anne etkisi↝22

2.3K 252 154
                                    

11 gün olduğunu görünce geleyim dedim. Aslında size azıcık bak ama çok azıcık tripli olabilirim. Çünkü geçen bölüme hiç yorum yapmamışsınız oysaki ben itiraftan sonra neyse neyse jwkdnqksnakka geciktim çünkü bu aralar bir diziye taktım başından kalkamıyorum:))

Sanırım sonlara çok yakınız uzatmak, sıkmak istemiyorum. Sevgili olarak en fazla 4-5 bölüm okuyacağız diye düşünüyorum ama bilen bilir bir şeyi dedikten iki saniye sonra fikir değiştiren birisi olduğum için hiç belli olmaz kwdhowhsojs

Çok konuştum bence de hadi iyi okumalar♡

Bu arada İlkokulsal Yardımlar'a ve Acımasız Yürekler'e de bu güzel desteğinizi gösterirseniz çok mutlu olurum💜


Düşünme yap Berra!

Kendime verdiğim direktifin ardından zilin üzerinde duran parmağımı daha fazla durdurursam çekeceğim için hızla zile bastım.

Altı üstü bana trip atan ve ne olduğumuzu bilmediğim sevdiğim çocuğun evine ondan haber alamadığım için gitmiştim.

Bence de abartılacak bir şey yoktu.

Birkaç saniye sonra açılan kapı ile Ayşen Teyze'yi görmemle içimdeki sıkıntıya rağmen gülümsedim. Kendimi kötü hissediyordum ve bunun Barış'ı görmeden geçmeyeceğini biliyordum.

Ayşen Teyze beni görmeyi beklemiyor olacak ki ağzı açık bir şekilde kalmıştı. Ne kadar süre geçtiğini bilmediğim bir zaman sonunda içeriden Ayşen Teyze'ye kimin geldiğini soran sesi duyduğum da kalp atışlarım hızlanmaya başlamıştı.

"Gelinim gelmiş." dedikten sonra kocaman gülümseyip bir anda bana sarılması ile duraksadım. Bu kadar sıcak bir karşılama beklemiyordum desem yalan olurdu ama sanırım beni asıl duraksatan gelinim demesiydi.

Ne güzel kelimeymiş o öyle ya.

Geri çekildikten sonra vakit kaybetmeden konuşurken bir yandan da beni kolumdan tutup içeri çekmişti. "Sen gelmesen ben seni arayacaktım yavrum. Bu benim eşek sıpası dünden beri bir keyifsiz bir keyifsiz anlatamam sana." dediğinde derin bir nefes aldım.

"Elinden telefon düşmeyen ve seninle konuşurken gülen çocuk yok oldu bir anda. Soruyorum anlatmıyor da. Seni arayacakken yakaladı beni, arama kızı rahatsız etme daha fazla deyip bana da kızdı. Neyse şimdi o deli odasında sen git yanına da bir gününü göster ona. Ben sana çok güveniyorum yavrum bu çocuğu bir sen yola getirebiliyorsun. Bende size içecek falan hazırlayayım, rahat olabilirsiniz kapıyı çalıp müsait olup olmadığınızı kontrol ettikten sonra girerim odaya."

Ayşen Teyze'nin uzun süren konuşmasının son cümlesiyle ağzım açık kalırken o daha fazla bir şey demeden yanımdan ayrılmıştı. Zaten daha fazla ne diyebilirdi ki acaba?

Adımlarımı Ayşen Teyze'nin konuşurken gösterdiği odaya ilerletirken kendimi sakinleştirmek adına derin derin nefesler alıyordum. Aslında her şey konuşabilseydim daha güzel olacaktı ama şu an için en iyi anlaşma yöntemi yazmak olacaktı sanırım. Tabii Barış beni odasına alırsa.

Odanın kapısında daha fazla beklemeden kapıyı tıklatmamın ardından saniyeler sonra Barış'ın bıkkın sesini duymuştum.

"Anne git artık, rahat bırak beni. İyiyim ben!"

Dediklerini umursamayıp hızla kapı kolunu indirip kapıyı araladığımda yatağında yatmış olan Barış görüş açıma girmişti. Yatağın üzerine gelişi güzel yatmıştı, üzerinde siyah bir sweat ve gri bir eşofman altı vardı. Sweatinin kapüşonunu kafasına geçirmiş duvarı izlemekle meşguldü.

Ben onu incelerken onunda bakışları duvardan bana dönmüştü. Bu anı kaçırmamak için gözlerimi gözlerime diktim. Gözleri ve ağzının eş zamanlı kocaman açılması ile gülümsedim.

"Berra?" dediğinde elimi kaldırıp salladım. Yataktan kalkıp birkaç adım bana yaklaştığında daha fazla beklemeden adımlarımı ona yönelttim. Yanına varır varmaz ellerimi boyuna sarıp başımı göğsüne yasladım. Birkaç saniye sonra belime konan eller ve kafamın üzerinde hissettiğim öpücük ile huzurla derin bir nefes aldım.

(Ölüyorum galiba..)

Barış ile uzun süren sarılmamızın ardından Ayşen Teyze tüm neşesi ile bizi basmış ve utandırmak için elinden geleni yapmıştı.

Şimdi ise Barış'ın çalışma masasında yanyana koyduğumuz iki sandalyeye  oturmuş önümüze koyduğumuz kağıtlar ve kalemler ile konuşmamıza hazırlanıyorduk.

Kalemi elime aldıktan sonra beyaz kağıt parçasını önüme çekip  okunabilir olacak şekilde hızlıca yazmaya başladım. Barış yazmamı sabırla bekleyip ardından kağıdı ona uzatmamla eline aldı ve okumaya başladı.

"Öncelikle yaptığım şeyler sadece annen istediği için değildi. Sana o gün görüldü atmamın nedeni böyle düşündüğüm için değildi!" dedikten sonra erkeksi kıkırdaması eşliğinde bana dönüp "Ünlem koymuşsun kızgın olduğunu mu çıkarmam gerek buradan." dediğinde kafamı sallamam ile gülmemek için kendini sıkarak okumaya devam etti.

"Edebi bir konuşma yapmak isterdim ama yazarken kolum ağrıyor bunu ilerde sen beden dili öğrendiğinde yaparız. Hani benden hiç mi hoşlanmıyorsun dedin ya, Barış? Hoşlanmak ne kelime! Ben seni seviyorum." dedikten sonra duraksaması ile gülümsedim. Kısa ve şaşkınlık dolu arasından sonra kağıdı okumaya devam ettiğinde vereceği tepkileri görebilmek için dikkatle onu izliyordum.

"Ayrıca tam bir aptalsın! Kaçıp gitmek yerine konuşabilirdik ve ben habersizlikten deliye dönmemiş olurdum! Kısacası salak Barış seni seviyorum ve bugüne kadar sana hep kendi isteğimle yazdım. Bir daha mal mal düşünürsen kafanı kırmaktan çekinmeyeceğimi bilmeni isterim. Ayrıca sürekli ben sana geliyorum gibi geldi bana bir ara da sen gel, yani lütfen."

Kocaman gülümsemesi ile elindeki kağıdı masaya bırakıp sandalyesini bana çevirmesi ile bende sandalyemi ona çevirdim. Bacaklarımı iki bacağının arasına aldıktan sonra ellerimi de ellerinin içine hapsetti.

"İyi ki annem seni hayatıma getirmiş, Berra. İyi ki hayatındasın sevgilim."

BİSMİLAHİRRAHMANİRRAHİM

Çok şükür diyenleri duyar gibiyim kwodjaojsoakaka

Ben bu ikiliyi yazmaktan vazgeçmeyeceğim galiba wkdnowhsowjdokaks

Daha fazla uzatmadan ben kaçar gidim dizimi izlim eodjwojskw

Seviliyorsunuz💜

anne etkisi | yarı text ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin