Okuyan ve beğenen herkese teşekkürler.
Vartolu Celasun'un böyle bir şey yapmasına şaşırmıştı normal olarak. Ama bu olaydan sonra ondan şüphelenmeyi bıraktı. Yamaç'ın planı işe yaramıştı. Vartolu ile Celasun konuşurken , Medet doktorla birlikte geldi.
- Abim geldik, beyefendi biraz zor ikna oldu da .
- Tamam Medet , teşekkürler. Doktor bey omzundan yaralandı bir bakın siz .
- Nerede yaralanmış ki ?
- Doktor beycim , siz işinizi yapsanız daha iyi olur bence demi Medeett.
- Bence de abim.
Doktor Celasun'un yarasına baktı , ve çok derin olmadığını söyledi. Kurşun sıyırıp geçmiş. Ama büyük etki bırakmış. Sanki omzuna girmiş gibi.
- İsminiz neydi?
- Celasun.
- Celasun bey, omzunuzda ciddi bir durum yok . Bir güne kalmaz , ağrısı gider. Vereceğim ağrıkesicileri , sadece güçlü ağrılarınız olduğu zaman kullanın. Ve çok yorulmayın.
- Tamamdır efendim. Sağolun.
- Eveet. Medet doktor beyi yolcu et bakalım.
- Tamam abim.
Medet doktoru götürmek için evden çıktı. Celasun ise odasına gitti. Vartolu salonda oturup şömineye bakıyordu. Düşünüyordu. Sevdiğini , evet Saadişini düşünüyordu. Duramayacaktı , biliyordu. Kalbindeki sevgi büyüdükce altında ediliyordu sanki. Telefonunu aldı. Saadetin numarasını bulmuştu. Aradı:
- Alo , buyurun.
Sesi çıkmadı önce. Kapattı. Sonra üstüne Saadet arayınca açtı.
- Saadiş , Saadiş...
Saadet bu kez donup kaldı. Duyduğu ses , bu ses onun çocukluk aşkı , hala kalbinde olan Salih'in sesiydi.
- Salih ?!
- Evet . Kız Saadiş Saadiş , çok özledim seni , biliyormusun görsem bile yetecek gibi . Ben edebiyat hocası oldum .
- Ne kadar güzel hayal ettiğin gibi. Bende özledim seni , bir bilsen. Biliyorsun , senden başkasını koyamadım kalbime.
- Ah , Saadiş , beni o kadar da sevme. Benden sana hayır gelmez. Ben seni seveyim , ama sen sevme.
Dedi ve kapattı. Artık konuşamayacaktı. Saadet ne demek istediğini anlamamıştı ama sesini duyduğu için çok sevinmişti.
Onlar telefonla konuşurken Yamaç'la Celasun'da haberleşiyordu.
- Abi , plan işe yaradı. Artık bana güveniyor. Bundan sonra tüm işlerinde yanında duracağım.
- Güzel Celasun. Birde , Vartolu hakkında en ufak dikkat çekici birşey bulduğunda bana haber et.
- Tamamdır abi. Annemgil nasıl?
-İyi şükür. Ailen ve bizimkilere neden o tarafa geçtiğini anlattım. Merak etme.
- Teşekkür ederim abi .
Telefonla konuştuktan sonra akşam yemeği saatiydi. Saadet sofrayı hazırladı. Herkes masaya geldi. Saadetin yüzü gülüyordu , bunu gören Yamaç:
- Ablam , bu gün ayrı bir güzel olmuşsun. Sebebi yüzünün gülmesi ola bilir mi ?
- Yok ya ablacım , sadece bugün halim daha iyi . O yüzden yani , bir sebebi yok.
- Tamamdır ablam.
Sultan bir sebep olduğunu anladı. Hatta birisinin olduğunu bile anladı. Ama aklına Vartolu asla gelmezdi. O yüzden birşey demedi. Yemeklerini yediler. İdris ve Sultandan başka herkes odasına çekildi.
SABAH 08:00 :
- Yamaç , sevgilim , hadi uyan sabah oldu. Saat 8de uyanmam lazım demiştin.
- Günaydın , hayatım. Uyandım merak etme. Evet ya bu gitar bozuldu da. Onu tamir ettirmek için tamirciye gitmem gerek.
- Tamam hayatım. Sana kolay işler.
Yamaç baştan aşağı siyah giyindi. Sena ile kahvaltısını yapıb gitarını da aldı ve evden çıktı. O anda Celasun aradı:
- Efendim Celasun .
- Abi , şimdi bir şey söyleyeceğim ama , hala şaşkınım.
- Ne oldu Celasun ?
Dün gece saat 03:00 :
Celasun su içmek için mutfağa iniyordu. Tam Vartolunun odasının önünden geçerken , kapının açık olduğunu gördü. Vartolu kapı açık uyumazdı. O yüzden kapıyı örtmek için odaya yaklaştı. Vartolu yatakta uyumuştu bile. Arkası kapıya dönüktü. Celasun kapını kapatıcakken , gözü Saadettinin beline sataşdı.Evet , belinde Çukur dövmesi vardı. Buda , Çukur'u neden istediğinin bir işaretiydi. Basit bir şey değildi. Celasun şaşkınlıkla kapını kapatıp , odasına gitti. Sabah olunca Yamaç'a haber verecekti.
ŞİMDİ:
- Abi , Vartolunun belinde Çukur dövmesi var .
- Ne ?! Ne diyorsun oğlum ? Yanlış görmüş olmayasın ??
- Hayır abi ışık tam oraya düştüğünden aydın bir şekilde gördüm. Şimdi bu adam Çukurdan mı?
- Tamam aferin Celasun. İyi bir detay bulmuşsun. Kapat şimdi ben seni arayacağım.
Sen kimsin Vartolu ? diye sordu Yamaç. Kimsin ? Ne istiyorsun ? gibi soruları sora sora gitti tamirciye. Gitarını vermek için içeriye girdi.
- Hoşgeldiniz. Buyurun.
- Hoşbulduk , isminiz neydi abi ?
- Hikmet Dolu. Siz Çukurdan olmalısınız değil mi ?
- Evet . Siz orda oldunuzmu hiç ?
- Evet rahmetli eşimin de , mezarı orda. Sonralar param iyi olmayınca oradan çıkmak zorunda kaldım.
- Eşinizin ismi neydi sora bilirmiyim ayıp olmazsa ?
- Eşimin ismi Mihriban Dolu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çukurᑅ ᐧ ᑀ
FanficAile her şeydir. Kolun, kanadın, sen tetiyi çekersin, sanarsın sen vurdun . Ama ailen çeker tetiyi , ailen arkanda değil , yanında durur. O yüzden aile arkandan vurmaz seni. Bazen ailen tekmeyi atar sana. Hayatın karanlık yüzünü öğren diye. İşte "Ai...