Merhabalar güzellerim, nasılsınız?
Anne Etkisi ile bir yarışmaya katıldık eğer oy vermediyseniz ve vermek isterseniz özelden link atabilirim:"
İyi okumalar💜
Cansu; Berra
Cansu; Berra
Cansu; BERRA
Cansu; BERRA
Cansu; Meraktan öleceğim kızım!
Cansu; Yaşıyor musun acaba?
Cansu; Ne dedi enişte??
Cansu; İlan-ı aşk yapmadıysa bende şerefsizim
✔✔görüldü
Berra; Cansu biraz bekle eve gireyim yazarım sana
Cansu'ya mesaj gönderir göndermez telefonumu kilitleyip ceketimin cebine koydum. Gözlerim yanımda duran Barış'a kaydığında onunda bana baktığını gördüğümde utangaç bir şekilde tebessüme ettim.
Beni bırakmak için tüm itirazlarıma rağmen mahallemin girişine kadar gelmişti.
Beni sevdiğini söyledikten sonra hemen bir cevap vermek zorunda olmadığımı, bunu bir karşılık bekleyerek yapmadığını söylemişti.
"Daha fazla dışarıda kalma, üşüyeceksin Berra." diyen Barış elini belime koyup beni hafifçe iteklediğinde kafamı salladım. Barış'a elimi sallayıp önüme döndükten sonra eve yürümeye başladım. Birkaç adım atmıştım ki Barış'ın sesini duydum.
"Bu arada saçların çok yakışmış, güzelim."
Yanaklarımın ısısı artarken adımlarımı hızlandırıp Barış'a bakamadan eve girdim, çok utanmıştım. Yine bir anda şey etmişti.
Oysaki bir anda şey etmemesini söylemiştim..
"Geldin mi annem?" diyerek mutfaktan bana bağıran annem ile derin bir nefes aldım. Beni en çok sinir eden iki soru vardı. Birincisi 'Geldin mi?' ikincisi ise 'Okul nasıldı?' soruları.
Gelmeseydim burada olamazdım ve okul nasıl geçebilirdi Allah aşkına? Okul okul gibi geçiyordu işte, olması gerektiği gibi.
Ayrıca annem bana seslense de cevap veremeyeceğimi bazen unutuyordu sanırım ama alışmıştım artık. Ayakkabılarımı çıkarıp ayakkabılığa koyduktan sonra ceketimi de askılığa astım. Tek koluma astığım çantam ile mutfağa girdiğimde annemin hamur yoğurduğunu gördüm. Gözleri bana döndüğünde ona gülümsedim. Ellerimi havaya kaldırdığımda gözleri direkt ellerime kaymıştı.
"Üzerimi değiştirip geliyorum, sana yardım edeyim hem anlatmak istediklerim var."
"Tamam bebeğim, bekliyorum."
Annemin onaylaması üzerine mutfaktan çıkıp odama girdim ve çantamı çalışma masamın üzerine fırlattıktan sonra yatağıma atladım.
Allah'ım çok farklı duygular içerisindeydim.
Barış beni sevdiğini söylemişti, sevdiğim çocuk beni seviyordu.
Yatakta bir süre kendimce aptal aptal gülüp, boş boş yattıktan sonra ayaklanıp üzerimdeki formalardan kurtuldum. Gri eşofmanım ve beyaz tişörtümü üzerime geçirip hızla aşağı indim sanırım annemi fazla bekletmiştim.
Mutfağa girer girmez yere sofra serip oturmuş olan annemin karşısına oturacakken annem temiz elini bana doğru uzatıp kaşlarını çattı.
"Ellerini yıkadın mı, Berra?"
"Yıkamadım hemen yıkarım anne. Bu arada Berna nerede?"
"Dilara gezdirmek istedi biraz dışarıdalar." dediğinde kaşlarımı çattım. Aynı yaşta olup eski arkadaşım olan gıcık Dilara yine kardeşimi kaçırmıştı demek!
"Yine mi anne? Şu kıza verme kardeşimi diyorum sana kaç kere!"
"Şu kız dediğin komşumuz annecim."
"Ben Berna'yı almaya gidiyorum."
Arkamdan annemin söylenmelerini önemsemeden anahtarımı da alıp evden çıktım. Muhtemelen her zamanki gibi parka götürmüştü kardeşimi. Hızlı adımlar ile parka ilerlediğimde gözlerimi banklarda dolaştırdım Dilara ve Berna'yı arayan gözlerim Ayşen Teyze ve Barış'ı gördüğünde kocaman açıldı. Ama şu an önceliğim şeytanın elinden kardeşimi kurtarmaktı. Onların birkaç bank ilerisinde oturan kucağında Berna ile Barış'ı kesen Dilara'yı gördüğümde dudağımı dişledim.
Umarım saç yolmam gerekmezdi.
Hızlı adımlar ile Dilara ve Berna'nın bulunduğu banka ilerledim, banka geldiğimde hızla oturup Dilara'ya döndüm. Dilara da bana döndüğünde yüzümdeki sahte gülümsemem işe ellerimi uzatıp başımla Berna'yı işaret ettim. Dilara samimiyetsiz bakışları ile bana bakarken ismimin seslenilmesi ile kafamı sesin geldiği tarafa çevirdiğimde bana heyecanla el sallayan Ayşen Teyze ve şaşkınlıkla bakan Barış'ı gördüğümde gülümsedim ardından Dilara'nın kucağındaki kardeşimi alıp banktan kalktım.
Banktan kalkıp Ayşen Teyze ve Barış'ın yanına ilerlerken arkamdan bağıran Dilara'yı umursamadım. Hem eski arkadaşımdı hem de arkadaşlarım ile aramı bozandı. Ayşen Teyze yanlarına varır varmaz Barış'ı yanıma itekleyip telefonu çıkarttığında kaşlarım havalandı.
"Durun şöyle bir çekeyim sizi, yavrularım."
Barış'a döndüğümde kucağımdaki kardeşime baktığını gördüm. Ona dönmemle gözlerini gözlerime çevirip gülümsediğinde bende gülümsedim.
"Berna değil mi?" dediğinde kafamı salladım.
"Öpebilir miyim?" diye sorduğunda kaşlarımı çattım. Kimi öpüyordu yahu?
"Berna'yı." dedikten sonra kıkırdaması ile bakışlarımı Berna'ya çevirip kafamı salladım. Rezillik! Beni öpeceğini düşündüğümü düşünmüştü. Zaten hiç öyle düşünmedin sende(!)
Barış Berna'nın yanağına ufak bir buse bırakırken gülümseyerek onları izledim o sırada gelen fotoğraf çekme sesi ile kafamı Ayşen Teyze'ye çevirdiğimde gülümseyerek bize baktığını gördüm. Ardından elindeki telefon ile birkaç şey yaptıktan sonra kulağına götürüp birkaç saniye bekledikten sonra heyecanla konuştuğunda kaşlarım havalandı.
"Kız dünür vallahi olmuş bunlar, hadi bize hayırlı olsun." dediğinde ağzım şaşkınlıkla açıldı. Anneme ben söyleyecektim ama.
Ayşen Teyze ile annem konuşurken gözlerim Dilara'nın olduğu banka kaydığında çatık kaşları ile bizi izlediğini gördüm. Eğer konuşabilseydim ona söylemek istediğim tek şey 'Kudur, Barış benim.' olurdu.
Benimdi sonuçta.
(Barış, Berna ve Berra temsili)
Tamam Berra senin annem bir şey demedik yahu ewlmlşwemvlşwev
Ayşen Reis yine yaptı reisliğini:)
Pek içime sinmedi ama olsun daha fazla beklemeyin diye attım.
Kendinize iyi bakıın, görüşmek üzere güzellerim<3
Seviliyorsunuz💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
anne etkisi | yarı text ✓
Short Story"Sonsuza kadar mutlu yaşamışlar." dudaklarımın üzerine fısıldadığında gülümsedim. Ellerimi havaya kaldırdığımda hafif geri çekilip ellerime bakmaya başladı. "Peki bu güzel masalın adı ne?" "Anne Etkisi." Berra & Barış 281220♡