-6-

1.6K 137 256
                                    

29.11

Gerçekten sevenler hep mi üzülür? Blaise'in sevgisini hakeden benim, neden benim hakettiğim sevgiyi bir gecelik kızlara veriyor?

Tanrı'm... görmüyor musun çektiğim acıları, haykırışları? Bilmiyor musun kendimden nefret ettiğimi? Biliyorsun, görüyorsun neden bana sevdiğimi vermiyorsun?

Kalbimin acısından duygusal biri oldum çıktım... her an her şeye ağlıyorum... ağlamam duygusallığından değil aslında... her an, her yerde onu görüyorum...  her şey bana onu hatırlatıyor, onu hatırlamaksa... acı veriyor...

Neyseki neredeyse alıştım karşılıksız sevmeye... Yalandan sevmek nedir ki sanki? Diğer kızlar onu yalandan sevsin, yeterki Blaise mutlu olsun.

Karşılıksız sevmeyi beceremez zaten Blaise, benim gibi acılara göğüs geremez. Şımartılmış bir çocuk o. Pes eder... benim yerimde olsa ağlamak ister, yapamaz. E ben de buna kıyamam...

Bitsin artık der, bitmez. Nefret eder, nefret ettiği kadar da delicesine sever. Ama çaresi yok...

Benim gibi sevsen benim üzülmeme de dayanamazsın biliyor musun? İşte budur karşılıksız sevmek ve öyle göründüğü kadar da kolay değildir...

Yazar Notu (y/n): bu tamamen özgün bir yazı değil Pinterestden görüp alıntıladım.

Ama ben seni karşılıksız çok seviyorum Blaise'm...

...

Blaise kafayı yemek üzereydi, biri onun yüzünden acı çekiyordu. Saatine baktı ve uyuyan Dracoyu dürtüklemeye başladı.

"Draco."

"Draco."

"Uyan amk sarısı."

"Draco."

Draco huysuzca kaşlarını çattı ama gözlerini açmadı
"Ne var lan!?"

"Şimdi gay biri beni seviyorsa ama acı çekiyorsa, bende o kişiyi bulup acılarını dindirmek istiyorsam gay sayılır mıyım sayılmaz mıyım?"

Draco derin bir nefes verdi
"Saat kaç?"

"Dört."

"BLAİSE SİKTİR GİT SİNİRİMİ BOZMA BENİM!" Dedi Draco diğer yana dönüp yastığın boştaki tarafıyla kulağını kapatırken.

"Ama Draco-"

"Bak hala taşak geçiyor- lan siktir git!"

Blaise oflayarak Draconun yatağından kalkıp günlüğü kapatmak için gerekli kelimeleri söyledi ve ortak salondan çıktı, biraz hava alması gerekiyordu. Sanırsa günlüğün sahibinden hoşlanmaya başlamıştı ve- kim olduğunu bilmediğin hemcinsin birinden hoşlanmak garipti.

Boş boş Hogwartsda dolanırken nereye gideceğini bilmiyordu, bir süre sonra tuvalet ihtiyacı geldiğini farketti ve kullanılmayan kızlar tuvaletine gitti, en yakın tuvalet oydu.

Tam işini halletmiş, ellerini yıkamak için kabinden çıkacaktı ki kapı çarpılarak açıldı ve hemen sonrasında hızlıca kilitlendi. Bir süre sonra su sesi duydu, gelen her kimse ellerini yıkıyor olmalıydı. Musluğun sesi yerini hıçkırıklara bırakınca Blaise gelen kişinin ağladığını farketti ve kabinden çıktı.

Karşısında nefret ettiği Ron Weasley şahsını görmeyi beklemiyordu tabi. Umursamaz görünmeye çalışarak gitti ve her şey normalmiş gibi ellerini yıkadı.

"Senin ne işin var burda!?" Dedi Ron hıçkırıklarını tutmaya çalışırken.

"Tuvalet ihtiyacımı karşılamak için senden izin almam gerektiğini bilmiyordum Weasley, kusura bakma." Dedi Blaise.

I hate myself (BLAİRON)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin