Heyecanlı bir bölümle geldim, hazır mıyız?
Hızlı gittiğimi söyleyenler olmuş bölüm aralıklarımız eğitim sistemimizden dolayı uzuyor zaten ve yavaş yavaş, uzata uzata işlemeyi sevmiyorum. Bir süreden sonra sıkıyor çünkü insanı hem ne demişler hızlı yaşa hızlı öl:))
Bu bölümün şerefine bol yorum bekleriz:')
Bölüm sonunda küçük açıklamalarım olacak, iyi okumalar güzellerim<3
"Berra, beni bırak ben gideyim özel bir şeyler konuşacaksınız belli. Hem enişte seni evine de bırakır. Ben böyle fazlalık gibi durup, rahatsız etmek istemiyorum sizi."
"Cansu! Saçma sapan konuşma lütfen. Sen benim en yakınımsın tabii ki konuşurken yanımda dur demiyorum ama en azından konuşmamızı beklesen olmaz mı? Ben tek kalırsam şey olur."
"Ne olur? Utanır mısın kız yoksa?" dedikten sonra kahkaha atmasına gözlerimi devirdim. Kendi içimde bazı şeyleri kabullenmiştim ve bunu sadece ben bilsem de utanmamı sağlıyordu, çok saçmaydı.
"Cansu şimdi gitme o zaman Barış geldiğinde git."
"Berra kendine gel kızım zaten o zaman gideceğimi söyledim sana on saattir boşu boşuna konuşup sinir ediyorsun beni. Ay attığı mesajdan sonra çok yükseldim eğer itiraf gelmezse fena bozulurum."
"Cansu!"
"Cansu, Cansu ne Cansu? Doğrular bunlar kızım. Çocuğun sana senin de ona ilgin olduğu apaçık ortada! Sana güzelim de diyor, seni merak ediyor, senin için endişeleniyor. Sen zaten kıskançlıktan öleceksin. Annesi desen zaten seni ilk gördüğü an gelini olarak kabul etmiş. Oh be daha ne istiyorsun? Mükemmel ilişki, mükemmel kayınvalide ve mükemmel sevgi."
"Tamam, tamam bir şey demedim. Ben kendimden eminim zaten sadece eğer beklemediğim bir şey gelirse diye korkuyorum."
"Bende enişteden eminim siz çoktan olmuşsunuz da haberiniz yok. Aha geliyor, ay ay geliyor Berra. Çok heyecanlandım sanki benim flörtüm geliyor! Ay ben ne yapayım? Enişte geliyor benim gitmem lazım. Dur hemen gideyim ben. Ay hadi görüşürüz sevgili olacak arkadaşım, öptüm."
Yanımda acele ile konuşan Cansu'ya şaşkınlıkla bakarken çoktan gitmişti bile. Bakışlarımı sokağın başına çevirdiğimde çatık kaşları ve endişeli yüz ifadesi ile buraya gelen Barış'ı gördüm.
(Sanki bana geliyor Barış, çok heyecanlandım aqwkqlmwlwlemlwmev)
Aramızdaki mesafe git gide azalırken nefes alış veriş hızım ve kalp atışlarım hızlanıyordu. Sakin olmalıydım, çok heyecan yapma Berra.
Barış aramızdaki mesafeyi kapatır kapatmaz hiç vakit kaybetmeden kollarını bedenime sardığında nefesimin kesildiğini hissettim. Başımı göğsüne yasladığımda kolları belimdeki yerini daha çok sahiplendi, kafamın üzerine konulan öpücüğü hissetmem ile midemdeki kelebekler kendini belli ederken, kalp atışlarım Türkiye'nin diğer ucundan duyulacak raddeye gelmişti. Barış'ın kalp atışlarının da benden farklı yoktu.
(Dokunmayın çok fenayım..)
"Berra nasıl korktum biliyor musun? Aramalarıma dönmüyorsun, mesajlarıma cevap yok, otobüs durağında yoksun, sokak sokak geziyorum yoksun. Az daha anneni arayacaktım da kadını korkutmamak için aramadım. Sakın bir daha böyle bir şey yapma. Gördüklerin senden ne düşünceler yarattı bilmiyorum ama o kız benim dört buçuk senelik arkadaşım, kardeşim gibi. Canını sıktıysa bu durum, seni üzdüyse çok özür dilerim. Ne diyeceğimi bilmiyorum, gerçekten ama çok korktum başına bir şey geldi diye."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
anne etkisi | yarı text ✓
Historia Corta"Sonsuza kadar mutlu yaşamışlar." dudaklarımın üzerine fısıldadığında gülümsedim. Ellerimi havaya kaldırdığımda hafif geri çekilip ellerime bakmaya başladı. "Peki bu güzel masalın adı ne?" "Anne Etkisi." Berra & Barış 281220♡