4.Bölüm

510 17 5
                                    

"İyi misin?"

Başımı salladım.
İyiydim. O günden sonra daha iyiydim.
Zayn Malik benim doktorum olmuştu nasıl iyi olmam.

Önünde duran kahveden bir yudum alıp bakışlarını denize çevirdi.
Benim bakışlarım ondaydı.

"Ali Asaf?"

Bakışları hala denizdeyken beni yanıtladı."Evet?"

"Sen iyi misin?"

Güldü.

"İyiyim." Dedi.

İyi değildi.
Yalan söylüyor.

Benim hala ona baktığıma kayıtsız kalmayıp bana baktı.
"İyiyim,Leila gerçekten."

Başımı olumsuzca salladım.
"Değilsin." Dedim. İyi falan değildi. Galiba yine evde sorun var.

Derin bir nefes alıp bana baktı.
"Ev." Diye mırıldandı.

"Anlatmak istersen dinlerim."

Burukça gülümsedi."Teşekkür ederim."

Masanın üzerinde duran elini sıktım.
"Unuttun mu biz arkadaşız,ne zaman ihtiyacın olursa buradayım." Dedim.

"Arkadaş." Diye mırıldandı.

Elimi yavaşça çektim. Her zaman ki gibi buna cevabım yoktu.

"Kahven soğudu." Konuyu değiştirdi.

Gülümseyip soğuyan kahvemden bir yudum aldım.

"Çok fazla kahve içmiyorsun değil mi?"

Sorusuna karşılık onaylar şekilde mırıldandım. Evet içmiyordum fazla kafein olduğu için kalbimi yoruyordu.

"Güzel." Dedi.

Cama çarpan yağmur damlalarıyla gülümseyip oraya baktım.

"Çok seviyorsun yağmuru?"

Derin bir nefes aldım.
"Evet." Dedim. Bakışlarım camdaydı.
Onun bakışları ise benim üzerimdeydi.
Hem de çok seviyordum galiba Londra'nın en iyi özelliği buydu;neredeyse her gün kapalı ve yağmurlu olması.

"Uyu! Gözlerinde renksiz bir perde,
Bir parça uzaklaş kederlerinden.
Bir ruh gülümsüyor gibi derinden,
Mehtabın ördüğü saatler nerde?
Varsın bahçelerde rüzgar gezinsin,
Yağmur ince ince toprağa sinsin,
Bir başka alemden gelmiş gibisin,
Dalmış gözlerinle pencerelerde."

Okuduğu şiire gülümsedim. Çok güzeldi.

"Kimin şiiri?" Diye sordum.

"Ahmet Hamdi Tanpınar." Dedi.

Anladım dercesine başımı salladım.
"Güzel şiir."

"Öyle." Dedi.

Boğazımı temizleyip konuştum.
"Kalkalım mı artık?"

"Olur." Dedi ve hesabı ödeyip cafeden çıktık. Yolda da biraz sohbet ettikten sonra ayrıldık.

Eve geldiğimde botlarımı çıkarırken anneme seslendim.

"Anne!"

"Mutfaktayım." Cevabını aldıktan sonra montumuda çıkardıktan sonra annemin yanına adımladım.
Kahvesini yudumluyordu gülümseyip karşısındaki sandalyeyi çekip oturdum.

"Afiyet olsun." Dedim.

Annem gülümseyip elimi tuttu.
"Güzel kızım."

Elimin üstündeki elini sıktım ve üstüne küçük bir öpücük bıraktım.

BUZ-zmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin