~1.BÖLÜM ~

376 56 10
                                    

Karanlıktaysan, gölgen bile seni yanlız bırakır.

_______________-_____________________

Suskunluğum içime binlerce bıçak
saplanacak kadar yalnız ve suçsuzdu. Anlatamadığım her şey kalbimde yer ediniyor, içimde kendini gösteriyordu. Kasvet içinde kalmış bedenimi suçlamıyordum, çünkü benim suçumuş gibi geliyordu. Karanlığın içine hapsolmuş bedenimi ben artık taşıyamıyor, sensizliğin ve içimde mahsur kalmış kişiye bırakıyordum. Sevgiler, sevinçler, mutluluklar her şey yalan geliyordu. Samimiyetsiz yüzler, güvende hissetirmiyordu.

Beynim, aklım şu cümle ile doluydu *YALNIZSIN!! YALNIZSIN"diyordu, ben demesem bile aklım ve beynim her saniye hatırlatıyordu. Darmadığın hissediyordum. Karanlık, ıssız bir ormanda kaybolmuş ve yolumu bulamıyor, gidecek yer arıyordum ama yoktu.
Çıkış kapısı kapalıydı. Çığlıklar, bağırmalar, sert yüzler her an ve her zaman karşımdaydı . Kendimi anlatmaya çalışıyordum, tek bir sorun anlayan ve dinleyen kimsenin olmaması. Ben sustukça kalbim de susutu sonrası kendimi o suskunluk barındıran boşluktan kendimi aşağıya bıraktım.

Yüzümün beyazladığını ayna olmasa bile görebiliyordum. Gözlerim sadece yerdeki beyaz kare ve üçgen desenli halıya kaymıştı. Annem sinirli ve üzgün bir ifadesi olduğunu adım gibi biliyordum. Bana televizyon dolabına yaslanmış bir şekilde bakıyordu. Ama ben ona bakmıyorum, bakamıyordum. Babam oturduğum yerin etrafında tur atıyor, aynı zamanda da ellerini açıp dualar ediyordu.

"Bu kaçıncı!" diye sordu babam yüksek ve net sesi ile bir kez daha kulaklarımı tıkamak istedim, ama yapamadım. Ellerimi buz gibi soğuk suyun içinde çok uzun süre yıkamış gibi sızlıyordu.

"Aden lütfen bana cevap ver kızım."dedi babam bu sefer sakin bir ses ile. Hâlâ susuyor, ve kendi kendimi yiyordum. Gözlerimi kapıya, dolaba, halıya gezdirip duruyordum.

"Susma  Aden. " dedi bir kez daha ama susuyordum.
"Aden. " dedi annem sessiz sesiyle yavaşça yüzümü ona doğru bakmaya zorladım. At kuyruğu yaptığı saçından düşen saç tutamlarını geriye attı ve yaslandığı tahta dolaptan geri çekildi. Sıkıntılı bir nefes verdi. Ve yavaşça yanıma doğru yürüdü, bozuk olan suratıma doğru eğildi.

"Aden neden böyle yapıyorsun?" dedi sesindeki kırgınlık ve üzüntüyü anlayabiliyordum.
Annemin koyu siyah gözlerinin içinde yorulmuş, yıpranmış bir ifade hakimdi.

Tepki vermedim. Sadece sustum. Mideme saplanan hançerlerin haddi ve hesabı yoktu. Zavallının tekiydim. Herkesin gözünde böyleydim.

"Yok, ben artık delireceğim bu kız yüzünden! " dedi babam tekrar yüksek bir sesle gözlerim dolmuyor, kötü hissetmiyordum. Hiçbir şey hissetmiyordum. Sadece bana söylenen sert ve acımasız kelimeleri duyuyorum. Annem umudunu kesmiş olacak ki yanımdan tepki vermeden ayrılıp koltuğa oturdu . Ve ayaklarını birleştirip, ellerini yüzüyle kapatı. Benim susmam onları daha da sinirlendiriyordu. Babam hızlı bir şekilde karşıma geçti. Ona bakacak cesarete bulunup, gözlerimi ona doğru çevirdim. Annemden farkı yoktu. Onun yüzü de sıkılmış, parçalanmış bir hayatı andırıyordu. Mutsuzluğun simgesi bu olsa gerek.

İşaret parmağını sertçe yüzüme doğru çevrildi. Ağzını tam açıyordu ki kapının zili buna engel oldu. Bu bir kurtuluş diye geçirdim içimden her kim geldiyse beni kurtarmıştı. Annem bana bakarak ayağa kalktı ve kapıya doğru yürümeye başladı. Babamın gözü benden ayrılmıyor, sürekli beni inceliyor, ve anlamaya çalışıyordu.
Annem kapıyı açtığında kimin gelindiğini anlamak için başımı sağa doğru eğdim. Yana atılmış kırmızı saçları gördüğümde ablamın geldiğini anlamıştım. Ablam işten erken gelmişti. Hemşire olduğu için sıklıkla nöbetlere kalıyor, ve buda onu daha az görmemize neden oluyordu . Tekrar kafamı eski haline çevirdim. Annem ve ablam kapıyı gürültüyle kapatıp odaya doğru gelmeye başladılar.

KAYBOLANLAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin