-1-

94 35 8
                                    

"Günaydın papatyam" 

Güne Dilara'nın sesiyle uyanmak gerçekten benim için bir mutluluk. Bu, üniversitede son günlerimiz olduğundan üçümüzde mutluyuz.

İnternethaber.com "Günaydın kuzu, hadi kalksana!"

Sunada odama gelince tam oldu işte. Suna genelde çok samimidir, ve ben sebepsizce böyle olmasını seviyorum.

"Günaydın."

"Kızım biz seni sabahın köründe kaldırıyoruz bir şey demiyorsun. Biz seni neden uyandırdık bir düşünsene!" Dilara'nın heyecanlı sesinden başımı ona çevirdim.

"Neden?" Anlamamıştım, neyden bahsettiklerini.

"Kuzu ev bulduk ev! Bugün taşınıyoruz!" Suna'nın bu heyecanı ve Dilara'nın sabırsızlığı beni şoka uğrattı. Bugün mü taşınıyorduk? Daha erkendi ama.

"Bilge kız ne oldu niye bize öyle bakıyorsun? Ay yüzümde bir şey mi var yoksa! '' Dilara ellerini yüzünde gezdirirken Sunaya döndüm.

"Ama daha erken. Daha bir hafta var." gülümseyip konuştu.

"Bir hafta ders yok isteyen gidebilecek kuzu. Bizde o yüzden heyecanlıyız, hadi sen hazırlan bizde Dilara ile kahvaltıyı hazırlayalım. Hadi Dilara." Gülümsedim.


Suna Dilara'nın kolunu çekiştirip odamdan çıkardı. Yataktan kalktım ve banyoya yürüdüm. Kısa bir duşun ardından dolabıma yöneldim. Sonbahar gelmişti, havalar yavaştan soğumaya başladı. Ben genelde yaz aylarını sevmem, onun yerine kış aylarını tercih ederim. Kışın kendimi huzurlu hissediyorum. Dolabımın kapağını açıp önce beyaz bir dar pantolon seçtim, üzerine ise koyu yeşil bir kapüşonlu sweatshirt seçtim. Üzerimi giyip kızların yanına gittim. Öğrenci evinde kalıyorduk burası üniversiteye yakın bir yerdi. Ev ise sadece bir kaç odadan ibaretti. Mutfaktan seslerini duyunca, mutfağa yöneldim.

"Günaydın tekrardan." Dedim gülerek.

"Sana da tekrardan günaydın kuzu, bak kahvaltı yaparken sana seçtiğimiz evi gösterelim." Suna laptop'un ekranını bana çevirince eve baktım.

Gerçekten şık ve bir o kadar tatlı bir evdi, villa tarzı fakat tek katlıydı, resim'i incelerken gülümsedim. Muhteşem bir evdi gerçekten de, Suna ve Dilara bana soran gözlerle bakarken, tekrardan gülümsedim.

"Ben çok beğendim, bence de buraya taşınmalıyız."

"Gerçekten de beğendin mi!" Dilara tuttuğu nefesi vererek, sandalyeye daha rahat oturdu.

"Bugün yola çıkıyoruz! O yüzden kalan eşyaları toplamamız lazım." Suna'ya döndüm. O da rahatlamışa benziyordu.

"Tamam o haldeyken kahvaltı yapalım, sonra da kalan kısımları toplarız." İkisi de başını onaylar sallayınca kahvaltımızı yapmaya başladık.


Kahvaltı yaptıktan sonra masayı topladık. Ben ve Dilara kalan eşyalarımızı toplamak için odamıza gittik, Sunada salonda kalan eşyaları toplamak için salona girdi. Odamı toplarken telefonumun titrediğini gördüm. Biri arıyordu.

Rabia Arıyor ...

Rabia benim yetimhaneden bir arkadaşımdı. Kendisini kardeşim olarak görürüm. Ben yetimhaneye geldiğim ilk günler tanışmıştım. Yıllardır beraberdik, bir süre sonrada Rabia'yı bir aile evlat edinmişti, başka şehirde olsa bile her gün telefonla konuşuruz. Fazla oyalanmadan telefonu açıp kulağıma götürdüm.

"Günaydın Rabia." Sesi mutlu geliyordu.

"Günaydın Bilge, taşınıyormuşsunuz, bizim şehire geliyorsun değil mi? Söz vermiştin." Rabia'ya söz vermiştim üniversiteyi bitirince,  yanına geleceğimi söylemiştim. Yatağımın ucuna oturdum, derin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım.

YALNIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin