SICAK

495 47 11
                                    

     Evet herkese merhaba! Yazarınız burda! Şimdiden uyarayım bu bölümde yakınlaşma olacaktır! Lütfen yalnız okuyun gibi bir uyarı vermeyeceğim. Nerede okursanız okuyun! Hadi başlayalım! ^-^

    Anlamıyorum! Bu çocuk durup dururken nereden çıktı anlamıyorum! Alt tarafı bir kalp söktüm! Ama kendisi kaşındı. Ormanın ortasında ne işi olabilirdi ki? Vincet. Adı buymuş. Göründüğünden daha saf. Kanatlara sahip birinin yanına gelip bu normal mi diye sorması normal mi? Saf.

  Ormanda bir çığlık yankılandı. Luna işini bitirmiş olmalı. Yürümeye devam ettim. Yanlarına geldiğimde ise çocuk kolunu tutuyordu. Luna ise ona hırlıyordu. Kolundan delice kanlar akıyordu. Umurumda değildi. Yanlarından geçtim. Çocuğun gözlerini sırtımda hissediyordum. Arkama bakmadım. "Hadi Luna. Gidiyoruz." Luna'nın hırlamaları kesildi. Yürümeye devam ettim. 

  Vincet eğer beni takip ederse Creepyler onu öldürürdü. Özellikle Jeffrey. Yabancıları sevmez. Beni sevmediği gibi. CP evini görebiliyordum. Adımlarımı hızlandırdım. Bir saniye. Üzerim kanla kaplıyken CP evine giremezdim ki. Camdan girmek daha mantıklı. Kanatlarımı açtım ve havaya fırladım. Luna'da arkamdan geldi. 

  Odamın-pardon Jeff'in odasının camında durdum. Camı yavaşça dışarı doğru açtım ve içeri daldım. Kanatlarımı dalmadan 1 saniye önce kapattığım için girmem zor olmadı. Dizlerimin üzerinden kalktım. Başımı kaldırır kaldırmaz Jeff'i gördüm. Sadece pantalonu vardı. Duştan çıkmış gibi görünüyordu. Bana gözlerini dikmiş bakıyordu. "Ne var?" Gözlerini kıstı. "Bende aynı şeyi sana soracaktım." Tek elimi belime koydum. "Ama önce ben sordum." Piç bir şekilde sırıttı. "Yapma şunu!" Sırıtmaya devam ediyordu. Kaşlarımı biraz daha çattım. 

   "Sana yapma dedim!" 

   "Neyi?" 

    "Şöyle piç gibi sırıtma! Sinirimi bozuyorsun."

    "Ya da beni güzel buluyorsun? Kabul et! İlk geldiğin günden beri gözlerin üzerimdeydi."

     "Ne alaka be!? Ayrıca güzel değil yakışıklı!" Birden kendime inanamayarak gözlerim açıldı. Jeff'in kıkırtısını duydum. Piç! 

     "Ya? Demek öyle. Başından beri biliyordum zaten."  Bana yürüdü. "Kabul ediyor musun Jess?" 

     "Nightmare!" Diye çıkıştım. Gülüyordu. Dibime kadar girdi ama geri çekilmedim. Eğer çekilirsem üzerime daha çok geleceğini biliyordum. Jeff'ten sadece birkaç santim kısaydım. Suratıma nefesini verdi. Dişlerimi dışarıya çıkararak sıktım. Güldü.

   Gülme artık! Lanet olsun kapa çeneni! Gülümseme! Yaklaşma! Dokunma! Adımı söyleme! Sadece uzak dur! Sana dayanamıyorum! Lanet olsun Jeff! Çok güzelsin!

   Düşüncelerim beni uyandırdı. Hoppala! Nerden nereye? Ondan nefret ediyordum ama içten içe güzel olduğunu düşünüyordum. İyice sapıttım. Başımı kaldırdım. Yapmaz olaydım. Dudaklarından çıkan sıcak nefesi tüylerimi diken diken diyordu. İlk defa bir erkek bu kadar yakınımdaydı. ve hiç öpüşmemiş biri olarak nasıl öpüşülür bilmiyordum-zaten bilmeme de gerek yok!

  Bir adım uzaklaşmaya çalıştım ama yapamadım. Kolumu aniden kavradı ve duvara çarptı. Kanatlarımın olduğu yer acımıştı ve şimdi de yanıyordu. Yaklaştı ve beni duvarla kendi arasına sıkıştırdı. "Söyle."

  "Ne söylememi...istiyorsun sapık?" "İstediğini söyle" "Rüya görme Jeffrey. Senin düşündüğün gibi biri değilim." "Peki söyle bana...kimsin sen?"

   "Daha önce hiç bir erkeğe yaklaşmadım. Hiç bir erkek bana senin kadar yakın durmadı. Bu yüzden rahatsız olduğumu bilmeni isterim. Hiç öpüşmedim. Kimseyle işim olmaz. Anlayacağın daha beyazım." 

  "Peki bir beyaz...siyahı temizleye bilir mi?"  Güldüm 

   "Hiç sanmıyorum. Siyah beyazı kirletir ve karanlığına alır." 

  "Karanlığımda yalnızım Jessica. Seni karanlığımda istiyorum."  

   "Benden nefret etiğini sanıyordum...Siyah."

   "Duydular karanlıkta saklanır." Dudaklarıma yaklaştı. "Seni karanlığa çekmek istiyorum ama..." Dişlerini sıktı. "Sana dokunamıyorum bile." 

    Hiç düşünmemiştim. Birinin bana dokunmasını, öpmesini, kokumu onunkine karıştıracağını... Ama düşününce de karnım kazınıyor. Değişik hissediyorum. "Neden?...Neden dokunamıyorsun?" 

  Başını sağa sola salladı."Bilmiyorum." Başını omzuma koydu, nefesini boynuma veriyordu."J...Jeff!" Başını kaldırdı. Neden bir santim bile olsun uzaklaşmıyordu. Mini metrelerden nefret ediyorum. 

   " Ne var?"  Dişlerimi sıktım.

   "Uzaklaşma şansın var mı?" Başını salladı.

   "Rüyanda görürsün Jess."

   "Nightmare!"  Gözlerime kilitlendi.

   "Madem bir  Kabus' sun neden kalbim yerine kabuslarıma girmiyorsun?" Gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Kalbi....mi?

   Başını eğdi ve yanımdaki kapıdan sıyrıldı. Jeff....neden sen? Duvara yapışmış duruyordum. İki gün öncesinde benden nefret eden adam şimdi gelmiş karanlığımda seni de istiyorum diyor. Kafam karıştı. Sonuçta 16 yaşından beri cinayet işleyen biri kandırmayı ve parmağında çevirmeyi oyun haline getirmiş olabilir. Beni deniyor. Hayır Jeff. Kollarına atlamayacağım. Oyuncağın olmayacağım. Hayatımda çok şey gördüm. İhanet. Kullanılma. En ağırı arkadan bıçaklanmak. Bu oyunların bana sökmez. Birkaç süslü lafına kanmayacağım. Kabusun olacağım.

            Üzgünüm kısa. Bundan sonra bölümler ısa bölüm hızlı gelir. tama derseniz yorum atın. Hayır bölümler uzun olsun derseniz de yorum atın ve beğendiyseniz vote atmayı unutmayın!!!


PROXY OLMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin