4.BÖLÜM

14 1 0
                                    

MEDYA: Barut akın

Bazen sessizlik çığlık atmak demektir.

***************************************************************************************

Arabanın kapısını açıp ayağımı tam dışarı doğru uzatmıştımki sertçe kolumdan içeriye çekilmemle arabanın kapısıda kapandı. Kapılar yine kilitlenince sinirle demire dönmüştümkü onun bağırmasıyla olduğum yerde sıçradım.

"manyak mısın kızım sen derdin ne ölmek mi hayır derdin ölmekse ben olmadığım bir vakit yapta başımı belaya sokma. "

"Aptal durdur arabayı inicem seninle hiçbiryere gelmiyorum

"sana fikrini soran olmadı ben ne istersem o olur."

"demir durdur arabayı gelmicem diyorum."

Ben ne kadar gelmicem desem de beni umursamadan arabanın hızını artırıp yola devam etti. Peki öyle olsun bende ne olursa olsun ağzımı açmayacaktım. Gittiğimiz yerde de istediğini yapmayacaktım.

Bir süre sonra araba bir depo nun önünde durdu. Demir kendi tarafının kapısını açıp aşağı indi.Arabanın önünden dolaşarak benim tarafıma geldi kollarımı göğüsümün altında bağlayarak dümdüz karşıya baktım benim adım afra ise ben bu arabadan inmiyecektim. Demirin benim tarafımın kapısını açıp emir verdi.

"in"

onu duymamazlıktan gelip karşıya bakmaya devam ettim.oflayıp konuşmaya devam etti.

"Benmi indireyim kendin inermisin?"

ben yine istifimi bozmayınca bana doğru eğilip bir elini dizimin altından diğer elinide belimden geçirerek kucağına aldı . bi anda almasından dolayı çığlığımı engelleyemedim.Beni kucaklayıp arabadan indirdikten sonra yere bırakıp arabanın kapısını kapatıp kilitledi. Birşey dememe fırsat vermeden kolumdan tutup depoya doğru sürükledi. 

"Demir bıraksana "

"ne diye depoya götürüyorsun"

"hayvan cevap versene"

Beni hiç takmadan depoya soktu. içeride bora ve barut vardı. depoyu incelemeye başladım.ortada eski bir kanepe onun önünde bir varil vardı. deponun bir köşesinde de oda gibi bir şey vardı kapısı siyah ve üst tarafı telliydi. Demir beni ortadaki kanepeye koyduktan sonra bora ve baruta döndü.

"her şey hazır mı?"

"ne hazır mı? ne planlıyorsun gene sen"

demir beni yine duymamazlıktan gelip bora ve baruta bakmaya devam etti. bora kafasını onaylar biçim sallayınca demir dudaklarında tebessüm oluştu. Ama bu tebessüm hiç masum bir tebessüme benzemiyordu. Bakışlarımı bora ve baruta çevirdiğimde ban değilde demire baktıklarını gördüm.

"cevap versene ne planlıyorsun yine ne ile beni korkutmaya çalışıyorsun."

demir bakışlarını bana çevirip konuşmaya başladı.

"söylesene afra hala zifiri karanlıktan korkuyor musun veya hala kötü Palyaçolardan  "

Demirin bahsettiği şeyleri duymamla yutkun mam bir oldu beni korkularımla vurmaz demi o kadar ileri gitmez demi biliyor hastanelik olurum. ki hele annem ve babamı kaybettikten sonra karanlıkta hiç kalamıyorum. Demirin beni korkularımdan vuracağını anlamam la aklımca yalan uydurmaya çalıştım.

"ne korkucam ya onlar eskiden kaldı."

"eskiden de çok kötü bir yalancıy dın şimdide öylesin"

GEÇMİŞ VE GELECEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin