9~Çok kötü bir geçmişi olmalıydı...

128 13 4
                                    

Asıl bölüm.. Tekrar özür dilerim ve buyrun...
Multimedia'da Deniz Günay..

Birkaç fotoğraf sonrası kız gitti ve ben son bir kez üstümü kontrol edecektim ki birden kapının önünden bir gürültü koptu.

.........,

Merakıma yenik düştüm ve kapıyı açıp dışarı çıktım. Sağıma baktım v- Aman Allahım!

''Rüzgar?!''

Çabucak yanına eğildim ve adını tekrarladım. İnledi. Kaşı patlamış ve ağzından kan akıyordu... Tabi yüzüde zaten kan içindeydi..

''Welcome, beautiful!''(Hoşgeldin, güzellik!) diye bir ses duydum. Ayağa kalktım ve arkamı döndüm. Üç tane 22 yaşlarında erkekler...

Ortadaki diğerlerine 'gidin' işareti yaptı ve onlarda gittiler.

''How are you?'' (Nasılsın?)

''Who are you?!''(Sen kimsin?) ama cevabını beklemeden yürümeye başladım. Denizi çağırmalıydım.. Birden önümde durdu.

''Ohh, what's up? Where do you want to go?''(Ohh, ne oldu? Nereye gitmek istiyorsun?)

Sorularını cevapsız bırakarak soğuk bir sesle konuştum.

''Get out of my way.''(Çekil yolumdan.)

''Oh, come on!'' (Oh, haydi!) diyip beni duvara itti ve duvarla arasına sıkıştırdı. Gözlerim fal taşı gibi açıldı. Panik ve endişe bedenimi kapladı. Onu itmeye çalıştım ama bir santim bile gerilemedi.

''Let me go! Please!''(Bırak beni gideyim! Lütfen) gözlerim dolmuştu. Resmen yalvarmıştım...

''Don't be shy! İ know you want it!'' (Utangaç olma! İstediğini biliyorum) Ve artık dayanamadan ağlamaya başladım. Ona vurdum vurdum ama bırakmadı! Birden boynuma yöneldi. Böylece daha fazla ağlamaya başladım. Allahım. Madem böyle öleceğim o zaman günahlarımı af eyle! Namazlarımı da Sabriye sultan sayesinde aksatmıyorum. Ama yinede birini göndersende iyi olur yani çünkü ölmek için daha çok gencim! Amiin!!

Tam çığlık atacaktım ama bunu anlamış olacak ki ağzımı kapattı. Küçük çığlıklar çıktı ağzımdan. Böyle müzikte beni duyacaklarını sanmıyordum..

''Your scream won't help you. No one's here.''(Çığlığın sana yardım etmeyecek. Burada kimse yok.) Haklıydı. Koridor boştu ve Rüzgar hala gözlerini açamamıştı...

''Don't be so sure.''(Bu kadar emin olma)diye karanlık bir ses geldi arkadan. Bu ses-Deniz! Kurtuldum! Ya rabbim! Binlerce kez şükürler olsun! Namazlarımı aksatmamaya çalışacağım! Dinimiz AMİN!!

''Who are you?''(Sen kimsin?) dedi çocuk.

''She's mine. Get out of here.''(O benim. Çık dışarıya)dedi. Ama çocuk onu dinlemedi bile. Resmen bana döndü. Bu sefer Deniz bayağı sinirlendi ve çocuğu çekip yumruğunu indirdi. Böyle fazla kavga ediyorlardı. Durun demek istedim ama ben yere çökmüş hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Bu çok fazla gelmişti. Kendimi hiç bu kadar aşağılanmış hissetmemiştim... Ayağa kalkacak gücüm yoktu ve korkunç bir his vardı içimde...

Deniz artık çocuğu yere atıp yanıma geldi. Beni kucağına alıp öyle göğsüne bastırdı.

''Şşşt... Ben yanındayım, güzelim..Geçti.. Geçti huysuzum...''güzelim... Güven verici ve onun ağzından duymak daha iyiydi. Ona güvenmiştim. Neden böyle yaptım bilmiyordum ama yapmıştım.. Ona güvenmiştim ve o güvenimi sarsmadı...

''Ç-çok k-k-kötüydü... B-''

"Şşt tamam. Bak. Ben buradayım. Geldim."

Kollarımı boynuna doladım ve tamamen kucağına sokuldum.

Ummadığım Hayat (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin