13~Bardağı taşıran son damla..

142 12 5
                                    

Merhaba arkadaşlar! Öncelikle 1K sayısını gördüm! Arkadaşlarımla şoktaydık inanın. Çok teşekkür ederiz!! Ama ben sizi tutmayayım!
Multimedia da Aliya ve Deniz odada ve video olarak Aliya'nın gece intikamı:-D tabi ben sonunu biraz değiştirdim. Bu bölümü canımın içi, Bollywood-fanı olan nurtengenc50'e ithaf ediyorum ❤️

Hani birine kötü birşey yaparsınız, sonra hatanızı -pek hata olmasa da- anlayıp özür dilemek istersiniz, bu yüzden o kişi'ye gidersiniz ama gördüğünüz şey ile, o kişinin o özürü hak etmediğini anlarsınız.. Şuan ben öyleydim. Ama ben nasıl tepki vereceğimi bilmiyordum. Tabi o istediğini yapabilir, bu umrumda değil ama.. içimde iğrenç bir his vardı. Ona sinirlimiydim? Hayır. Üzülüyormuydum? Hayır. İğreniyormuydum? Evet. Koca bir evet. Miğdem bulanıyordu. Ondan böyle birşey beklemezdim. İğrenmek değilde, beni öyle görmesini istemezdim.

Kitaplarda hep erkeğin tarafından anlatılınca, erkek hep 'o tek gecelik, önemsiz biri' derdi ve eminim Deniz de öyle. Ama beni öyle görmesini kesinlikle istemezdim. Hiç kimsenin beni öyle biri olarak görmesini istemezdim. Öyle kızlar nasıl böyle bir şeyi normal karşılayabiliyorlardı? Gururları yokmu onların? Deniz o özürü hak ettimi? Etmedimi? Ona gördüğümü söylemelimiyim?

Sanki söyleyebileceksinde..

Haklıydı. İç sesim haklıydı. Ben öyle birşey söyleyemezdim. Nasıl söyleyeyim ki? Utancım buna izin vermezdi...

Sabah kalkıp banyoya yöneldim. Elimi, yüzümü yıkadıktan sonra, dolaba yöbeldim. Açık kot, beyaz tişört ve üztüne kırmızı kapşonlumu geçirdim. beyaz converse ve saatimi taktım. Saçımı taradım ve at kuyruğuna bağladım. Çantamı da hazırlayıp, kenara koydum. Kahvaltıdan sonra tekrar çıkarım yukarıya.

Denizle konuşmaya karar verdim. Yani demek istediğim, birşey olmamış gibi davranacaktım. Özür dileyecektim. Tamam, durumu toparlayayım. Ona o geceyi gördüğümü anlatmayacaktım ama dün kafede olanlar için özür dileyecektim. Neden bilmiyorum ama dilemeliydim.. Yani ne desem, o sadece beni korumak istedi.

'Ama kendisi bir kızla yattı,' dedi içimdeki şeytan.

'Ama sen o çocuğa gülümsediğin ve sonra o göz kırpana kadar ona baktığın için sinirliydi. Hatta eminim ki, gece
sarhoştu,' diye lafa atıldı melek.

'Neden içiyor ki?!' dedi şeytan.

'Çünkü ona sözünü geçiremediğini, onun ona geri laf verdiğini kendine yediremedi. Bu yüzden sinirlendi ve son çare olarak içki içti. Özür dilemen en doğrusu, Aliya.'

Şeytan sustu. Ama yinede diyecek birşey arıyordu. Bulamayınca 'Bu iş bada bitmedi,' dedi ve kırmızı pelerinini sallayıp, ortadan kayboldu.

Melek gülümsedi. 'Özür dilemen en doğrusu,' dedi ve bembeyaz kanatlarını çırparak kayboldu.

Belki melek haklıydı.. Ama Deniz ne derdi? Oda özür dilermiydi? Öğrenmek istiyorsam, bunun tek bir yolu vardı..

Aşağıya indiğimde, Deniz beni beklemeden yemeğe başlamıştı. Yemeğimi alıp yanına oturdum.

"Günaydın."

"Günaydın."

İkimizde yemekte konuşmamıştık. Ne diyebilirdik ki? Asıl soru, ben nasıl özür dileyeceğim? Yemeğimi bitirip yukarı koştum. Diş fırçalamak falan derken saate bakmayı umutmuştum. Bugün çekim varmış ama kısa olacakmış. Galiba. Saat 12, çekim 13:00 de.. Çantamı da alıp aşağıya indim. Denizle arabaya doğru yürüdük. Arabaya oturduğumuzda, 'Acaba özür dilesem mi?' Diye düşünüyordum. O ise sürmeye başlamıştı bile.

Ummadığım Hayat (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin