Neyine takıldın bu kadar?"

Saçma bir cümleydi..

Sözleriyle kalbimi yakıp küle çeviren adama baktım.
Bu kadar umursamaz ve dengesiz olmak zorunda mıydı?

"Bir daha böyle saçma, olmayacak cümleler kurmanı istemiyorum." onun yaptığı gibi cümlelerime vurgu yaptığımda kahve bardağını masaya bırakarak bana doğru eğildi.

"Zaten böyle bir şey hiç bir zaman olamaz. Boşuna telaş yapma." içimde biriken hayal kırıklığı ve öfkeyle bir şey demeden bakışlarımı Bartu'ya çevirdim. Dün ki Arelle bugün ki Arel'in arasında dağlar kadar fark vardı.

Arel hesabı ödeyip ayağa kalktığında bende tek kelime etmeden ayağa kalktım.
Bartu'nun elinden tutarak arabaya geldiğimizde arka kapıyı açıp Bartu'yu oturttum. Küçük çantasından temiz bir tişört alıp, Bartu'nun üzerindeki terli tişörtü çıkartmasına yardımcı olarak temiz tişörtünü giydirdim.
Kemerinide bağladıktan sonra ön koltuğa geçerek bende kemerimi bağlayıp, dışarıda telefonuyla konuşan Arel'e bir bakış atarak Eda'ya mesaj attım.

'Bugün yanıma gelme şansın var mı? '

Çok beklemeden Eda'dan mesaj geldi.

'Evet gelebilirim iki saat sonra.'

Mesaj kısmını kapatıp telefonumu çantama attım.
Edayla dertleşmem lazımdı. Özlemiştim arkadaşımı.

Arel bizi eve bıraktığında Bartu'yla oyunlar oynamış güzel vakit geçirmiştik.
Yerdeki oyuncakları birlikte toplarken çalan kapı ile ikimizde ayağa kalkıp kapıya ilerledik.
Gül abla kapıyı açmış, gelen arkadaşıma hoş geldin dedikten sonra gülümseyerek mutfağa geçmişti.

Eda ile sıkı sıkı sarılıp ayrıldıktan sonra, Bartu Eda'nın kucağında yerini almış sohbet ederek oturma odasına geçmişlerdi bile.

"Ee neler yapıyorsunuz bakalım?" Eda yorgunca koltuğa oturduğunda Bartu'yu dizlerinin üzerine oturttu.

"Gördüğün gibi. Sen ne yapıyorsun?"

Eda derin bir nefes alarak bana baktı.

"Ne yapayım akıl karışıklığımı gidermeye çalışıyorum."

"Maalesef bende." Eda buruk bir tebessümle gülümsediğinde bende aynı şekilde karşılık verdim.
Bahçeye çıkıp, salıncağa oturduğumuzda Bartu hemen ileride ki küçük oyuncak yerine gitmiş yine legolarla şekiller yapmaya başlamıştı.

"Eda iyi ki geldin, hem seni çok özledim hemde kafam çok karışık ya."

"Benimde öyle canım arkadaşım, benimde. Önce sen anlat bakalım."

Bartu'ya tekrar bir bakış atıp, Eda'ya döndüm.

"Konu Arel."  Eda bilmişcesine gülümsedi.

MAFYANIN BAKICISI( Tamamlandı )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin