Evet Yamaç artık İstanbul'a dönüş yapmıştı. Ama aklında hala Sena vardı. Ne ola bilirdiki daha yeni evlenmiştiler. Ve ertesi gün onu bırakıp gitmişti. Yamaç Paris'ten çıkmadan eve mektup bırakmıştı herşeyi Senaya daha önce anlatmıştı ama döneceği konusunda bişey söylememişti. O yüzden dönmesi gerektiğini , isterse Senanında oyun yanına gele bileceğini yazmıştı mektupda. Yamaç Çukura girdi. Ve gördükleri onun için garipti. Çünki Yamaç burda yaşadığı zaman çok dışarıya çıkan biri değildi. Yamaç pazardan geçiyordu. Babası hep pazarda baş yerde dururdu. Meyve satardı. Evet İdris Koçovalı meyve satıyordu. Çünki, o para değil "insan" kazanıyordu. Lüks hayatda gözü yoktu. Kendi halinda hep orda durur ve pazarcılık yapardı. Bu sefer Yamaç babasını orda göremedi. Ve durumun ciddi olduğunu anladı. Çünki, İdris çok önemli bir şey olmasa pazara her gün gelirdi. Yamaç pazardan geçti. Ve kahveye doğru geldi. Kahvede Emmi ve Paşa vardı. Selimde kahvedeydi. Onlar Yamaçın geleceğinden emin değildiler. Bir Selim hariç. İki kardeş bir birini gördüğünde bir kaç saniye durdular. İkiside bir birine bakıyordu. Ve Yamaç abisine doğru gitdi. Sarıldılar
Selim:
- Hoş geldin kardeşim. Hoş geldin Yamaç.
Yamaç:
- Hoş buldum abi . Özlemişim .
Emmi ve Paşa'nın da elini öptü Yamaç . Kahveden Selim'le birlikte çıktı. Kahvenin karşısında Muhittin berber vardı. İdrisin kadim dostlarından biri. Onunda elini öptü. Sonra eve doğru yol aldılar. Bu sırada Yamaç Selime sordu :
- Abi noldu ?
- Çok uzun be kardeş. Eve gidince anlarsın. Bir tek şunu söyliyim , İdris Koçovalı iyi değil. ( Üzgün bir sesle söyledi)
Evin kapısına geldiler. Kapıda 2 kişi durup etrafı kolaçan ediyorlardı. Biri Salim , diğeri Ecevit. İdrisin adamlarındandı. Adamları diyorum, ama Çukurdaki herkes İdrisin oğlu , kızıydı. Salimle , Ecevit Yamaça hoşgeldin Yamaç abi diye seslendi. Yamaç hoşbuldum diyerek içeri girdi. Kapıda Sultan bekliyordu. Selim yoldayken Yamaçın geldiğini haber vermişdi. Sultan :
- Oğlum (İçini çekerek söyledi). Hoşgeldin Yamaçım. Evine hoş geldin oğlum. Buyur geç hadi içeri geçin. Diyip Yamaç'a sıkıca sarıldı. Yamaç eve geçti. Evde Kahramanın eşi Nedret , çocukları Acar ile Akşın onu bekliyordu. Görünce çocuklar amca diye Yamaça sarıldı. Akşın 18, Acar 13 yaşındaydı. Selim'in eşi ve kızı Karaca da Yamaç'a hoş geldin diyerek sarıldı. Yamaç içeri geçtiğinde gördüğü manzara yüreğini sanki bir kaç saniyelik durdurdu. İdris , babası koltukta öylece yatıyordu. Gözlerinin altı yoğunluktan çökmüş durumdaydı. Uyuyordu kendisi. Bunu görünce kalbinin ritimleri değişti yavaş atmaya başladı. Yamaç babasını fazlasıyla çok seviyordu. Onu bu durumda hiç görmemişti. Babasına yaklaştı. Gözlerinde yaşam belirtisi aramak için. Ama gözleri kapalıydı. Elinde hiç olmayan nedenler var geri çekildi. Ve babasının uyanmasını bekledi.. O an Senayı düşündü. (Bak pilim çekildi benim. Hiç ışık yok farkındayım . Hey sen dalgın kadın bana biraz sarıl).
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çukurᑅ ᐧ ᑀ
Fiksi PenggemarAile her şeydir. Kolun, kanadın, sen tetiyi çekersin, sanarsın sen vurdun . Ama ailen çeker tetiyi , ailen arkanda değil , yanında durur. O yüzden aile arkandan vurmaz seni. Bazen ailen tekmeyi atar sana. Hayatın karanlık yüzünü öğren diye. İşte "Ai...