12.BÖLÜM: "DEMİR YUMRUK"

216 61 26
                                    

24.03.22

Selamlarr, biz geldik! Bu bölüm itibariyle artık olaylara giriş yapmış bulunmaktayız, hepimize hayırlı uğurlu olsunnn🥳 Paragraf arası yorumlarınızı bekliyorum şahsen orada daha çok eğleniyoruzz :D

İyi okumalar!

İyi okumalar!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

•●●•

12.BÖLÜM: "DEMİR YUMRUK"

Yorgundum. Herkese ve her şeye karşı. Yorgunluğum bile artık beni yoruyordu.

Hayatımın daha küçük bir kısmını bile hatırlamış olmama rağmen, sanki hatırlamasam bile bir şeyler ağır geliyordu. Ama ne, bilmiyordum. Çoğu silik anının beynimin oluşturduğu bir oyun mu, yoksa ne kadar acıtırsa acıtsın gerçek beni mi kapsadığını ayırt etmek çok zordu.

Üstelik Kuvars'ın bu dengesiz halleri aklımı daha da karıştırıyordu. Aynı gün içinde nasıl saçlarımı tarayacak kadar naif biri olup, nasıl birden ciddi ve soğuk biri olduğunu çözemiyordum. Ya da sadece onu kafasındaki tempoya göre ben çok yavaştım.

Kuvars işte bir an o yorgunluğu alıyor, bir an hiç almamışçasına ait olduğu yere, omuzlarıma geri bırakıyordu. Sanırım, her şeyi hatırlayana kadar onu bir de böyle tanımak için biraz zamanım vardı. Çünkü nedense geçmişteki Kuvars'la şimdiki Kuvars'ın bana karşı hiç de aynı olmadığını anımsıyordum.

İşte şu dakikalarda omuzlarımda benimle yürüyen o yorgunluk üstüme çökmeye başladı.

Altında eziliyor ve çürüyordum.

Gözlerimi keskin ve kararlı elalarından ayırmadım. Benden bir cevap beklediği aşikârdı. Yavaş yavaş kararan havanın kızılı düşüyordu irislerine. Ya da o gözler kan kızılıydı da, ben gün batımına düştüm sanmıştım.

Beni neyin beklediğinden habersiz, kafamda parça parça bulduğum ama asla birleştiremediğim bir hafızayla başımı kaldırdım, dimdik durdum. Yüzümde mimik oynamazken ona doğru adımladım, göğüslerimiz arasında santimetreler kalana kadar durmadım. Benim gelişimle hafifçe eğilmiş olan başı geri çekildi, bunu beklemiyordu.

Duygularını belli etmemek için ant içmişçesine hareketlerimi izlerken, ondan farklı olduğum söylenemezdi. Başımı hareketlendirerek burnumu boynuna doğru yaklaştırdım.

Ruhuyla ruhumun arasındaki saydam cama dokundu parmak uçlarım.

Teninin sıcaklığını buram buram hissettiğim yanağımı sürtmeden yukarı çıkardım. Gözlerim hafifçe kısılırken onu göremiyordum ama yetişebilmek için hafifçe parmak ucuma yükselmiştim.

Başının hareketlendiğini hissettim, teni saçlarıma dokundu. Parmak uçlarımı üşüten camın diğer tarafında hissettim onu, ince bir duvarın ardından bana dokunan parmak uçlarının sıcaklığını.

KÖZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin