Ateş ve Su |||

1.9K 67 11
                                    

Selamlar.

Son partımıza geldik. O kadar uzun oldu ki. Aslında ikiye bölmek isterdim ve daha erken yollamak, ama sonra yapmışken tam yapayım, herkesin kafası rahat olsun dedim.

Benim hikayede amaçladığım asıl şey aşktı, ama dolu dizgin yaşanan bir aşk değil. Aşıksan her şeyi kabullenirsin gibi bir aşk. Zaten bunu okuyunca anlayacaksınız. Yeni konulu hikayelerde görüşmek dieğiyle diyorum. Umarım yakın zamanda dönerim. 

Hepinizi seviyorum.

Beğeni ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen.

İyi Okumalar :) :)

"Zeynep, Zeynep neyin var?"

Kerem'in sesi Zeynep'i saçma düşüncelerinden uyandırdığında mutfak sandalyesinde dalmış olduğunu gördü. Yemeklerini yiyorlardı ve Zeynep birden sessizleşmişti. Bunun nedenini bilmiyordu Kerem.

"Efendim?"

"Diyorum ki hayrdır? Seni hiç böyle görmemiştim."

Aslında bir kaç kez görmüştü ama o zamanlar Zeynep babasından kaçıyor ailevi meseleleriyle boğuşuyordu. Bu tamı tamına iki ay kadar önceydi.

Bu seferki başkaydı, bambaşkaydı.

Zaten Kerem'e ne ara aşık olduğunu bilmiyordu. Ona aşık mıydı bunu da tam olarak kestiremiyordu. 

En son bu duyguları hissettiğinde on yedi yaşlarında falan olmalıydı. Zaten o zaman hissettiği tek duygu da hayranlıktı. Çünkü okula gelen yakışıklı çocuğu gözüne kestirmişti, eh onu zaten okuldaki her kız gözüne kestirmişti.

Bu zamana kadar Cem'i de sevmişti ama sadece sevmişti. Zaten bir zaman sonra sevginin bedelini de ağır bir şekilde ödemişti.

Kendine verdiği o sözleri tutmadığı için sinirlendi. 

Hani bir daha kimseye güvenmek, bir kadın dahi olsa kendinden ve kızından başka kimseyi sevmek yoktu. 

Gerçi iyi yürekli ve oldukça şefkatli Zeynep'e göre bütün bunlar çok fazlaydı ama olsundu. Yine de kendine engel olamamış ne olduğunu da tam anlamamış birden Kerem'e aşık olmuştu. 

Yirmi altı yaşındaki bir kadının olgunluğuna göre artık aşk ve sevgiyi ayırabilirdi. 

Ama Kerem'e duyduğu hisler gerçekten başkaydı. 

Belki hayranlık ya da ettiği yardımların bir göstergesi diye düşünüyordu ama onun muhteşem kalbine aşık olmamak da elde değildi. 

Kim bilir kaç kişi daha ona aşıktır diye düşündü. Sonrasında hemen bu kötü fikirden uzaklaştı. Sonuçta milletin işi gücü yoktu ve Kerem'e aşık olmuyordu değil mi?

"Yorgunluktan herhalde."

Sakin sessizliğin ardından birden duyduğu sesi kendini bile irkiltti. Daha fazla fiziksel ve duygusal yorgunluğu kaldıramayacaktı.

"Yatsam iyi olur. Sana iyi geceler."

Odasına vardığında kısa bir duş aldı. Karnı gittikçe büyüyordu. Zayıflığının aksine son zamanlarda göğüslerinde ve kalçalarında olan dolgunluk da ona kadınsı bir hava katmıştı. 

İçeriye girip iç çamaşırlarından sonra taytını giydi. Kenardaki boy aynasının önüne geçtiğinde üzerinde sadece sütyen vardı. Mutlu bir şekilde gülümseyerek karnını okşadı. Kızı hareketine tepki verircesine içinde kımıldandı. 

Tam o anda açılan kapı büyüyü bozmuş gibiydi ve Zeynep ne yapacağını bilemeyerek donmuştu. Kerem elinde tuttuğu su bardağı ve sıktığı avcuyla kendisine bakıyordu. Ne Zeynep kımıldayıp saklanıyor, üzerine bir şey giymeye tenezzül ediyordu, ne de Kerem geri adım atıp kapıdan çıkıp gidiyordu.

Tek Bölümlük HikayelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin