Yamaç evi terk etdi. Evet artık kendi başına bir yolculuğa çıktı. Tek başına..
Yamaç çok akıllı biridir. Her şey ile ilgilenir herşeyden haberi vardı. Nihayet Yamaç Paris'e giden uçağa bindi . Sanki tüm uğursuzluklar bugün Yamaçı bekliyordu. Uçakta bir adamla yan yana oturuyordu. Adam garip bir hal içindeydi , sanki birinden kaçıyor gibiydi. Yamaç adamdan şüpheleniyordu mafyadan kaçtığını düşünmekteydi. Ve düşüncelerinde hakkı çıktı . İstanbul'un en büyük uyuşturucu üreticilerinden biri olan Baykal'ın adamlarından kaçıyordu. Adamın Baykal'a borcu vardı o yüzden saklanıyordu ve Paris'e gitmeyi karara almışdı. Baykal uçağa kendi adamlarını yerleştirmişdi. Adamlar kaçan şahısı uçakta arıyorlardı. Ve sonunda buldular. Evet silah patladı. Bir kaç mermi ateşlendi silahlardan . Yamaç saklandı. Adam arkasını döndüğü an silahı elinden alıp adama doğru bir mermi sıktı. Yamaç bunu yaptığına inanmadı. Ama yapmıştı... Sonunda uçak indi. İndiyi an polisler adamı yakaladı. Yamaç ağır bir travma yaşamıştı. Artık iki kişiyi vurmuştu. Hiç yapmayacağı şeyleri yapmıştı...
Nihayet Yamaç Paris'e giriş yaptı. Orda ilk gün iş bulmak peşindeydi. Bir barda müzisyen olarak çalışmaya başladı. Kendine bir kişilik düzen kurmuştu. Hayatına birisinin gireceğine inanmıyordu. Çünkü kendisi istemiyordu bir kac defa redd etmişdim böyle teklifleri. Bir gün Yamaçın çalıştığı barda bir kızın çantasını hırsız kaptı çıkardı bardan . Hırsız kaçıyordu. Yamaç bunu gördü hemen ve adamın peşinden koşmaya başladı. Nihayetinde yakaladı . Hırsızı polise teslim etti. Çantanı kıza verirken göz göze geldiler. Yamaçın içinde garip bir duygu uyandı. Kızın gözleri biraz korkmuş , birazda sevgi ile ona bakıyordu. Yamaç etkilendi . Kız o kadar güzeldiki , uzun kahve rengi saçları adeta rüzgarla dans ediyordu...
Kız Yamaça kahve içe bilirmiyiz diye sordu . Yamaçta tabiiki evet cevabını verecekti bu güzel kıza. Hiç beklemediği bir anda sanki bir peri kızı çıkmıştı. Hemen yarın kızla bir kahve içip tanıştılar ilk görüşde aşk buymuş demek.
Artık iki haftaya yakın birlikteydiler. Yamaç evlenmeye karar vermişti.
Ve en sonunda Eiffel kulesinin altında Senaya evlilik teklifi etdi . Sena kabul etdi. Ve bir gün sonra mutlu bir şekilde evlendiler. Evliliğin ilk gününün sabahı Yamaça bir mektub geldi. Sena daha uyanmamıştı. Mektubta bu yazıyordu:
- " Oğlum benim annen. Sultan ana. Yamaç meseleyi uzatmıycam. Öncelikle seni çok özledim anneciğim.. Yamaç senden hiçbir şeyi saklamıycam . Cumali abin hapiste , tüm ağırlık Kahraman abinin boynunda zaten , baban İdris çok kötü durumda. Oğlum gelmen gerek acil. Tüm mahalle seni bekliyor, başlarında ben. Gel oğlum , gel...."
Yamaç her ne kadarda uzakta olsa bile ailesini koruyacaktı ve evliliğinin ilk günü Senayı bırakıp İstanbul'a döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çukurᑅ ᐧ ᑀ
FanfictionAile her şeydir. Kolun, kanadın, sen tetiyi çekersin, sanarsın sen vurdun . Ama ailen çeker tetiyi , ailen arkanda değil , yanında durur. O yüzden aile arkandan vurmaz seni. Bazen ailen tekmeyi atar sana. Hayatın karanlık yüzünü öğren diye. İşte "Ai...