Me?

2.1K 84 86
                                    

İlk bölüm!

Müzik: GOİNG UNDER

Sizce katil nedir? Ben bilmiyorum. Ama emin olun yakında olucam. Hayatımdaki piçler beni buna sürüklüyor. Neden bilmem ama onları ne zaman görsem... gebertesim geliyor. Sürtükler. Beni anlamıyorlar. Resimlerim kanla,cesetle,vahşet ve kanla ilgili olduğu için bana ' piskopat,manyak,mazoşist ' diye lakaplar taktılar. Bana ne zaman laf atsalar ' Sürtükler ' diyip geçiyorum yanlarından. Bide erkek arkadaşları yok mu? Iy...! O erkeklerde ne buluyorlar anlamıyorum. Kadınlardan tek farkları- onu da söyletmeyin bana!

Ben Jessica FİRE. Ben resimlerinden başka birşey umursamaz,hayatında erkeklere yaklaşmamış bir kızım. Siyah ve mor en sevdiğim renkler. Katil çizmeyi ve korku filmi izlemeyi severim.

Her zamanki gibi sıramda resim çiziyordum. O sürtüklerden biri geldi ve ellerini sert bir şekilde sırama vurdu. Kapşonlumun şapkası gözüme gölge düşürüyordu. Kafamı kaldırmadan " Ne var? Ne istiyorsun?" diye sordum ve bir kahkaha duydum. Ah....tam bir sürtük.

" Neden bunları çiziyorsun? Piskopat. Biraz değişik şeyler denesene! " Dedi ve elimin altından defterimi çekip aldı. Onu almasıyla benim ayağa kalkmam bir oldu.

" Sonunda birisi gerçek dünyaya döndü" Sinirden kudurmak üzerydim. Hiçbir sürtük defterime dokunamaz! Tek kelime. DOKUNAMAZ!

" DOKUNMA! " Diye bağırınca ilkildiğini hissettim. Güzel.

" Sakin ol mazoşist. Sadece resimlerine bakıcam. " Dedi sinirlerime dokunuan bir sesle. Onu resmen öldürmek istiyordum.Böbreklerini koparıp eline vermek çok ister-DUR! Ben neler düşünüyorum böyle.

Bir anda sakinliğimden yararlanan sürtük defteri açtı ve en başından resimlere bakmaya başladı. Bazı resimlerim kansızdı,onlarda arkadaş dediğim insanların istekleri üzerine. Sayfaları fazla hışımla çeviriyordu. Dokunduğu her sayfa benim kanıma öfke ve nefret olarak işliyordu. Korku. Korkmasını beklerdim ama suratındaki piçimsi gülümseme silinmiyor,kan gördükçe daha fazla gülüyordu. Özürlü fala mıydı?

Defteri kapattı ve hızla sırama fırlattı. Bunu yapması tüylerimi diken diken etmişti. "Söyle bakalım manyak. Bunları neden çiziyorsun sen? Hasta mısın? Özürlü müsün? Nesin sen?!" Dayanamıyordum. Cevap vermedim. O sürtük cevabı hak etmiyordu. Alev almış gözlerimle ona bakarken gözlerindeki aşağılama ve cevap bekleyen ruhu gördüm. O... bu sorunun cevabını ne diye bekliyordu acaba?

" Hadi. Cevap bekliyorum. Ne oldu? Annenin kollarında ağlamak ister misin tatlım ha? Ahh~! Çok üzgünüm. Senin annen yoktu değil mi?" Bunu söylemeyecektin.

Hakimiyetimi kaybettim. Şu an bir erkek gibi bu kızı pataklamak istiyordum. Ve sanırım farkında olmadan yapıyordum.

Kolumu sürtüğün boğazına yapıştırdım ve onu geriye ittim. Tahtaya kadar onu ittim. Kolumu boğazından çekmeden onu tahtaya bastırdım. Sınıftan çığlık sesleri yükselirken kendimi kontrol edemediğimi fark ettim hatta aklımda tek şey var. Karanlıkta parlayan ama yavaşça kırmızıya bürünen bir kelime.

ÖLDÜR!

Kelime beynimin her hücresine yayılırken gözlerimin karardığını hissettim. Hatırladığım son şey sürtüğün morarmış çirkin suratıydı. Gerisi karanlık. Derin bir karanlık.

Karanlıkta parlayan bir şey... Çok parlak ve ilgi çekici... Tanrım... Bu nedir... Kendimi ona yürürken buldum. Evet ona dokunmak istiyordum. Çok güzel. Siyah saçlarım ve önümdeki kalın mor saç demeti sağ gözümü kapatıyordu. Güzeldim. İlk defa böyle hissetmiştim. Sağ gözüm bundan sonra kapalı olacaktı. Burdan çıkabilirsem.

Yaklaştıkça bunun bir sembol olduğunu gördüm. Yuvarlak üzerine çarpı işareti. Bu ne anlama geliyordu? Dokunmak için elimi kaldırdım ve yavaşça dokundum. Kendimi bu kadar kırılgan hissetmemiştim. Sembolün ışığı kolumdan omzuma yılan gibi geldi ve göğüslerimin üzerindeki boşlukta durdu ve aynı ilk hali gibi parladı ama daha fazla ışık vardı gözlerim kamaştı. Gözlerimi sıkı bir şekilde kapattım ve ışığın gitmesini bekledim...

Işık kaybolduğu anda gözlerimi açtım. Karanlıkta değildim. Siktir! Merhaba gerçek dünya. Sınıfımın tavanına bakıyordum. Neden ses yoktu. Yavaşça kulağım boğuk sesler almaya başladı. Sesler netleşti.

" Uyandı!" diye bağırdı bir erkek sesi başımdaki çocuğu nasıl olduda fark etmemiştim. Birkaç kişi daha başıma geldi. Kalkmak istiyordum ama...neden olmuyor. Vicudum oynamıyor. Tek yapabildiğim göz kırpmak. Gereğinden daha yavaş bir şekilde ama....

Bir elin kolumu kavradığını hissettim. Yavaşça beni kaldırdı ve duvara yaslayarak oturttu sonra iki el yanaklarımdan kavradı ve başımı yukarı kaldırdı. Lisa. Arkaşım denilecek insanlardan biri. Ağlıyordu. Neden? Göz yaşları gözünden süzülürken zor ve ince bir sesle...

"Ne yaptın sen Jess?" Göz bebeklerim küçülürken vicudumu kazandığımı hissettim.

" BEN Mİ?"

Yorumlarınıza ihtiyacım var bölüm biriktiricem haberiniz olsun. Kısa oldu çünkü ilk bölüm. HOŞÇAKALIN!!!

PROXY OLMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin