Bıktınız değil mi benden jddk itiraf edin kızmayacağım tamam.. Neyse, sizi seviyorumm iyi okumalar! Umarım beğenirsiniz!
PS: Şiirler alıntı değil, Ursula hanım için bizatihi yazdım efenim..
*
Bildiğimi sanırdım, tüm zehirlerin tadını.
Senden doğup, yine sende kaybolan
Ve yine sana, sonra hep sana dönen,
Yansıyan, acıtan, acıyan ve merhamet eden
Kesik bir süt gibi içtim gittiğin yolları
En zehirlisi buydu, tattıklarımın.
*
Yeri değiştirilebilecek kelimelerin birkaçıyla daha oynarken bıkkınlıkla iç çektim. Yazmanın yıllar boyunca beni rahatlatan boyutuyla yüzleşmiş ve belki de en çok bu yüzden ona sarılmış olsam da; birkaç gündür yazdığım her kelimenin kalbime battığını hissediyordum. Zehirlerin dilime, dışarıdan hiçbir el uzatmadan, kendi içimden aktığını ve bir sütün ağzımı kestiği yerdeki yaraları en derinimde, her yerimde hissediyordum.
Önümdeki kağıdı sıkıntıyla ittirip sandalyemde arkama yaslandım.
Huzursuzlukla kıpırdanıp zamanla fiziksel bir rahatsızlığa dönüşen şiirimi ve imgelerimi unutmaya çalışırken gözlerimi kapattım. Michael'ın dönüşü hayatımın her alanında olduğu kadar öznesinin o olduğu şiirleri ve öyküleri de etkilemişti. Yazdığım Michael'dan çok daha farklı bir Michael'la karşılaşmak, onun yeniden gidişine şahit olmak gibi bir sürü can yakıcı detaydan daha kötüsü bu kez onu yaşamış olmaktı.
Bu kez, onun bir an için benimle olduğunu hissetmiştim.
Dudakları dudaklarımda ve nefesi nefesimdeyken.
Gözlerimi hızla açıp, görev başındaki bir asker atikliğiyle kasanın önüne fırlattığım kalemimi aldım ve sabahın erken saatlerinde boş olmasını fırsat bildiğim dükkanda kimseler olmadan yazmayı sürdürdüm. Aklıma düşen imgeleri belirli hatlarla birleştirirken, bugüne kadar yazmadığım bir konuda yazdığımı biliyordum.
Gidişini yazıyordum.
Gitmesinden bahsetmesem, hatta hiç anmasam bile gidişinin hissettirdiği yoğunluk kaleme ve mürekkebe akıyor, kağıdı delip geçiyordu sanki.
Dün Rachel'ın yüksek emriyle dükkanı erkenden kapatıp eve gittiğimde önce kahve içip biraz yazmayı denesem de alkollü ve uykusuz geçen bir önceki gecenin yorgunluğuna teslim olmuş ve uyuyakalmıştım. Rachel'ın defalarca aramış olmasını bekleyerek uyandığım uykulardan artık şarjı tamamen dolu olan telefonumun hiçbir cevapsız arama bulunmayan ekranına bakarak uyanmıştım.
İnsanların böyle olduğunu bilsem, okusam ve yazsam da ilk kez şahit oluyordum.
Yıllardır Rachel'la farklı düşünmemizi gerektiren ve onun bilmesini istemeden hareket etmek isteyeceğim bir şey yaşamamış ve bu yüzden karşı karşıya gelmemiştik. Michael'ın gelişi, yıllardır benim kendi başıma kalsam sarhoş kardeşimle sokaklarda sürüneceğim halime sahip çıkmış olan arkadaşımla ilişkimi dahi bozabilmişti. Bir noktada, Rachel'ı her zaman ona uyum sağladığım kadarıyla tanımış olduğumu da görebiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
If We Fall Again / Clifford
FanfictionEğer sana yeniden güvenirsem, bu kez kaçıp saklanmayacağından emin olmalıyım. Eğer yeniden düşersek, bu kez beni tutacağından emin olmalıyım. Eğer yeniden seversek, bu kez beni ondan daha fazla seveceğinden emin olmalıyım.