BÖLÜM 10: PLAN

147 7 2
                                    

Kapıyı açmamla karşımda Azra ve Kuzey i görmem bir oldu. Hassssstıır! Bunlar nerden çıktı? Ben onlara mal mal bakarken Kuzey orangutanı konuştu

-Azra ile son gecemizi yaşamaya gelmiştik ki müstakbel karıcığım da burdaymış.

Bi dakka bu dakka Azra mı? Peki ya Duru? Kuzey angusu Duru ile sevgili değil miydi?

-Sen Duru ile sevgili değil miydin?

-Gerçekten Duru yu sevdiğimi mi sandın? Ben sadece onunla aranı bozmak için yaptım. Yoksa onun gibi eziqle işim olmaz.

Canım Duru m benim. Bana inanmadı ama yine de küsemiyorum ona.

-SİZİN NE İŞİNİZ VAR LAN BURDA!

Rüzgar efendinib sesiydi bu. Sonunda zıçıp geldi. Altına zıçmadığına şükret . İç ses tam ciddi bir yerde sen nerden çıktın. Valla ayarsızsın iç ses. Sen kendine bak sarı çiyan. İç ses burdan sana bi serbest dalış yaparım evereste uçar kolbastı oynarsın! Taam apla vurma apla apla vurma apla! Adaaam ollll!

Ben iç sesime serbest dalış yaparken Rüzgar da Kuzey e serbest dalış yapmış.

-Aaaaa yeter kesin kavgayı!

Cırtlak sesli karga suratlı sürtükizm derneği başkanı Azra bağırmıştı. Şu an ben Rüzgar Kuzey Azra ya bakarken Azra Rüzgar ı kolundan tutup kendisiyle (!) odaya sokup kapıyı kilitledi -bu cümleyi kurmak için yazar da bi tarafını yırttı-. Laaayyn! O phenim sefgülüm uleyyyn. Kapıyı açması için oküz gibi kapıyı yumrukluyordum. Tam kapıya sert bi yumruk geçirecekken Kuzey beni sırtına aldı. Nomizsiz vicdonsiz! Sevgilileri ayırıyor.

Kapıya atacağım yumrukları Kuzey in sırtına atarken beni arabasına getirdi. Noluyo laaayn! Beni arabanın koltuğuna yavaşça (!) bıraktı. Kendisi de sürücü koltuğuna oturduktan sonra gazı kökledi. Emniyet kemerini takmasam cama sinek gibi yapışacaktım herhalde.

***

İstanbul a varmamıza bir saat var. Bir yerde oturup birşeyler yemek için bir restauranta girdik. Yemeğimi şipariş eder etmez tuvalete ışınlandım. Çok sıkıştım abi! İşe de rahatla. İç ses sen bela mısın? Tamam ya sustum. Hadi altına yapmadan tuvalete yap. Tabiki de tuvalete yapcam.

Tuvaletimi yaptıktan sonra Rüzgar ı aradım. İlk çalışta açtı.

-Alya m bebeğim ben İstanbul a dönüyorum.

-Ben de Kuzey orangutanıyla dönüyorum. 1 saat kaldı.

-Ben yola şimdi çıkcam.

-Peki ya Azra?

-O ne yaparsa yapsın benimle gelmeyecek.

-İyi tamam. Bak şimdi benim bir planım var.

-Anlat bebeğim.

-...

***

Sonunda İstanbul a vardık. Bu orangutanla yolculuk yapmaktan sıkıldım.

Kuzey beni kendi evine götürdü.

-Kuzey burası benim evim değil.

-Biliyorum.

-Eee götürsene evime.

-Alışma amaçlı burda kalacaksın.

-Yok yhaaa! Oldu canım başka ne istersin?

Kuzey cevap vermeden içeri geçti. Benim de başka çarem olmadığı için içeri girdim. Valla da saray billaha da saray. Oha yani! Tamam annemlerin evi de saray da benim minik öğrenci evim bunun yanında karınca.

Gözlerimden uyku akıyordu.

-Kuzey nerede uyuyacağım ben?

-Bana göre benim yanımda ama annem senin için oda hazırlattı.

-Ben senin yanında NAH yatarım!

Kahkaha atarak odama götürdü. Tam içeri girdcekken kapıyı kilitledim. Kapıyı açmam için bağırsa da açmadım. Nah gülüsü nah nah! Nah açarım o kapıyı. Sonunda orangutan bey vazgeçip küfürler savurarak gitti. Yürrüü anca gidersin!

Güneşin ışıklarıyla uyandım desem yalan olur. Kuzey angusunun kapıyı öküz gibi çalmasıyla uyandım. Ona kapıyı açmadan önce telefonuma baktım. Rüzgar dan mesaj gelmişti. Sabaha karşı varmış İstanbul a. Rüzgar İstanbul a geldiyse bu plan başlamış demektir...
SELAAAAM LOVELERİM. SONUNDA YAZDIM BÖLÜMÜ. AMA LÜTFEN İYİ KÖTÜ YORUM YAPIN. VOTEYİ DE UNUTMAYALIM. BU BÖLÜMDE FAZLA EKŞIN YOK AMA EĞER ZAMANIM OLURSA SİZE BOL EKŞINLI BİR BÖLÜM YAZACAĞIM. BU ARADA MULTİMEDYA ALYA MIZ.

Aptal AşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin